Bölüm 11: ayıp olmaz mı?
Jimin sabah erkenden uyanmış, dün olduğu gibi geç kalmak istemediğini için çok erken bir vakitte de okula varmıştı. Dersin başlamasına yaklaşık 2 saat kadar vardı ve bu sırada biraz etkinlik hazırlayabileceğini düşündü.
Kendi kendine oyalanırken kapıdan içeri girip kitap ve defterlerini yerine yerleştiren bedene şaşkınlık ile baktı. "Bay Jeon dersin başlamasına daha bir buçuk saat var." Sorar gözlerini jungkook'a çevirdiğinde jungkook taviz vermek istemeyerek sert konuştu.
"Ben senin gibi pervasız değilim. Okuluma geç kalmak istemem." Jimin kendisine laf atıldığına şaşırmamış- çünkü bay Jeon ile atışmaları bitmek bilmiyordu- ve daha fazla bulaşmak istiyordu.
"Haklısınız bay Jeon çok haklısınız fakat ben ne düşünüyorum biliyor musunuz?" Jungkook kafasını iki yana sallamış ve yerine geçip oturmuştu. Resmen öğrenmek istemiyorum demekti bu.
Jimin yerinden kalkıp cebinden telefonunu çıkartan adamın telefonunu elinden çekmişti. "Okula telefon gelmez bay Jeon siz bunu bilmiyor musunuz?" Elindeki telefonu kendi masasının cebine. Yerleştirdikten sonra masanın üstüne oturmuştu.
"Tuşlu telefonun neyini alıyorsun elimden?" Evet Jimin için hiçbir telefonun zararı yoktu şuan. Ama ilerde öğrencileri jungkook'a özenip getirebilirdi.
"Öğrencilerimin bay Jeon da telefon getiriyor bende getirebilirim demesini istemiyorum çünkü bay Jeon." Oda sandalyesinden kalkıp Jimin gibi masanın üstüne oturmuştu. Aralarında mesafe vardı ama boyları eşit gibi duruyordu.
"Onlar bana bay Jeon değil jungkook hyung derler. Ama sen diyemezsin tabii ki" Jimin histerik bir gülüş atmıştı. Demek istemiyordu ki zaten.
"Doğru söylüyorsunuz size ahjussi demeliyim değil mi?" Jungkook yüzündeki sırıtmayı genişletmiş ve ayağa kalkıp tam Jimin'in önünde durmuştu. Jimin'in bacakları bir olduğu için onlarla temas ediyordu ama açık olsaydı arasına da girecekti. Çekinmeden yapardı bunu jungkook.
"Evet senden yaşça büyük olduğum doğru öğretmen, hatta bedenen de büyük olduğum doğru. belki..." elini kafasına götürüp düşünür gibi yaptı. Sonra da baş parmağıyla Jimin'in penisini işaret etti. "Belki değil orası da büyük eminim" Jimin gözlerini fal taşı gibi açmış ve jungkook'u omuzlarından itmişti.
"Sapık mısınız bay jeon ayıp denen bir şey var" Jimin'in kızarması jungkook'un gözünden kaçmamıştı ama es geçmeyi düşündü. "İkimizde erkek değil miyiz öğretmen neyi ayıp olsun" alay eden tarzda konuşması Jimin'in canını sıkarken oda biraz oyundan bir şey olmaz diye düşündü. "O zaman şimdi sizin önünüzde soyunup kendime dokunsam, ayıp olmaz mı? Hem kimin ki büyüktür öğrenmiş olursunuz"
------------
Jimin dersin son dakikalarında ağırlıklı olarak son sınıfları ile uğraşıyordu. Seneye şehire inmeleri gerekiyordu ve Jimin onlara olabildiği her şeyi vermek istiyordu.
Jungkook ve diğer öğrenciler ise önündeki defterlere uğraşıyordu kimi harf, kimi işlem, kimi de cümle yazıyordu. Her bir sınıf kademesi gayet başarılıydı. Kendilerinden önceki öğretmenleri çok iyi biri olmalıydı.
"Hocam beş dakika var toparlanabilir miyiz?" Jimin arkası dönük kafasını onaylar anlamda sallamış ve son sınıfını da bırakması gerektiğini söyleyip kendi masasına dönmüştü.
"Bay Jeon geçen sene buranın öğretmeni kimdi?" Soruyla biraz düşünen Jungkook, Bir türlü adını hatırlamıyordu. "Adı aklıma gelmiyor ama erkekti." Jimin kafasını onaylar anlamda sallamış ve sınıftan çıkmak için adımlamıştı. "Bugün gelebilir miyim?" Jimin kafasını jungkook'a çevirmiş ve konuşmasını beklemişti. "Özel ders için"
Özel ders mi dediniz? Özel ilgi demektir bu yeehh
Sizce geçen seneki öğretmen kimdi. Seokjin değil tabii ki. O başka yerlerden fırlayacak.
Ha bide şey bu ficte tensel temas çok olur diye düşünüyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SWY
Fanficaşk nedir dedim? tüm öğrenciler kendi kafasından bir şeyler uydururken o sadece bana baktı. "siz bay Jeon, siz aşk hakkında ne düşünüyorsunuz?" güldü. 11-13 yaş aralığındaki öğrencilerim arasında 32 yaşında biri olarak basit de olsa bir Fikri vardı...