madem herkes libido çiftimi bir arada görmek istiyor, onlar da delirdiğine göre beklemenin anlamı yok sanki.
bana hep Eren'imi anımsatan şarkıyı, kendisinin doğum gününe özel koymak istedim. yanlışsın, ama fazlasıyla doğrusun benim için Eren.
Ben tepki veremeden Rin'in eli silahına uzandığında hızla yakaladım bileğini, şimdi ne yeri ne de sırasıydı çünkü. Aşağı indiğimde beni takip etti ama suskunluğu korkutuyordu beni, Kaito bir ona bir bana baktıktan sonra alaycı bir şekilde alkış tuttu ikimize. "Tebrik ediyorum oyunculuğunu.. Aynı şeyi ikinci kez nasıl yutturdun annene?"
"Bu kadar aptal olmanız benim suçum değil." arabaya yaslandığım sırada Rin aramızda girip bedeniyle beni arkada tuttu, bir tür koruma içgüdüsüydü.
"Ne sanmıştın?" Rin'in sesi normalde olduğundan çok daha soğuktu. "Karımı size mi bırakacaktım tamamen?"
"Karın?" Kaito'nun kaşları havalandı bu dediğiyle. Göğsünde birleştirdiği kolları açıldı, gözleri benimkilerle kesişti o an. "Yalan söylüyor, değil mi Arin?"
"Sana hesap mı vereceğim?" sinirlerimin iyice gerildiğini, bunu takip eden bir bulantının midemi kastığını hissedebiliyordum yavaştan. "Ve doğru, evlendik biz."
Kaito ikimize de baktıktan sonra küfredip tekrar bana döndü. "Her haltı mahvetmek zorunda mısın sen?" bağırmasıyla Rin uzanıp tişörtünü yakaladığı gibi geriye doğru savurdu bedenini.
"Bir daha sesini yükseltirsen konuşamaz hale getiririm seni." Kaito olduğu yerde sendeleyip arkaya gittiğinde Rin'in daha çok gerildiğini, işlerin karışabileceğini hissetiğimde yaklaşıp boştaki elini yakaladım.
"Sakin ol.. Şimdi değil, lütfen."
"Her şeyi mahvettin!" Kaito olduğu yerde bizi izlemeye devam ederken sesi titriyordu, üzüntüden miydi yoksa sinirden mi, tartışılırdı orası. "Amcam bana hiçbir şeyi vermeyecek.. Senin yüzünden!" bana doğru hızla yöneldiği anda Rin benden önce davranıp, yapmasından en çok korktuğum şeyi yaptı.
Belinde gideceği iş için sakladığı silahın namlusunu Kaito'ya doğrulttu. "Bir adım daha atarsan sıkarım, ona dokun ve öl."
"Ne saçmalıyorsun?" ettiği boş lafların arkasını arayarak tek kaşımı kaldırdım merakla, bu kadar delirmesine ne sebep olabilirdi ki?
"Seninle keyfimden ilgilenmiyordum aptal!" Rin'e gergin bir bakış attıktan sonra geri bana döndü. "Seninle evlenseydim eğer.. Amcam tüm haklarını bana bırakacaktı, annen de öyle! Her şey bizim olacaktı, sonra da benim!"
"Başını alırsın." kendimi tutamadan cevapladığımda Rin horozu çekti tek parmağıyla, öfkemin önüne geçen korkuyla tuttuğum elini sıktım. "Rin yapma.. Değmez."
"Vursana hadi!" Kaito çevreye sesini duyurmaya çabalar gibi bağırdı korkmadan, ama nedense hep sonu Rin'e göz ucuyla bakmakta bitiyordu. "Dövdüğünüz yetmedi bir de vurun, pis katiller!"
"Bana bak sikik," Rin'in elini nazikçe indirip ikisinin arasına girdim yavaşça, işaret parmağım önümde bir bana, bir de Rin'e bakan Kaito'ya doğrultulu haldeydi. "Tüm o mal mülk sana kalacak sanıp amcana güveniyorsun ya, hepinizi yerle bir edeceğim. Götünüze baka baka geldiğiniz deliğe döneceksiniz, ailecek."
"Burada tek bir gece daha geçirirsen olacağım kişiden sorumlu değilim." Rin'in buz gibi sesi bana ulaştığında ona döndüm, lila rengi irisleri koyulaşan bir tonda parladı gece karanlığında. "Bıktım bu aptal oyundan, karımı görmek için onlardan saklanmayacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
salvatore, | rindou haitani.
Kısa Hikaye"en sevdiğim fırtınalardan birinin vurduğu yaz gecesinde, tam ikimiz eşitken, öp beni. " /rindou haitani esaslı kurgu. /tamamlandı 𓍯