Portal Açılmadan On Dokuz Gün Önce 11 Albatros 1718

16 5 1
                                    

"Karanlık diyar, en kötü kâbuslarda bile görülemeyecek kadar korkunç, saf enerjiden oluşan yaratıklarla doludur. Bedenleri farklı olsa da ruhları tektir.

Karanlık diyar


"Asayı çaldırdın," dedi toprak kıran Sargon'a bakarak. "Kendi canını kurtarmak için hepimizi tehlikeye attın."

"Bu kadar güçlü olacağını nereden bilebilirdim ki?" Kral Sargon yaralı omzunu tuttu. "Sizin yanınıza getirirsem şansı olmaz sandım. Anlaşılan bir kişiyle baş edemeyecek kadar güçsüzmüşsünüz." Ya da asa onu seçti.

"Mesele bu değil," dedi rüzgâr biçen. "Kuralları biliyorsun. Eğer mahzendeyken yardım çağırsaydın kapıları kilitler ve yeniden zehirli havayla bayıltırdık."

"Tabii ben de ölürdüm."

"Kural kuraldır," diye kükredi rüzgâr biçen. Ardından kılıcını çekti ve resmi bir tonla kralın ölüm fermanını okumaya başladı. "Ben birinci bakan, rüzgâr biçen Katnu. Seni şimdi, burada ölüme mahkûm ediyorum."

Diğer üç bakan aynı anda karşılık verdi. "Onaylıyoruz."

Sargon'un gözleri parıldadı. "O halde gelin de öldürün bakalım."

Kral bu sözlerini söylerken arkasından yükselen siyah duman, bakanları boğmak için hazırlanıyordu.

***

"Yani sen Zegâl'densin, öyle mi?"

Skyhtes etrafında toplanmış kalabalığa baktı. Hâlâ mavi dışında bir göz renginin mümkün olduğuna inanmaya çalışıyordu. Bir de toprak kontrol eden bir şehrin varlığına. "Evet, Zegâlliyim."

Ağaçların arasında karşılaştığı adam Skyhtes'in elindeki asayı ve nehri kontör edebildiğini görünce onu doğrudan şu an muhatap olduğu adama getirmişti. Komutan Vermund'a.

"Bak Vermund, İsmin buydu değil mi?"

Karşıdan gelen onayla devam etti. "Şu an asayı ve kitabı çaldığım için her yerde beni arıyorlar. Ayrıca isyan girişiminde bulunduğum için. Benim bir an önce Zegâl'e dönüp esir düşen arkadaşlarımı ve halkımı kurtarmam gerek." Bir komutanla böylesi açık konuşmanın delilik olduğunu düşünse de Trinan'ın sözüne güveniyordu. Oradakilerin yardım edeceğini söylemişti sonuçta.

Vermund beyaz sakalını sıvazlayarak düşündü. "Bize olup bitenleri en başından anlat. Bu arada iltihap kapmadan kolunu da bir baktırsan iyi edersin."

Kolunu sardırmak için yola çıkınca Skyhtes her şeyi kısaca anlattı. Mitra'dan aldığı dersleri, sayım gününü, asayı çalışını ve aklına gelen ne varsa.

Vermund anlatılanlar içinde en çok bakanlarla ilgili olan kısma şaşırmıştı. "Dört bakana karşı tek başına mı savaştın?"

"Kralla birlikte beş kişiydiler," diye düzeltti Skyhtes.

Geniş bir çadırın önüne gelince durdular. "İçeride yarana baksınlar. Sonra da biraz dinlen. Sana yiyecek bir şeyler de göndereceğim. Bu sırada biz de kurulda ne yapacağımızı tartışalım. Böylesi bir kararı Lider Khimaria'nın uzun uzun konuşmak isteyeceğine eminim."

Khimaria çadırın yanından ayrılınca Skyhtes başını eğerek kapıdan girdi. İçerisi yataklar ve türlü sağlık malzemeleriyle doluydu. Biraz eski ve yıpranmış olsalar da kullanılabilir gözüküyorlardı.

Yeşil kıyafetler giymiş, orta yaşlı bir kadın, dolaptan aldığı şişeleri başka bir yere taşırken Skyhtes'le göz göze geldi. Eğer son anda kendini toplamasa elindeki şişeleri yere düşürecekti. "Siz..." dedi şaşkınlıkla hayranlık arası bir sesle. "Gelişinizi o kadar uzun zamandır bekliyorduk ki anlatamam."

Gölgenin Kıyameti: AluvantazarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin