24

454 80 4
                                    

Bölüm 24: ara gelsinler yemek yesinler

"Ama jungkook n'olur" Jimin dudaklarını büzmüş jungkook'a şirinlik yaparak istediğini elde etmeye çalışıyordu. "Jimin ben bunun için kendimi hazır hissetmiyorum gerçekten hissetmiyorum"

Jimin jungkook'a annesinin yanına gitmesi gerektiğini söylüyordu. Barışmalarını istiyordu ama jungkook kendini buna hazır hissetmiyordu. "Jeon jungkook bugün annenin yanına gitmezsen gerçekten döveceğim seni" şirin bir kızgınlıkla istediğini yaptırmaya çalışıyordu.

"Ben onu arkamda bırakıp geldim Jimin. Sence beni hemen kabul eder mi?" Bariz belliydi sesindeki burukluk. Ne olursa olsun annesiydi o. Böyle davranmamalıydı ona. "Bence sen git ve anneni gör. Eminim ki seni affedecektir Jungkook." Jungkook kısa bir düşünme faslının ardından kabul edip. Taehyung ve Jiminle beraber köye gitmek için yola koyuldular. On dakikalık bir mesafe kalmışken Jimin'in uykuya daldığını farketti Jungkook.

Gözleri önüne gelen saçları arkasından küçük bir toka ile bağlamış rengini kömür karası yapmıştı. Tanrım o çok mükemmeldi. Nefes alış veriş seslerinden bile huzur buluyordu Jungkook. Sırf o istediği için annesini görmeye gelmişti. Diğer şekilde annesinin karşısına çıkacak yüzü yoktu, ve dargındı da. Ama evlat olan oydu. İlk adımı onun atması gerekiyordu. Bu yüzden jimin'e hak vererek annesini ziyarete gelmişti. Saat öğlen 12'ye geliyordu.

"Geldik beyler hadi bakalım" taehyung arabayı durdurmuş ve arabadan inmişti. Jungkook küçük bir sarsma ile Jimin'i uyandırmış, kolundan tutarak çıkmasına yardım etmişti. Uyku mahmurluğu ile açık kapıdan bile çıkamazdı.

"Bence siz bir yerde oturun. Onunla önce tek başıma konuşmam gerekir" Jimin ve taehyung jungkook'u onaylamış ve okulu ziyaret etmeye gitmişlerdi. Yeni öğretmenle tanışmak ve eski öğrencilerini görmek için.

Jungkook ezbere bildiği yolu, 32 yılını geçirdiği evine bir yabancı gibi adımlarını atarken anahtarını getirdiğine şükretti. Kapıyı çalmaya cesaret bulamazdı. Yavaşça kapıyı açıp ufak ve çekingen adımlarını salona yönlendirdi. Annesini orada göremeyince biraz panik olsada  annesinin kaldığı odaya doğru gitti. Tahmin ettiği gibi annesi yatakta uzanmış, yüzünden huzuru belli olan bir uyku çekiyordu. Jungkook'un gözü yatağın başında duran komodine kaydı. Annesi birlikte çektikleri, jungkook'un 28 yaşındaki resmini kaldırmıştı.

Elini annesinin omzuna koyup onu sarsarak uyanmasını bekledi. Sadece sarsma yetmeyince seslenmeye de başlayınca annesi sonunda gözlerini açtı. "Ben geldim anne" jungkook gözünden akan bir damla yaşın akmasına izin verdi. Annesinin sözleri gözyaşlarına yenilerini eklemişti. "Artık gelme jungkook. Rüyalarımda bari rahat bırak beni" jungkook elini ağzına kapatıp daha çok ağlarken gözünden akan yaşlar annesinin yüzüne damladı. Islaklık hissiyle gerçekliğe döndü kadın. Oğlu gerçekten gelmiş miydi? Burada mıydı gerçekten? "Jungkook gerçekten geldin mi?" Hızla yataktan kalkıp ellerini oğlunun yanaklarına koydu. Gerçekliğini kontrol etmek istiyordu. "geldim annem geldim. Geç geldiğim için özür dilerim" annesinin avucunun içine bir öpücük bıraktıktan sonra yanına oturdu kadının. "Seninle konuşmak için geldim. Barışmak için"

Bayan Jeon gözyaşlarını elbisesinin koluyla silmiş, hemen oğluna heyecanlı gözlerle bakmıştı. "Öğretmen ile ayrıldınız mı?" Jungkook ilk sorunun bu olmasına üzüldü. Başını iki yana salladı. Annesinin gözündeki parıltıların nasıl söndüğüne şahit oldu. "Buraya gelip seninle barışmam için beni zorlayan oydu anne. O sevmediğin adam sen mutlu ol diye her şeyi yapmaya hazır"

Bayan Jeon yataktan kalkıp pencerenin önüne geçti. "ben seni çok seviyorum anne, seninle barışmak için her şeyi yaparım ama Jimin'e kötü davranmaktan vazgeçmezsen benide kaybedeceksin." Bayan Jeon hızla arkasını dönmüş, oğluna ciddi misin der gibi bakıyordu. "Bir adam için anneni gözünden çıkarmakta hiçbir sorun görmüyorsun oğlum" kadının gözyaşları eşlik ediyordu sözlerine. "Neden anneni bu kadar çabuk unutuyorsun oğlum?" Acı dolu bir ses çıktı kadından. Jungkook daha çok ağladı. "Sen beni babam döverken gözden çıkarıyordun anne, kocan için. Ben sevdiğin uğruna bir şeyleri gözden çıkarmayı senden öğrendim." Kadın başını yere eğdi. Oğlu haklıydı. Ne diyebilirdi ki? "Her hafta sonu beni ziyarete gel tamam mı?" Jungkook mutlulukla kafasını sallamış ve annesine kocaman sarılmıştı. Kadında kolları ile oğluna destek çıktı. Jungkook o sıra isteyerek veya zorunlulukla kabul edip etmediğini sorgulamadı. Sadece kabul etti.

"Jimin ve arkadaşı da burada" jungkook annesine hâlâ sarılıyken ayrılmadan önce söyledi. Tepkisini merak ediyordu. "Ara gelsinler yemek yesinler."

SWYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin