Yavaşça belini salla 'Sunki

hapishane

Evet! Bir bu eksikti! Şuan nerede miydim? Hapishane! Harika.

Kız komaya girmişti. Sonra polisler geldi cart curt. Şuanda on tane suçluyla aynı yerde kalıyordum.

Tam diğerlerinin yanına oturacakken, bir polis gelip ziyaretçin var demişti.

Bende ok. Tm. Falan deyip çıkmıştım. Görüşme yerine gelince, annem hyunglar, Riki, Jake ve babam vardı. Babam benim geldiğimi görünce ayağa kalkmıştı. Ardından bana sarılmıştı. Yıllar sonra ilk defa sarılmıştım babamla.

Bu beni rahatlatırken annem laf sokmalarına başlamıştı bile. İşte tişört oldu poşet. Değdi mi falan. Gerçekten üzüldüğünü düşünmüyordum.

"Polislere rüşvet teklif edeceğim. Ki kabul edeceklerinden eminim. 2 haftaya çıkarsın."

Babam bunları söyledikten sonra iki hafta sözü kulaklarımda dolanmaya başlamıştı. Ben iki gündür buraya zor katlanıyordum. Babam iki hafta diyordu.

Riki bana gülümsediğinde bende ona gülümsedim. Ondan sonra Sunghoon a döndüm.

"Ulan orospu çocuğu. Ulan şerefsiz! Sen o gerizekalıya tişörtümü vermeseydin böyle bir yere düşmeyecek olacaktım!"

Sunghoon beni sikine bile takmamıştı ardından konuşmaya başlamıştı.

"Ulan aptal gerizekali, ben nereden bileyim senin gidip kızı öldüreceğini? Ve bu arada kız öldü."

O kadar sakin bir şekilde söylemişti ki sanki çok normal gibi söylemişti.

Ellerimi başıma koyup okşamaya başladım.

"Tanrım sabır ver"

O sırada Jay konuşmaya başladı.

"Sunghoon haklı, biz o tişörtü verirken kızı öldüreceğini düşünmemiştik."

"Biz derken?"

"Bu aptal hâlâ tişört peşinde!"

Jake bağırmıştı.

Tam o sırada gardiyan gelip sürenin dolduğunu söylemişti.

Ve beni alıp götürmüştü.

-2 Hafta sonra-

Aslında burayı sevmiştim. Bu koğuşta ki çoğu kişi, tacizcileri öldürmüştü. Sadece bir kişi hırsızlıktan içeriye girmişti.

Bir gardiyan gelip Kim Sunoo çıkıyorsun dediğinde diğerleriyle vedalaşmıştım.

Sonra da dışarıya çıkmıştım. İki hafta cennet gibi geçti diyebilirim. Çünkü sürekli uyudum!

Dışarıda bekleyen canım annem hemen gelip bana sarıldı. Orada bekleyen Beomgyu yu gördüğümde o da gelip bana sarıldı ve kardeşim dedi.

Demek öğrenmişti.

Diğerleriyle de sarılıp bir kafeye geçmiştik.

Orada oturup sohbet ederken aklıma dans yarışması geldi. Yarışmaya 2 ay kalmıştı ve ben neredeyse hiç pratik yapamamıştım.

Hemen Riki ye baktım. O da bana baktı ve konuşmaya başladı.

"Biliyorum 2 ay kaldi ve hiç pratik yapamadık. Ama bundan sonra sürekli pratik yapacağız."

Zihnimi mi okumuştu o?

"Vampir.."

Sessiz bir şekilde söylememe rağmen duymuştu ve kahkaha atmıştı.

"Cidden- ah! Cidden Sunoo vampir miyim sence?"

Kafamı salladım, ve daha fazla gülmeye başladı.

Diğerleri mal gibi bize bakıyorlardı. Gözlerimi devirdim ve önümdeki tatlıyı yemeye devam ettim.