Yavaşça belini salla 'Sunki

bilinmeyen abla Konon?

Sabah telefonun çalması ile uyandık. Baktığımızda Riki nin babasıydı.

Riki uykulu bir şekilde telefonu açtı.

"Ne be!"

"Riki acilen Seul deki evimize gelmen gerekiyor önemli bir konu var. Ve o küçük sıçan eniği ile manitani getirme."

"Sabah sabah siktir git baba"

"Acil dedim Nishimura Riki!"

Soy adının söylenmesi ile hemen ayağa kalkmıştı. Tamam geliyorum deyip hazırlanmaya başladı.

Sanırım soy adını söyleyerek ona istediğim her şeyi yaptırabilirdim.

"Kahvaltı-"

"Çok acil güzelim, sen Jungu ya bak sonra da stüdyoya geçin."

Kafamı salladığım gibi çıkmıştı.

Bende kalkıp saate baktım. 8.21 çok güzel! Erkenden çok acil(!) bir iş için uyandırıldım. Harika!

Kahvaltı hazırlamaya başladım. Önce yumurta haşladım. Sonra taze soğanı bir tabağa doğradım. Üzerine yumurtaları doğradım ve sosları döktüm. Önce kara biber ve tuz, sonra yağ ve sirke.

Harika bir yumurta salatası karşımda duruyordu.

Onun yanına yeşil zeytin ve kimchi çıkardım. Sabah kahvaltısı.

Onun yanına da kaselerde pilav çıkardım.

Her şey hazırdı. Tek eksiğimiz küçük bir tavşandı. Tam odasının önüne geldiğimde kapı açıldı.

Elleriyle gözlerini ovalayan bir Jungu karşıladı beni.

Lavaboya gidip yüzünü yıkadı. Sonra dişlerini fırçalayıp mutfağa girdi.

"Hoş geldin!"

Gülümseyip "günaydın" dedi. Ardından masaya oturarak yemeye başladı.

-Riki nin ağzından-

Şoför beni evin önüne bıraktığında kapıyı çaldım. Hizmetli kız kapıyı açtığında bende içeriye adımladım. Salona girdiğimde bir kadın bir genç kız ve bir de babam oturuyorlardı.

Babamın karşısındaki tekli koltuğa oturdum. Kadın birden ayağa kalkıp yanıma geldi. Yavaşça yüzümü incelemeye başladı.

"Sen bu adamın oğlu olamazsın. Sen yakışıklısın"

Güldüğümde kadın ciddi duruyordu. Deli gibi bir hali vardı. Genç kız kadını yerine geri oturttuğunda babam lafa girdi.

"Riki. Bu ablan Konon. Şimdi ne ablası falan diyeceksin anlatacağım. Bu kadın sana yakışıklı diyen Konon un annesi. Ben gençken, bu kadın ile birkaç şey yaşadık. Biliyorum bana kızacaksın. Her neyse yıllar sonra arayıp beni buldular işte bu kadar."

Tamam bekliyordum böyle bir şeyi. Ama bu saçmaydı.

"Kızım bu da senin küçük kardeşin. Aranızda 14-15 ay kadar bi süre var. Yani sanırsam."

Konon denen kız bana gülümsediğinde bende ona gülümsedim.

Sevmiştim şimdiden ama bir sorun vardı.

"Bu kizin senden olduğuna dair bir kanıt var mı? Sen kolay kolay birilerini kabul etmezsin"

"Var"

Kafamı salladım ve Konon a baktım.

"Abla. Sana abla demesem olur mu? Çünkü dilim varmıyor."

"Sorun değil kardeşim"

"Dans etmeyi sever misin? Gel biraz dışarı çıkalım konuşalım."

"Olur"

Ayağa kalktığında bende kalktım. Ardından birlikte dışarı çıktık. Sokak boyunca sorular sordum. O bana sorular sordu falan.

Dans etmeyi çok seviyormuş. Bizim ailenin geninde var herhalde dans. Babamda çok sever dans etmeyi ama o klasik dansları seviyor.

"Dans stüdyoma gidelim mi? Seni sevgilim ve oğlumla tanıştıracağım."

"Oğlum deyince bir tuhaf oldum"

Güldüğünde bende güldüm. Ardından şoförü arayıp bizi almasını istedim.

Bizi aldığında stüdyoya gitmeye başladık.

Oraya varınca kapıdan içeri girdim.

İçeriye girer girmez Jungu yanıma koştu.

"Baba!"

Diyerek bana sarıldı.

Sunoo da arkasından geliyordu. Konon u benim yanımda görünce durdu. Sinirli bir şaşkınlıkla bana baktı.

"Anlatacağım bakma öyle"

Bir yere oturup anlatmaya başladım. Olayların hepsini anlatıp ona baktım. Gidip Konon a sarıldı.

"Riki sanırım yeni bir ev satın almamız lazım. Beomgyu da evine geri dönebilir."

Arkadan Beomgyu gelip evine tasiniyorum diye bağırıp gitti.

"Ben seni çok sevdim Konon."

"Bende seni Sunoo. Ve merak etme ben lezbiyenim"

"Lezbiyen misin? Yoldayken bana söylememiştin"

"Evet zaman bulamadım."

(Beomgyu ve Sunoo üvey kardeşler biliyonuz demi)

"Benimde kız çevrem yok ki sana kız bulayım"

"Sanırım kız çevresi edinmemiz gerekiyor"

"Ben edinirim. Sen edinmesen de olur. Sen edinince görüyoruz noluyor."

Lafını da sokup Jungu yu koşturmaya başladı.

"Halan geldi! Buraya gelsene!"