12

583 102 4
                                    

Bölüm 12: jungkook

"Özel ders mi istiyorsunuz?" Jimin tam jungkook'un karşısına geçmişti. "Duydun ne dediğimi" jungkook zaten bundan utanırken bir de Jimin'in onu utandırması vazgeçmek istemesine sebep oluyordu.

"Bu akşam olmaz ama yarın akşam olabilir. Size de uygun mudur?" Jungkook kafasını onaylar anlamda sallamış ve okuldan çıkıp evine girmişti.

Kısa bir düşün ardından yatağına oturup çekmecenin içindeki hiç el sürülmemiş dokunmatik telefonu eline almıştı. Bunu kullanmak istiyordu. Birilerini kendi başına arayıp, mesajlarını kendi okumak istiyordu.

En önemlisi de o öğretmen bozuntusuna ne kadar çabuk öğrenebildiğini göstermek istiyordu. Ona yaşlı diyerek eline ne geçiyordu ki?

Yaşı büyük olabilirdi ama o yaşlı değil olgun biriydi. Öğretmen kesinlikle sinirini bozuyordu.

Biraz dinlenme kararı verip kafasını yastığına koyduğunda ise tek düşünebildiği o öğretmen bozuntusuydu.

Kesinlikle sinirlerini bozduğu için aklından çıkmıyordu. Başka açıklaması olamazdı.

---------------

"Sen iyi misin Jimin, nakil istemişsin?" Taehyung ile görüntülü konuşan Jimin bıkkın bir nefes vermiş ve kafasını onaylar anlamda sallamıştı.

"Burda çok linç yiyeceğim taehyung, ayrıca hiçbir imkanım yok şehire çok uzak. Yolda bir kırk kere falan kusuyorum." Taehyung'un yüzündeki igrenir ifadeyi ciddiye almadı Jimin.

Taehyung onun sarhoşken bar lavabolarına kusarken saçlarını çekip elini yüzünü yıkayan insandı. Keza jimin'de aynı şeyleri taehyung için yapardı.

Onlar ruh eşiydiler. "Benim gelmemi ister misin? Biraz tatile ihtiyacım var" taehyung'un hevesle sorduğu soruyu Jimin bıkkınlıkla yanıtladı. "Gelmek isteyeceğin bir yer değil emin ol"

Taehyung başını iki yana sallamış ve birazdan yola çıkacağını söylemişti. Jimin bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemişti elbet ama sevinmişti de bir yandan. Burda tek olmak onu üzüyor ve sıkıyordu.

Taehyung geceye yakın gelecekti ve o saate kadar köye inip biraz yaşlı teyzeleri ile dedikodu yapmak istedi. Onların gece 2-3'e kadar ayakta olduğunu görmüştü, onlarla oturabilirdi.

Yavaş adımlarla karanlık yollarda köye doğru adımladı ve tahmin ettiği gibi o teyzeler az ilerisinde ayçiçek ve çay eşliğinde oturuyorlardı.

"Nasılsınız hanımlar?" Cilveli bir edayla yanlarına yaklaşıp hemen kendine bir sandalye çekip oturdu. "İyiyiz öğretmen bey siz nasılsınız?" Jimin elini hayır anlamında sallamıştı.

"Bana siz demeyin lütfen, oğlunuz sayılırım." Yaşlı teyzelerden biri bir kahkaka atmış ve elini Jimin'in yanağına koymuştu. "Ne tatlı bir şeysin sen, var mı karın yada sevgilin?" Jimin kafasını iki yana sallamış ve olmadığını belirtmişti.

"Bizim köyümüzde bekar kız ve oğlan çoktur. Hatta ji eun'un kızı na eun çok şirin bir kızdır. Ona bir bak derim ha. Senin gibi minik bir şey oda." Jimin sahte bir kahkaha atmış ve kafasını onaylar anlamda sallamıştı. Ama ilerde olacakları bilseydi asla sallamazdı.

Geçen bir kaç saat içerisinde taehyung'un hâlâ gelmemesi ve teyzeleri sürekli jimin'e kız isimleri sayıp dedikodularını anlatmasıyla daraldığı kanaatine varmış ve kalkmak için adımlamıştı. O kalkar kalkmaz taehyung'un arabası da farlarını açıp söndürerek girmişti köy meydanına.

Hemen geçen gün olduğu gibi sarılma mecraları başlarken teyzeler onları tch tch'layarak izliyordu. İkiside bunu takmayarak lojmana doğru adımladı.

Uzun bir günün ardından dinlenme zamanı gelmişti.

SWYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin