son ikideyiz ve bu iki bölüm finale dek olanları zaman atlamalarıyla anlatacak, dilerseniz okumayıp geçebilirsiniz. hikaye gidişatına büyük etkisi olmayan, soft ağırlıklı bölümler olacaktır.
"I'm a gangster's wife to an anybody killa." tencerenin kapağını kapatıp diğer elimdeki tahta kaşığı kendime tasviri bir mikrafon yaptığımda, mutfakta yankılanan şarkıya eşlik etmeyi sürdürdüm.
"Daddy, let me know that I'm your only girl,"gözlerim kapalı benim sesimle yükselen şarkıya odaklı dans ederken, tüm odağım dağılmıştı. Tek düşünebildiğim, sözler ilerledikçe gözlerimin önünde hayal meyal beliren Rin'in figürüydü.
"The only man that I need in this gangster world is y-" lafımı tamamlayamadan arkamda bir bedenin sıcaklığını hissedince elimdeki kaşığı düşürdüm panikle, gözlerimi açtığım gibi başımın hemen yanında, boynuma öpücük bırakan Rin'i yakaladı irislerim."Kim o ihtiyacın olan tek adam?" burnunu saç çizgime gömdüğünde hızlanan kalbimi sakinleştirmek için çabalıyordum ben de, beni korkuttuğu yetmemiş gibi ani temaslarıyla da zora sokuyordu, onun için delirsem de utangaçlıkla kızaran bedenimi.
"Beni korkuttun.." yumuşak başka bir öpücüğü boynuma bıraktıktan sonra elini karnıma doğru götürüp sardı beni nazikçe, avcu gün gün büyüyüp beliren şişkinliğin üzerindeydi. "Ben mi, o mu?"
"Ne?"
"İhtiyacın olan adam," baş parmağı hafiften pijamamın üzerinden tenimi okşadı. "Ben miyim yoksa o mu?"
"Bir daha beni böyle korkutursan kesinlikle sen olamazsın." ancak yerine oturan kalp atışlarımla bedeninin baskısından kurtulmaya çabaladım, ama bu beni tezgahla kendi arasına daha çok sıkıştırmasına sebep oldu. Elimi elinin üstüne atıp itecekken hızlı bir hareketle yakaladı, parmaklarını benimkilere geçirdi.
"Her zaman ben olacağım." kulağımın hemen altını gıdıklayan nefesi ve mırıldandıklarıyla anlık olarak kapadım gözlerimi, kızıp bir daha yapmamasını istemek üzereydim ki tuttuğu eliyle ona çevirdi bedenimi hızla. Elimi bıraksa da bu sefer belimde yer edindi parmakları. "Benden kaçamazsın."
"Ama seni dövebilirim." boşluğundan yararlanarak karnına sert sayılmayacak şekilde vurduğumda güldü Rin, sinirli ifadem hoşuna gidiyor gibiydi. "Bir daha yapma, aklım çıktı."
"Niye? Çok güzel söylüyordun benim için."
"Sana olduğunu ne biliyorsun?" sırf cevabı kabullenmeyip onunla uğraşmak için yalan söylediğimde Rin'in yüzünde eskisinden daha da alaycıl, abisinin sarkastik tavrını andıran bir gülümseme belirdi.
"Bana değilse kime? Hikaru'ya mı?"
"Aslında Kokonoi içindi." anında çatılan kaşlarından inanmasa bile sinirlendiği belliydi, kollarını göğsünde birleştirip bana baktı baştan aşağı. Yaptıklarını sorgularcasına kaldırdım tek kaşımı.
"Harika, harika." gözlerini kaçırıp ceketinin düğmesini çözdü, günlük kıyafet rutinini tekrarlamak adına mutfağın kapısına yöneldi yavaş adımlarla. "Rezalet bir gün geçiriyorum, Mikey'le uğraşmak zorunda kalıyorum, tek istediğim karıma ve oğluma dönmek ama o başka bir herif için şarkı söylüyor evde."
Dediklerine ve dramatikliğine dayanamadan güldüğümde bana dönüp anında, elleriyle işaret etti beni. "Aferin Arin, Kokonoi'ye yürüdüğün yetmemiş gibi bir de sefaletime gülüyorsun!"
Gülüşüm daha da büyüdüğünde Rin beni mutfakta bırakarak yatak odasına yöneldi, bu ruh halinin eğlencemi katlayacağını tahmin ederek takip ettim ben de onu. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde gömleğinin düğmelerini açmakla meşguldü onu kapı pervazında yakaladığımda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
salvatore, | rindou haitani.
Short Story"en sevdiğim fırtınalardan birinin vurduğu yaz gecesinde, tam ikimiz eşitken, öp beni. " /rindou haitani esaslı kurgu. /tamamlandı 𓍯