Portal Açılmadan Altı Hafta Önce/Gecenin Yükselişi/ Sayım Günü

21 6 0
                                    

"Kara büyüyle normal bir insan bile bükücü özelliklerine erişebilir. Ta ki bütün ruhu ateşteki kağıt gibi kül olana kadar."

Bükücünün El Kitabı

"Elveda yüce insan. Ruhun göktekilerle buluşsun."

Mitra'nın cansız bedeni sahneden çekildiğinde hareketli bir müzik başladı ve herkes sayımın başındaki gibi eğlencelere geri döndü. Hepsi göktekilerin yanına gittiğini sandığı yakınlarının ölümüyle seviniyor ve dans ediyordu.

Skyhtes ise hiç kıpırdamadan önündeki boş sahneye bakıyordu. Mitra... Kalbi cümlenin devamını getirmesine izin vermedi. Az önce gördüklerinin gerçek olduğuna inanmıyordu. Kalbiyle birlikte zihni de olanlara karşı çıkıyor, gözlerini yalancılıkla ve hayal görmekle suçluyordu. Mitra ölmüş olamaz. Ancak gözleri gördüklerinden emindi. Daha yalnızca bir saat önce Mitra'yla buluşan dudaklarındaki alev dahi sönmemişken onu tamamen kaybetmişti. Kendisine bile itiraf edemediği aşkını ona asla söyleyemeyecekti. Ve şimdi onun da kendisini sevdiğini bilmek... Hiçbir şey bundan daha acı olamazdı.

"Ne geceydi ama!" Skyhtes arkasından gelen sesi duyduğunda irkildi. Topla kendini Skyhtes! Böyle bir zamanda duygularını göstermek onu açık hedef haline getirirdi.

Skyhtes arkasını döndü ve sahte bir tebessümle karşılık verdi Aun'a. Duygu yok...

Aun Skyhtes'in omzunu sıktı. "Biliyor musun? Neredeyse o kadın için üzüleceğim." Biraz duraksadıktan sonra devam etti. "Ama belki de dediğin gibi olur. Fena mı? Göktekilerin arasına katıldı. Hem o diğerleri gibi cimri davranmaz, istediklerimizi bol bol verir." Son cümleyi söylerken sesini Skyhtes'inkine benzetmişti.

Duygu yok...

Skyhtes bıkkın bir tavırla karşılık verdi. Etrafta hala dolaşan kozdavlar olduğunu biliyordu. Boğazındaki yumruyu güçlükle yutarak "Aun, üzgünüm ama bugün için bazı planlarım var," dedi.

Aun yüzüne hınzırca bir gülümseme yerleştirdi. "Seni gidi seniii, hadi git bakalım."

Skyhtes onun başka bir şey söylemesine izin vermeden hızlı adımlarla bahçenin çıkışına doğru ilerledi. Aun'un görüşünden çıktığından emin olduktan sonra koşmaya başladı.

Doğu tepesine çıktığında hâlâ olanlar gözünün önünden gitmiyordu. Ölmeden önce Skyhtes'e bakan bir çift çaresiz göz ve... Zihninde canlanan baltanın aşağı inişiyle aynı anda Skyhtes de dizlerinin üstüne düştü. Gözyaşları serbestti artık. Başını çevirdiği her yerde onun bir hatırasını görüyordu. Mitra...

Skyhtes dudaklarına hapsolmuş acı feryadı serbest bıraktı. Vücudu hıçkırıklar eşliğinde titrerken tırnaklarını toprağa geçiriyor, yumruklar atıyor ve çimleri yoluyordu.

"Lütfen bu gerçek olmasın. Lütfen bütün bunlar kâbus olsun!"

Gece boyunca çığlıklar ve yakarışlar yankılandı Zegâl'de. Gözyaşları yağmuru oldu doğu tepesinin. Ne gökteki yıldızlar, ne esen rüzgâr, ne de dolunay. Hiçbiri karşılık vermiyordu bu çaresiz ağlayışlara.

Bütün gücü tükendiğinde iki büklüm yere yığıldı ve kanlı ellerini yüzüne götürdü. Gözleri kapanmadan önce bitkin bir halde son kez mırıldandı. "Beni bırakma Mitra... Lütfen."

***

Günün son ışıklarında hafta ortası töreni için sarayın avlusuna gittiler. Skyhtes ağlamaktan bitap düşmüştü ama bunu kimseye gösteremezdi. Astarte'ye bile. Öncekilerden farklı olarak yukarıda, Kral Sargon'un balkonundaydılar. Bu muhtemelen saraya ilk ve son girişleri olacaktı.

Gölgenin Kıyameti: AluvantazarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin