𓆩 𝗍ᥕ᥆ 𓆪

648 44 54
                                    



Zehir.

Günlerin birbirini takip ettiği uzun aylar boyunca her gün, tıkıldığım bu cehennemde düşündüğüm tek şey.

O bir zehirdi, ve ben kanıma karışmasına izin verdim.

"Bayan Tanaka?"

Oturduğum sandalyede sıçrayıp karşımdaki kadına bakmamı sağlayan soyadımın yüksek sesle söylenilmesiydi, başımı kaldırıp irislerim onun koyu renk harelerinde dolaştığında sıkıntıyla nefesini verdi. Burun kemerine sabit kalan gözlüklerini geri yerine itti, gözlerini kapayıp elindeki defteri bir kenara bıraktı.

"Birkaç dakikadır aynı şekilde duruyorsunuz, sizi böylesine dış dünyaya kapayan nedir?"

Dizlerimde dinlendirdiğim parmaklarıma indirdim bir anlığına bakışlarımı, onlarla oyalanarak birkaç saniye kazanmaya çabalıyordum. Uygun bir yalan bulmalı, odağını olabildiğince ruh halimden, düşündüklerimden uzak tutmalıydım. Yoksa burdan asla çıkamazdım.

"Sadece terapiyi kabul etmemin iyi olup olmadığını düşünüyordum," diye mırıldandım, inandırıcılığını yitirmemesi adına beden dilimi sabit tuttuğum gibi gözlerimi de gözlerinden çekmemiştim. "Sizce iyi bir fikir miydi, doktor?"

Yüzündeki sersemlemiş gülüşe bakılırsa tatlı oyunum tam da istediğim gibi ilerliyordu, gerçek cevaplarımı bir süreliğine daha kendime saklayabilirdim.

"Elbette, biliyorsunuz size yardım etmeyi çok istiyorum." hevesli sesinden duygularının bir kısmının gerçek olduğunu rahatlıkla söyleyebilirdim, gözlerinde beliren parıltılar da buna kanıt niteliğindeydi. "Size zarar veren duygularınızdan arınmanız için."

Zarar veren ha? Birine aşık olmak mı bana zarar veren?

"Teşekkür ederim.. Ben yalnızca, bilirsiniz." mahçup ve tüm bunları yeni yeni kabullenebiliyormuş gibi davranmalıydım, sonuçta terapiyi kabul etmiştim, değil mi?

"Üzerinden zaman geçse de onun hakkında konuşmak zor geliyor."

Yalanını sikeyim, izin verse göz rengine kadar anlatırım. Dün konuşurken kalbimin nasıl çarptığından tut, geceleri rüyamda onu gördüğümde sakinleştirici yemek zorunda kalmama dek.

"Anlıyorum anlıyorum, hiç sorun değil.. Eğer sizin için kolaylık sağlayacaksa, takma isimler kullanabiliriz."

Bu düşünceyle istemsizce dudak kenarlarım yukarı doğru kıvrılmıştı, güzel bir yöntem kullanıyordu beni içeri çekmek için, eh, ben de bunu kullanmak istemediğimi söyleyemezdim.

Yine de pek hevesli görünmemeye dikkat etmeliydim, bakışlarımı aşağı çekip birkaç saniye düşünüyormuş gibi bir ifadeye büründüm. "Aslında.. Olabilir, böyle daha rahat anlatabilirim sanırım."

Kadın sevinçle şakıyıp bana baktığında göğüs kafesimin altında bir suçluluk hissi yeşermişti, ama sadece bir saniye.

"Bunun için çok sevindim, bayan Tanaka. Sizi merakla dinliyorum, hazır hissettiğiniz an başlayabilirsiniz."

Kendime oyunculuğumu bir kenara bırakmamak adına verdiğim birkaç saniyenin ardından derin bir nefes verdim, sanki üzerimden bir yük atmaya çalışıyormuş gibi.

Yükümün adı Rindou Haitani, hani çete üyesi olan.

"Biz.. Ona kont diyebilir miyiz?" sesimin çekingen çıkmasına özen göstermem gerekiyordu, aslında biraz da öyleydim. Evimde olmadığım hiçbir yerde, iyi olamazdım.

salvatore, | rindou haitani. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin