tw¡! ; az buçuk küfür.
cause this house is not a home, without my baby.
Sanırım hayatımın en huzurlu dakikalarını geçiriyorum.
"Rin?"
Parmaklarım göğsünün üzerinde daireler çizmeye devam ederken mırıldandım adını, kalp atışları kulağımın altında benim için en huzurlu melodiyi oluştururken ben, sıcak bedenine sarılmış uzanıyordum.
"Hm?"
Gözlerim istemsizce parmağıma kayıyor, birkaç saat önce yerleştirdiği yere ne kadar yakıştığını düşünmeden edemiyordum. Dövmemi kısmen sakladığına üzülsem de değerdi, onun için her şeye değerdi.
"Tüm bunlar.. Nerden geldi aklına?"
Kafamı kaldırıp çoktan beni izleyen yüzüne baktım, mutluluğu gözlerinden ve belli belirsiz gülüşünden okunuyordu resmen.
"Ne demek nerden geldi?"
Bu sefer ellerimi göğsüne yaslayıp üzerine çenemi dayadım, o gözlerime gelen saçları geriye çekip parmaklarıyla okşarken irislerim onunkileri takip etmekle meşguldü.
"Seni tanıyorum Rin, romantikliği sevmezsin. Ama her şey çok güzeldi."
Kaşları çatıldı bir anlığına, saçlarımı usulca seven eli durdu anında. "Memnun değil misin?"
"Öyle demek istemedim, aşkım." güvence vermek adına yaklaşıp dudaklarını öptüm yavaşça, huysuz görünse de karşılık verdi bana anında. "Demek istediğim, yardım almış olabileceğini düşünmem. Çünkü böyle şeyleri sevmezsin ve ilgilenmezsin. Kendin bulman küçük bir ihtimal."
Rin iç çekip gözlerini başka tarafa çevirdiğinde ona daha çok sokuldum, tek istediğim tüm gece beni her anlamda mahveden sıcaklığını daha fazla hissetmekti. "İnternetten mi baktın yoksa?" aklıma gelen ilk tahmini ileri sürdüğümde gözleri hızla bana döndü.
"Siktir, gördün mü?"
Bu dediğiyle kendimi tutamadan güldüm bir süre, paniği öylesine gerçek ve sevimli geliyordu ki kendimi tutamıyordum. Benim için bu kadar uğraşması bir yana, mutlu olmam için bunu araştırmış olması bile gözümde fazlasıyla değerliydi.
"Rin.. Seni seviyorum." tamamiyle üzerine uzanıp başımı boynuna gömerken mırıldandım, sesim saçlarına burnumu gömdüğümden boğuktu. Bir eli sırtıma gitti ve iyice üzerinde konumlandırdı bedenimi, sanki koca bir sarılma yastığıymış gibi.
"Biliyorum." diye mırıldandı sadece, ama elimin altında hızlanan kalbi belli ki onunla aynı fikirde değildi. Boynuna ufak bir öpücük bıraktıktan sonra geri çekilip gözlerine baktım, yarı kapalı sayılırlardı.
"Ne zaman evleneceğiz biz şimdi?" bunu sormak için erken ya da geç olduğunu umursamadan döküldü ağzımdan, onca zaman sabrettikten sonra sanırım beklemek bende de utanmazlık hali olmasına yol açıyordu.
"Ne zaman istiyorsun?" diye sordu, kendi kendime beni susturup konuyu kapatmasını beklerken. İç çekip düşündüm bir süre, kış yakındı. Sonbahar bitmek üzereydi, Aralık'a bir aydan az kalmıştı derken, aklımda hayali bir ampul yandı.
"20 Kasım." Rin'in gözleri bir anda açıldı, lila rengi irisleri benimkileri yakaladı. "İki hafta sonra mı?"
Başımı sallayıp bir süreliğine düşünmesine izin verdim, zeki bir adamdı ve çok geçmeden anlayacaktı nedenini. "Oh, siktir.. Tanıştığımız gün."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
salvatore, | rindou haitani.
Truyện Ngắn"en sevdiğim fırtınalardan birinin vurduğu yaz gecesinde, tam ikimiz eşitken, öp beni. " /rindou haitani esaslı kurgu. /tamamlandı 𓍯