Yavaşça belini salla 'Sunki

çirkef sunoo pt2

"nasıl yani Riki sen gay misin?"

"İki saattir onu söylemeye çalışıyorum mal olduğunu için anlamadın!"

Riki yi birden kenara itip kızı kolundan tuttum.

Benden 5-6 cm kısaydı. Gülümsedim ve arkada olan havuza kızı fırlattım. Kız çığlık attığında diğer kızlar yardım etmek amacıyla egildiler.

Havuzda olan kıza ellerini uzatırken hepsine tekme atarak, havuza attım.

"Bana bakın sürtükler! Bir daha sevgilimin yanına yaklaşırsanız sizi fena yaparım. Anladınız mı beni!"

Kızların yüzündeki makyajları akarken Riki yi kolundan tuttum.

Annemin olduğu yere giderken, sabahki adam yanımıza geldi.

"Kızları çok güzel ittin hayran kaldı-"

"Bende seni itmeden kaybol buradan"

Riki de sinirliydi. Kızı ayırmaya çalışmış, kız ayrılmamıştı.

Riki itecekken ben itmistim. Ve iyi hissediyordum. Evet yine çirkefliğimi yapmıştım.

Annemin yanına geldik ve oturduk. Annem hala kahkaha atıyordu kızların haline. Elinde de çekirdek vardı. Deli kadın ya!

"HASHQJKRHQJDJQH nasil düştüler ama!"

Daha fazla kahkaha atmaya başladı.

Bir süre sonra herkes normal haline geri dönmüştü. Kızlar hala bize bakıyorlardı. Bi carpcam.

Riki ye döndüm birden.

"Yarın numaranı değiştireceğiz."

Riki kafasını olumlu anlamda sağladığında dans müziği çalmaya başladı.

Riki beni kaldıracak sanırken annemi kaldirmasiyla şok oldum.

Şaşkınca onlara bakarken annem bana orta parmak çekmişti.

Onlar dans ederken bende tırnaklarımı yiyordum. O sırada küçük bir çocuk yanıma geldi.

"Selam annemi kaybettim de onu bulmamada yardımcı olur musunuz?"

Peltek konuşması komigime giderken cocuga baktım.

"En son anneni nerede gördün?"

Çocuk havuz başını işaret ederken oraya baktım. Çocuğun elinden tuttum ve oraya götürdüm.

"Nerede? Anneni görebiliyor musun?"

Çocuk kafasını olumsuz anlamda sağladığında ona baktım.

"Oda numaranızı biliyor musun?"

"Hayır ama gişedeki kadından öğrenebilirim"

Tamam anlamında kafamı salladım ve giseye gitmeye başladık.

Gittiğimizde, kadın ismini ve soyismini sordu.

"Kang Jungu"

"Annenin ismi Kang Minseo mu?"

Çocuk kafasını salladı, kadında konuşmaya başladı.

"712. Oda"

"Pekala teşekkür ederiz"

Eğilip geri çekildiğimde asansöre bindik.

Son kata geldiğimizde 712. Odayı aramaya başladım. Bulduğumuzda kapıyı çaldık.

Kapıyı bornoz ile bir kadın açmıştı.

Yüzündeki makyajı dağılmış ve saçları dağınıktı.

"Anne?"

Kadın gülümsedi ve oğluna baktı.

"Ah, oğlum?"

Sahte bir gülümseme, nerede görsem tanırım.

Çocuk tam bir şey diyecekken arkadan bir adam gelip kadının beline sarıldı. Çocuğa kim bu dercesine kaş göz işareti yaptığımda, bilmiyorum dercesine başını eğdi.

Evet anladım. Bu kadın oğlunu bilerek bırakmıştı, sırf sevişmesi bölünmesin diye. Ben konuşmaya başladım.

"Jungu 4 gün benim yanımda kalacak, eğer sizin içinde sakıncası yoksa."

Kadın gülümsedi. Gerçekten sevinmişti, beni yanına çekti ve konuşmaya başladı.

"Evlat edinmek ister misin?"

"Anlamadım?"

"Jungu bana yük oluyor, eğer istersen evlat edin."

"Hanımefendi, çocuk size yük oluyorsa dogurmasaydiniz?"

"Güney Kore de kürtaj yasak tatlım."

(Kürtaj yasak degil normalde ama burada yasak)

"Ben evlat edinmem ama annem edinir. Sizden kat ve kat daha iyi annelik yapacağına eminim."

"O zaman yarın gidelim de alın şunu başımdan."

"Pekala."

Kapıyı yüzüme kapattığında Jungu ya baktım.

"Benim adım Sunoo güzel çocuk."

Jungu gülümsedi.

"Şimdiden denir annemden fazla sevdim."

Biz tam gidecekken, kapı açıldı. Oraya baktığımda Küçük bir bavul vardı.

"Burada eşyaları var, al ne yaparsan yap"

Bavulu alıp Jungu nun elini tuttum.

"Hadi gidelim. Parti daha yeni başlıyorrr!"

"Yaşasın!"