Bölüm 7: kaslı kollar ve kalem-silgi
Jimin ve jungkook'un köye varmasının üzerinden iki saat geçmişti ki taehyung yazıcıyı alıp gelirken tıpkı Jimin gibi kaybolmuştu.
"Ya ne bileyim ben Jimin Çataldan sağa döndüm baktım çöl gibi bir yer git git de bitmiyor ki" Jimin sıkıntılı bir nefes vermiş ve arabası ile çöl gibi kumlara dalmış olan adamı nasıl çıkartacağını düşünmüştü.
Jungkook sağolsun kendi arabasını şehire geri göndermişti- çünkü arızalanmıştı- ama taehyung'un arabası gayet iyiydi.
"Geldiğin yolu geri dönüp soldan girmen gerek. Zaten direkt olarak köy meydanına çıkıyor, ben seni orda bekleyeceğim." Taehyung onaylayan mırıltılar çıkartıp telefonu kapatmıştı.
Taehyung onun en yakın arkadaşı, herşeyiydi. Onlar ruh eşi gibiydiler. Aynı şeyleri düşünür, aynı anda konuşur, aynı haraketleri yaparlardı. Onlar kesinlikle birbirleri için yaratılmışlardı.
Jimin köy meydanına inmiş arkadaşının gelmesini beklerken köy halkının ona attığı garip bakışları görmezden gelmek istiyordu. Halbuki gayet de düzgün giyinmişti bu sefer.
Kahvehanenin ordaki jungkook, yoongi ve namjoon ise henüz Jimin'i fark etmemiş. Onun hakkında konuşuyorlardı. Ama Jimin herşeyi duyuyordu tabii ki.
"Boyu bacağım kadar,arada aşağıda havalar nasıl diye sorsam gücenir mi acaba?" Namjoon'un sorusuna hepsi sesli bir kahkaha atmıştı. "Yoongi sen niye gülüyorsun neredeyse aynı boydasınız?"
Jungkook'un sorusuna yoongi eliyle bir işareti yapmıştı. "1 cm kadar uzunum. Sordum boyunu elbet. Yani istediğim gibi gulebilirim" ardından patlattığı sahte kahkahaya Jimin'de gülmek istemişti ama konu kendisi olduğu için ciddi durmalıydı.
"Elleri de çok küçük, kalem tutabiliyor mu acaba" jungkook'un sorusuna kimse gulmemişti. Ama Jimin bir kahkaha patlatmıştı.
"Gayet güzel kalem tutabiliyorum bay Jeon, sizede öğreteceğimden emin olabilirsiniz. Ya da dur artık sana jungkook diyeceğim benim öğrencimsin"
Jimin gülerek konuşmasına jungkook kahkaha ile karşılık vermişti. "Senden 7 yaş büyüğüm öğretmen, bence bana bay Jeon demeye devam etmelisin. Saygısız veletler öğretmen olmaz değil mi?"
Jimin yüzündeki o yan gülümsemeyi bırakmadan cevapladı. "Buna daha sonra karar vereceğim şuan daha önemli bir işim var" jungkook kaşlarını çatmış, jimin'e uzun uzun bakmıştı.
"Yazıcı gelecek bay Jeon. Dik dik bakmayın lütfen" Jimin rahatsız olduğu için konuşma gereği duymuştu. Demek sevgilisi geliyordu. "Anladım öğretmende neden burada bekliyorsun git evinde beklesene"
Jimin ciddi misin der gibi bakmıştı. "Araba oraya çıkmıyor. Tek başına taşıyamaz yardım etmem gerek" jungkook yan bir sırıtış atmış ve gömleğinin kollarını katlamaya başlamıştı.
"Cılız bir şey demek ki yoksa hiç ağır değildi. Ben taşırım gelince sen gidebilirsin" Jimin göz devirmiş ve elini beline atmıştı. "Kas gösterisi yapmayı kes o gerçekten ağır bir makine. Tek başına asla kaldıramazsın."
Jungkook kafasını aşağı yukarı sallamış ve konuşmamıştı. Onbeş dakika sonrada taehyung'un arabası yolun başında belirmişti. Taehyung arabayı güzel bir yere park ettikten sonra inmiş ve jimin'e koşmuştu. Jimin'de koşarak tam olarak taehyung'un kucağına atlamıştı.
Köy halkı ayıplar bakışlarını atmayı ihmal etmiyordu ama bu şuan onlar için önemli değildi. Uzun zamandır görüşmüyorlardı.
"Seni çok özledim Jimin" taehyung Jimin'in saçları arasına öpücük kondurmuş ve ayrılmıştı. O sırada yoongi ve namjoon elleri ile gözlerini kapatmış, jungkook ise çatık kasları ile ikiliyi izliyordu.
"Sonra hasret gideririz önce şunu okula yerleştirelim evime geçeriz." İkisi beraber bagajı açıp yazıcıyı çıkartmak istemiş ama o kadar ağırdı ki başaramamıştı. "Çekilin kenara namjoon yardım eder misin?" Jungkook Jimin'i kenara itmiş ve namjoon'la beraber tek hamlede kaldırmışlardı.
Okula kadar çok rahat bir şekilde taşımış ve Jimin'in istediği yere, odasına yerleştirip çıkmışlardı. "Teşekkür ederim bay Jeon" jungkook gömleğinin kollarını bağlayıp jimin'e döndü.
"Rica ederim öğretmen. Öğrenciler için her şeyi yaparım. İyi akşamlar" arkasını dönmüş giderken Jimin onu durdurmuştu.
"Yarın kalem ve silginizi unutmayın. Defterinizi ben veririm!"
Bu ficin jungkook'u aklımda şalvarlı cep saatli, yelekli dayıları andırıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SWY
Fanfictionaşk nedir dedim? tüm öğrenciler kendi kafasından bir şeyler uydururken o sadece bana baktı. "siz bay Jeon, siz aşk hakkında ne düşünüyorsunuz?" güldü. 11-13 yaş aralığındaki öğrencilerim arasında 32 yaşında biri olarak basit de olsa bir Fikri vardı...