Portal açılmadan bir ay önce/26 Anka 1718

29 10 5
                                    


"Güç ahmakların silahıdır. Baltası olmayan bir ahmak ağacı yumruklayarak parçalamaya çalışır. Ama ondan kat be kat güçsüz kurtçuklar nereye saldıracaklarını bildikleri için ağacı devirebilirler."

Kyros

İçi erzak dolu sal ağır ağır doğu kanadından pınara yaklaşıyordu. Skyhtes, içindekileri daha önce hiç bu kadar merak etmemişti belki de. Daha da çok merak ettiği şey onların nereden geldiğiydi.

Sal pınara geldiği zaman Skyhtes pınarın kıyıya yakın kısmının akışını durdurdu ve erzakları taşıyan insanları izlemeye başladı. Hepsi de çok zayıf gözüküyordu. Gelen bunca yiyecekten onların payına bir şey düşmüyor mu? Yine de hepsi hallerinden mutlu gözüküyordu. Hayır, mutlu değil, buna alışmış görünüyorlardı.

Geri kalan pek çok insanın yiyecek bulabilecekleri bir işleri bile olmadığını düşünüp verilen bir parça ekmeğe razı oluyordular. Kral genelde bunun kıtlık dönemiyle alakalı olduğunu söyler dururdu ancak Skyhtes, saraydaki ziyafetlere kıtlığın isabet ettiğini hiç duymamıştı.

Yanındaki yaşlı adama yardım etmek için kutulardan birini güçlükle taşıyan küçük bir kız gördü Skyhtes. Henüz dört yaşlarında olmalıydı. Beline kadar uzanan düz, koyu kestane saçları ve esmer bir teni vardı. Kutuyu düşürmemek için sendelediğini gördüğünde ona yardım etmek istese de bunu yapamayacağını biliyordu. Halktan birisine yardım etmeleri kesinlikle yasaktı. Bunun, vanahların şerefini zedelediğine inanılıyordu çünkü.

Küçük kız da dâhil herkes bir şeyler alıp sal boş kalınca ileridekilerin salı kıyıya çekebilmeleri için akışı o yöne çevirdi. Evet, bugün kötü başlamış olmasına rağmen her şey gayet iyi gidiyor gibiydi. Her ne kadar Rakabel yarım saattir ortalarda olmasa da bu bir sıkıntı değildi. Hatta ondan uzak olması her zaman daha iyi bir seçenekti.

Anlamadığı şekilde Skyhtes'e karşı takındığı garip davranışları vardı. Gereksiz bağırışlar, yok yere sinirlenmeler, küfürler... Onu kıskanıyor muydu yoksa? Eh, herkes benim kadar yetenekli ve yakışıklı doğmuyor. Haliyle kıskananlar olacak.

"Hey Skyhtes, bir halta yaramayı düşünüyor musun artık?"

Skyhtes duyduğu sesle bütün kaslarının gerildiğini hissetti. Yüzündeki gülümseme de tamamen silinmişti. Evet, bazı şeyler tadını çıkartmaya karar verdiğiniz anda elinizden uçup gidiyordu. Gözlerini devirerek karşısında duran kas yığınına baktı.

"Ne var yine?"

Rakabel ellerini göğsünün altında birleştirmiş burnundan soluyor ve delici bakışlarıyla kendini sinirli göstermeye çalışıyordu. Bu herif kesinlikle baş kozdav olacak. Cevap gelmeyince, üstündeki bakışlara aldırmadan pınarı hareket ettirmeye devam etti.

Normalde tartıştıkları bilindiğinden hiçbir zaman Rakabel'le aynı vardiyada çalıştırılmazlardı. Tartışmasınlar diye değil, pınar hareket etsin diye. Ta ki bu sabah Aun yatağına kusup herkese hasta olduğunu ilan edene kadar...

İkimizi aynı kola vermeselerdi bari. Skyhtes hâlâ iki haftadır devam eden işkenceyle yanan ciğerlerinin acısını hissetti. Gerçekten ne kadar fazla su yutmuştu öyle? Boğazındaki gıcığı gidermek için öksürdü.

"Yoksa sende mi hastasın? Sakın bana bulaştırayım deme yoksa çok fena olur."

İşte şimdi gerçekten saçmalıyordu. Belli ki canı kavga edecek birilerini arıyordu ve bugünün şansına karşısına Skyhtes çıkmıştı. Rakabel diğer insanlardan neredeyse bir baş daha uzundu ve yapı olarak da Skyhtes'in iki katı kadardı. Olası bir yumruk yumruğa mücadelede kazananın Rakabel olacağı açıktı ancak onu bir köşede yakalarsa kesinlikle yalvartana kadar acı çektirebilirdi. Bu düşüncelerle hafif bir tebessüm etmesine sebep oldu.

Gölgenin Kıyameti: AluvantazarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin