𓆩 𝖿і𝖿𝗍ᥱᥱᥒ 𓆪

386 26 12
                                    







ULAN KAOS YAZACAĞIM DİYE MAYALI POĞAÇAMI UNUTMUŞUM YA BEN.

neyse hallettik onu da, kaostan devam ✌

Arin'in evde tekken bağır çağır A Gangsta söylediğine yemin edebilirim, ama kanıtlaya- yoo kanıtlarım da aslında.

TW!¡;küfür, şiddet iması, içeriği.











"Hazır mısın?" hâlâ ıslak duran kahküllerimi aynaya bakarak düzeltirken banyodan çıkan Rin'in yansımasını süzdüm, dolaptan seçtiği gömleklerden birini giydiğini görünce kaşlarım çatıldı bir anlığına. Ona baktığımı fark etmediği düğmelerini iliklemeye devam etmesinden belliydi.

"Takım elbise mi giyeceksin?" tamamiyle arkaya dönüp ona baktığımda konuşmadan başını salladı sadece, aramızdaki mesafeyi birkaç adımda yendikten sonra iliklediği düğmelere uzandığım gibi geri çekildi. "Hayır, ben hallederim."

"O yüzden değil Rin, sürekli takım elbise giymene gerek yok." bana baktığında koyu mora boyalı kaşları çatıldı. "Orası iş yeri?"

"Evet ama şuan mesai saatinin dışındasın." son bir kez şansımı deneyerek kollarının altından gömleğine uzandım, parmaklarım dikkatini dağıtmak adına yukarı yavaşça tırmanıyordu teni üzerinde. "Seni giydirmeme izin verir misin sevgilim?"

Birkaç saniye gözlerime bakarak söylediklerimi sorguladı, eğer onu tanımıyor olsaydım bu ezici bakışlar anında kararımdan pişman edebilirdi ama bu daha çok, belli etmek istemiyorum ama bunu sevdim, anlamına geliyordu. Cevap vermek yerine gömleğini çıkarmayı seçtiğinde kıkırdayıp dolabına yöneldim, her açtığımda gözüme çarpan kazağı kaptım hızla. Siyah ve muhtemelen üzerine yapışacak, örme bir boğazlı kazağa sahipti ve üzerinde hiç görmemiş olmak canımı sıkıyordu.

Ona uzattığımda iç çektiğini duysam da giyiyordu, boynundaki dövmenin ufak bir kısmı görünür olduğunda ne kadar doğru bir seçim yaptığımı fark edebiliyordum. Hem, böylece uyumlu giyinmiş oluyorduk.

Aramızdaki tek fark benim kot ceketimin yerine onda deri ceketin olmasıydı, gören herkesin eşleştiğimizi fark etmesi birkaç saniyelerini alırdı ve ben tam bunu istiyordum. Yanında özgürce elini tutmak, korkmamak istiyordum. Koca bir kaosun ve kavganın içine sürüklenmiyormuş, sonunda kavuştuğum sevgilimle bir randevuya çıkıyormuş gibi hissetmek istiyordum. Biraz olsun annemle yüzleşme düşüncesinden kaçıp Rin'e sığınmak istiyordum.

İkimiz de tamamiyle hazırlandığımızda Rin kapıyı kilitleyip koridora yöneldi, hep hızlı yürüdüğünden ona yetişmek adına birkaç adım fazladan atmam gerekse de önemi yoktu. Yan tarafında dinlenen elini yakalayıp parmaklarımızı iç içe geçirdiğimde göz ucuyla bana baktı, hiç olmadık ve beklenmedik zamanlarda utangaçlığı tutabiliyordu. Az önce duşta ki adam sanki başka biriymiş gibi elini tuttuğumda kızarması da, kalbimi hızlandırmasına sebepti.

"Sanki kavgaya değil de seninle gece randevusuna gidiyormuşuz gibi." asansöre bindiğimizde bile elini bırakmak yerine diğer elimi üzerine sardım, sıcaklığını tenimde hissetmeye geçirdiğim birkaç günde eskisi gibi yeniden bağımlılık kazanmıştım bile. "Motor da sürebilsek keşke."

Zemin katın düğmesine bastıktan sonra bana döndü, iki elimle bir elini sardığımdan rahatsız olmamış görünüyor, aksine baş parmağıyla elimi ovuşturuyordu. "Motor değil ama arabayla gezebiliriz sonra, belayı atlattığımızda."

Gülümsemem tek bir lafıyla yüzüme yerleştiği gibi, aklıma üşüşen can sıkıcı düşüncelerle silinebiliyordu da. Kendimi mental anlamda hazırlamaya çabalıyordum oraya varana dek, planımı sonuca ulaştırmak istiyorsam bu geceyi iyi değerlendirmeli, çizgiyi aşmamak adına çaba göstermeliydim ama konu annem olduğunda işler benim adıma zorlaşıyordu. Ve evet, bir plana sahiptim.

salvatore, | rindou haitani. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin