bu şarkıyla bi smut yazmasam olmazdı, ölürdüm. son sahnede mutlaka dinleyiniz, önerilir. e biraz da geçmişe gidelim be abla 💅
"İşinizin başında olmanız gerekiyor bay Haitani."
Beni dinlemek yerine kucağında tuttuğu bedenimi masasının üzerine bıraktı, bir koluyla nereye düştüklerini umursamadan bize engel olabilecek eşyaları ittirdi. Bu haline kıkırdayıp onu kendime çekerken lila gözlerinin koyulaşıp karanlık bir menekşe tonuna evrildiğini fark etmek midemin kasılmasına yetiyordu. Rin tehlikeliydi, onu gördüğüm ilk andan beri hakkında bildiğim en net şey buydu.
"Umrumda değil, şuanlık." başını boynuma gömerken boğuk bir sesle mırıldandı, elleri bedenimde geziniyor, üzerimdeki elbiseyi parçalamak istercesine çekiştiriyordu. Açıkta bıraktığı tenime öpücükler diziyor, ara ara ısırıklar katarak inlememi sağlıyordu bir yandan da.
Elimi yumuşak saçlarına daldırıp dudaklarına henüz kapanmıştım ki, şehvet dolu öpücüğümüzü bölen bir kapı sesi duyuldu. Ama bu tıklama sesi değildi, bu bir açılma sesiydi.
"Oi, Rindou sana iş geti-" gelen tanıdık sesle hızla Rin'in dudaklarından ayrıldığımda az önce zevkten ısınan bedenim, şimdi utançla kızarıyordu. Başımı kapıya çevirdiğimde kendini gülmemek adına zor tutan bir Ran görmek hissettiğim utançla kızarmayı ikiye katlıyordu.
"Yemin ederim bir daha bölersen," sinirli bir sesle konuşup bacaklarımın arasındaki yerinden ayrıldı Rin. "Seni kendi copunla döveceğim."
Üzerimi hızla düzeltip masadan indiğimde Ran çoktan kahkaha atıyor, gülüşünün sesi odada yankılanıyordu. "Şimdi de halka açık alan fetişiniz mi var?"
"Ran!"
Yanaklarım utançla kızarırken Rin'in arkasına sakladım bedenimi, her ne kadar abim gibi görüyor olsam da, defalarca ona böyle yakalanmış olsak da utangaçlığımı bastırmama sebep değildi tüm bunlar.
"Her neyse sonra sevişirsiniz," bize doğru ilerlerken elinde yeni fark ettiğim yeşil bir dosya vardı. Yaklaşıp masanın az önce Rin eşyaları ittirdiğinden boş kalan kısmına bıraktı hızla, bakışlarım da aynı süratle oraya çevrildi. "Bu yeni gelen teklifin sahibinin bilgileri, şirketlerinin durumu ve diğer o sıkıcı bilgileri de içeriyor."
Rin ufak bir baş sallamayla dosyaya baktı göz ucuyla, yüz ifadesinde hiçbir gevşeme olmadan abisine döndü bu sefer. Tamamiyle göremesem de gözleri eğer konuşabilseydi, eminim 'git de işimize devam edelim' derdi. "Tamam sonra hallederim."
"Biraz daha sabretmek zorundasın çünkü bu acil." sinir bozucu sayılabilecek ama benim açımdan oldukça komik bir gülüşle masanın kenarındaki koltuğa yerleşti, zar zor kendimi Rin'in bedeninin arkasından çıkardım ben de. Utangaç tavrımı bir kenara bırakmaya çabalayarak Ran'a döndüm.
"Mikey burda mı?" Ran gülümseyerek başını salladı sadece, nedensizce benim de yüzümde bir gülümseme oluştu o anda. Yanına gitmeli miydim bilmiyordum, beni gördüğünde ne tepki vereceğini, nasıl davranacağını bilmiyordum ve tüm bunlar beni geriyordu.
"Eğer işi yoksa beni odasına götürebilir misin nii-chan?" kenara bıraktığım hamur işi poşetini alırken Ran hızla yerinden kalktı, sanki ona da bu fırsat lazımdı.
"Tabii tatlım, abiler bunun içindir." ayağa kalkıp kolunu omzuma attığında, bizi sinirle izleyen Rin'e döndü. "Kızını biraz kaçırayım, sen de çalış. Güzel paralar kazan lazım olacak çünkü."
Saçlarımı karıştırıp odanın dışına yürümeye başladığında ona ayak uydurdum, gitmeden Rin'e el sallamayı ihmal etmedim elbette. "Sonra gelirim sevgilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
salvatore, | rindou haitani.
Short Story"en sevdiğim fırtınalardan birinin vurduğu yaz gecesinde, tam ikimiz eşitken, öp beni. " /rindou haitani esaslı kurgu. /tamamlandı 𓍯