Portal Açılmadan Bir Hafta Önce 25 Albatros 1718

14 4 0
                                    

"Zincirlerin kopmasına çok az kaldı. Hissedebiliyorum."

Arakthon

Ertesi gün kuşluk vaktinde uyanan Skyhtes, Khimaria'ya hak vermeye başlamıştı. "Gece uykularının tadını çıkart Skyhtes," dedi kendi kendine. Yalnızca dört saat uyumuş olmasına rağmen şaşılacak derecede dinçti.

Yatağından kalktı ve masasındaki gümüş kırbadan aldığı suyu yüzüne çarparak bugün yapacaklarını düşündü.

Öncelikle, pınarda Trigan'la görüşüp kitap hakkındaki her şeyi öğrenmesi en mantıklısı olacaktı. Belki oradan işlerine yarayacak bir şey çıkabilirdi. Ardından Roy Hunerik'in yanına gidip orduyu denetler ve sonrasında da balıkçılarla konuşmaya giderdi.

Üzerini değiştirdi, masasına kadar özel getirilen tabaktan birkaç lokma atıştırdı ve sarayda dışarı çıktı.

Pınara vardığında Trigan'ı kadim su kitabıyla uğraşırken buldu.

Trigan onu görünce kitabı kapattı ve ayağa kalktı. "Dilerseniz sakin bir yerde konuşalım, lider Skyhtes."

"Bana Skyhtes de."

Birlikte kuzey batıdaki tepeye doğru yürümeye başladılar. Trigan bir yandan kitap hakkındaki bilgilerini anlatıyordu.

"Kitapta tek bir şifre yöntemi yok. Sadece benim bulabildiğim ondan fazla sistem var. Bunlardan kimisi k ve n gibi iki harfin yerini değiştirmek şeklinde basit şifrelerken, bazıları da kitapta değişiklik yaparak ortaya çıkıyor."

Skyhtes kaşlarını çattı. "Yakmak gibi mi?"

"Hayır, kesinlikle değil. Daha çok köşelerinden katlamak ya da iki sayfayı üst üste koyup ışığa tutmak gibi. Ayrıca sayı sistemleri de çok farklı. Onluk değil on ikilik garip bir sistem kullanıyorlar. Meselâ onlar '100' yazdıkları zaman bizim '144' anlamamız gerekiyor ya da '500' dediklerinde '720'."

Skyhtes, Trigan'ın son söylediklerini tam anlamadıysa da artık bir şeyden kesinlikle emindi. Kitabın şifrelenmesi, sınırdaki fırtınalar, görünmez kalkan, yedi taş ve ışık oyunları. Hepsi tek bir amaca hizmet ediyordu. Adadakilerin vaktinden önce çıkmasını engellemek.

Eğer ilk baştaki kurulu düzen hiç bozulmasaydı, muhtemelen dışarıdan gelen son taşla birlikte kitaptaki şifreleri bilen krallar bunun manasını anlayacaktı ve önce gizli geçitleri açacak, ardından taşları olması gereken yere yerleştirerek sınırdaki fırtına ve kalkanı sonlandıracaklardı.

Şimdiyse yedinci taş gelse bile iki taş için savaşmaları ve ışık taşını da aramaları gerekiyordu. Bir de bilmedikleri her şeyi öğrenmek için şifreleri çözmeleri.

"Acaba şifrelerin nasıl çözüleceğini anlatan bir kitap var mı?" diye sordu Skyhtes. "Unutulması ihtimaline karşı yani."

Trigan elini çenesine koyup biraz düşündü. "Pek sanmıyorum. Kitabın şifrelenme sebebi başka ellere geçme tehlikesi zaten. Ayrıca birisi unutacak olsa bile diğer krallar şifreleri mutlaka biliyordur."

Skyhtes bu konuyu daha sonra tekrar düşünmeye karar verdi. "Sanırım öyle. Başka bir şey var mı?"

"Şu sıralar gizli geçitler hakkında araştırma yapıyorum. Anladığım kadarıyla çalışabilmesi için her iki tarafın da taşını geçide yerleştirmesi gerekiyor ve Sargon önceleri bunu yapmış olabilir."

"Ve bu sayede diğerleri kaçtılar."

"Muhtemelen." Trigan son anda aklına gelen şeyle heyecanlanarak, "Bir de kitapta yeni bir su bükme tekniği buldum. Hoşunuza gideceğini umuyorum."

Skyhtes'in dudağı yana kıvrıldı. "Göster o halde."

Öğle vaktine kadar kitaptan, yeni tekniklerden ve Mitra'yın sandığından bahsettiler. Kayda değer pek bir şey yoktu. Çoğu önceden tecrübe ettiği şeylerdi zaten.

Trigan'la ayrıldıktan sonra orduyu kontrol etmek için Kozdav Rakabel ve Roy Hunerik'i ziyaret etti. Ardından tohaya, Larsa'nın yanına uğradı ve vanahların eğitimine yardımcı oldu. Larsa'nın çekingen davranışları dikkatinden kaçmamıştı ama sebebini hâlâ bilmiyordu.

Akşam olunca beşi ve Briton oturup durum değerlendirmesi yaptılar ve eksikleri belirlediler. Dolunayın tepeye ulaşmasıyla herkes yataklarına çekildi. Skyhtes hariç. Gece boyunca süren çalışmalarını ne zaman masa başında uyuyarak sonlandırdığını hatırlamıyordu ancak güneşin doğmasına birkaç saatten fazla kalmış olamazdı.

Kimi zamanlar savaş hakkında aklına öyle korkunç şeyler geliyordu ki kalbi sıkışıyor ve çıldıracakmış gibi oluyordu. Uyumamasının bir sebebi de buydu belki. Kaybettiklerini gördüğü kâbuslardan korkuyordu. Sevdiklerinin öldürüldüğü, hayalini kurduğu her şeyin son bulduğu.

Günler böylece birbirini takip etti. Khimaria ve Ai Tojon'la sık sık haberleşip bilgi alıyor ve izlemesi gereken adımları belirliyordu. Dojhan'da durumlar iyiydi. Kaybettikleri kozdavların yerini doldurmayı başarmışlardı ve halktan da yüzlerce gönüllüleri vardı. Ether de büyük bir ordu kurmuş, son hazırlıklarını yapıyordu.

İkinci haftanın sonunda Trigan'ın uzun uğraşları sonucu Ether'e giden geçidin yerini bulmuşlardı. Dördüncü haftada, savaşa üç gün kala ordusuyla birlikte yola çıktı. Geride nehri idare etmesi için birkaç vanah ve su bükmeyi bilmeyen yedi bin kişi kalmıştı. Bir de Trigan.

Gölgenin Kıyameti: AluvantazarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin