Bu ficin okunmaması beni çok üzüyor çok hevesliyim bu fice karşı
Bölüm 3: okumanız için her şeyi yaparım bay Jeon
Jimin
Okulda ilk saatler çok güzel geçmişti. Öğrencilerim tahmin ettigimden daha çalışkan ve hevesliydi. İmkanları varken herşeyi yapmak istiyorlardı.
Birinci Sınıftaki öğrencilerimin çoğu bile başlangıç harfleri olan E-L-A harflerine oldukça hakimdi.
3. Tenefüs zilini çaldıktan sonra kendime ait odaya adımladım. Yaklaşık 2 dakika sonra kapı çalmadan içeri giren bay Jeon ile çenemi kapalı tutamamıştım.
"Odun musunuz bay Jeon, lütfen çıkın ve kapıyı çalıp tekrar girin" dediğimi yapmayıp tam tersi karşıma geçmiş ve oturmuştu. "Bana bir mektup geldi, içinde yazanlardan emin olmadığım için başkasına okutamam, ama siz çenenizi kapalı tutabilirsiniz değil mi bay park?"
Sorusu ile kaslarım çatılmıştı. "Okuma yazma bilmiyor musunuz?" Sadece yüzüme bakmış ve göz devirmişti ama şuan bunu görmezden gelebilirdim.
"Bana cevap verin bay Jeon, okuma yazmanız var mı, yoksa yok mu?" Derin bir nefes alıp önemli mi diye sormuştu. Bende evet önemli diye cevap vermiştim.
Tanrı aşkına bu yaşına gelmiş bir adam nasıl okuma yazma bilmezdi. Ona imkan mı verilmemişti yoksa imkanı kullanmak mı istememişti. Herşeyi öğrenmem gerekiyordu.
"Evet okumam yazmam yok, babam bırakmadı bende gitmedim. Oldu mu rahat ettin mi? Şimdi şu lanet mektubu okuda gideyim" kafamı olumsuz anlamda sallamıştım. Çok sinirliydim.
"Neden bunca sene eğitim almadınız bay Jeon. Küçük çocuklarla beraber başlayabilirdiniz?" Sinirlendiğini anlıyordum ama umrumda değildi.
"Sen insanların hayatına karışmayı çok seviyorsun galiba öğretmen. Haddini aşma" kesinlikle haddimi aşacaktım.
"Küçük çocuklarla eğitime neden gitmediniz bay Jeon" yüzünde oluşan histerik gülüş beni korkutmuyor değildi. "Kim yaşlı bir adama eğitim vermek ister ki?"
Biraz oluşan sessizlikten sonra konuştum. "İsterseniz ben öğretirim, hatta istemenize de izin vermiyorum. Zorunlusunuz" aniden yerinden fırlamış ve masaya bıraktığı mektubu da cebine koymuştu. "32 yaşındayım ben öğretmen, bu yaştan sonra bana öğretebileceğin hiçbir şey yok"
Ve arkasına bakmadan çekip gitti. Biraz sakinleştikten sonra bende sınıfıma döndüm.
Yazar
Jungkook bir hışımla okuldan çıktıktan sonra dere başına gitmişti. Küçücük bir öğretmen parçası kendisine rest çekiyordu resmen. 32 yaşında bir adamdı ve 25 yaşındaki velet kendisine hesap soruyordu.
Oda her çocuk gibi okumak istemişti elbet, kimseye mecbur olmadan bir şeyleri okumak yazmak istemişti fakat durumu iyi olmayan babası buna izin vermemişti. O babasına karşı koyamazdı.
Hiçbir öğretmende yaşlı bir adamı okutmak istemezdi. O öğretmen bunu söylüyordu fakat jungkook yapamazdı. 32 yaşında biriydi o 6-12 yaşlarında çocuklarla aynı sınıfa giremezdi. Utanırdı.
Bu düşüncelere son verip şehire doğru yola çıktı. Alması gereken hayvan yemleri vardı. Bu sırada Jimin çoktan derslerini bitirmiş ve köye inmişti.
Ne olursa olsun bay Jeon'un okumasına yardım edecekti. Köy merkezinde köşede duran adamlardan birinin -muhtar olduğunu biliyordu- yanına gitmişti. "Merhaba efendim ben öğretmen Park Jimin. Bay Jeon bana eksiğin olursa ulaş bana demişti ama yok sanırım evi nerede biliyor musunuz?"
Adam kafasını onaylar anlamda sallamış ve eliyle yolun sonundaki iki katlı evi göstermişti. "Şu iki katlı ev onun evi bahçesinde banklar var oturursun."
Jimin kafasını sallayıp gösterdiği eve ilerlemişti. Dublex değildi. Hangi katta oturduğunu ve diğer katta kimin oturduğunu da bilmiyordu.
Yaklaşık üç saat kadar sonra bahçeden giren simsiyah at ile Jimin hemen ayağa kalkmış kendini belli etmeye çalışmıştı.
Atını ağaç köküne bağlayıp öğretmenin yanına adımlamıştı jungkook. "Gece gece ne işin var burada öğretmen" Jimin derin bir nefes almış kafasını hafif yukarı kaldırıp Jeon'a bakmıştı.
"Adım Jimin bay Jeon, sizde bana adınızı söylerseniz daha iyi bir iletişim kurabiliriz" jungkook derin nefes almıştı. Bu öğretmen canını sıkıyordu.
"Öğretmen demeyi tercih ederim, sizde ne diyeceksiniz deyin ve gidin" Jimin biraz daha jungkook'a yaklaşıp fısıltı şeklinde konuştu. "Okumanız için herşeyi yaparım bay Jeon"
Jungkook derin bir nefes almıştı. Yine aynı konulardı. "Benimle uğraşma öğretmen, ikna edemezsin" arkasını dönüp gidecekken Jimin onu kolundan yakalayıp kendine bakmasını sağlamıştı.
"Ne yaparsam ikna olursunuz? Bana bir şart sunun" jungkook kolunu Jimin'in elinden çekmiş ve arkasına bakmadan gitmişti.
Jimin pes etmek niyetinde değildi. Etmeyecekti de. Jeon Jungkook okuyacaktı.
• Jimin iddialı jungkook inatçı hadi bakalım gerçi hepimiz kimin kazanacağını biliyor

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SWY
Fanfictionaşk nedir dedim? tüm öğrenciler kendi kafasından bir şeyler uydururken o sadece bana baktı. "siz bay Jeon, siz aşk hakkında ne düşünüyorsunuz?" güldü. 11-13 yaş aralığındaki öğrencilerim arasında 32 yaşında biri olarak basit de olsa bir Fikri vardı...