22

499 91 15
                                    

Bölüm 22: hayat bazen koptuğu yerden başlar

8 ay kadar sonra

"Sevgilim uyan artık hadi bak geç kalacağız" Jimin, jungkook'a öpücüklerini bahşediyor, uyanması için her yolu deniyordu. Bu yaklaşık yarım saattir oluyordu.

"Bilerek yapıyorsun değil mi? Seni deli deli öpmem için." Bunlar her sabah aralarında geçen mubabbetlerden biriydi. İkisi çok aşıktı, öyle böyle değildi.  "Sen çok zeki olmaya başladın yalnız" jungkook'un uyku mahmurluğu ile söylediği cümleler Jimin'i kıkırdatmış ve yataktan kaldırmıştı.

"Geç kalıyoruz bay mükemmel yakışıklı, jongin'den azar yemek istemiyorum." Azar yemeyeceğini biliyordu.

Sekiz ay kadar önce buraya temelli yerleştiklerinde jungkook okulda hademe olarak işe başlamış ve jongin'e durumu anlatınca iki eski dost tekrar buluşmuştu.

Jimin onun tüm ailesini geride bıraktığı adamla evlendiği için çok mutluydu. Değmişti. İkisi beraber bir okulda çalışıyor, iki kişi için hayli hayli yeterde artar olan parayı biriktirip yeni bir eve çıkmayı hedefliyorlardı. Jungkook özellikle büyük yatak odası ve büyük yatağı olan bir ev istiyordu.

Her şey mükemmel gitsede bir problem daha vardı. Seokjin ve Jimin aynı okulda öğretmenlerdi ve sürekli karşılaşıyordu. Jungkook Jimin'in bu geçmişine hakimdi fakat o kişinin Seokjin olduğunu bilmiyordu. Öğrenirse neler olurdu Jimin kestiremiyordu ve bu yüzden de söylemek istemiyordu.

"Bebeğim ne derse o, ben ona mahkum bir köleyim." Okuma yazmayı neredeyse tamamen sökmüş olan bir jungkook vardı artık. Hepsi sevgilisi, bebeği, herşeyi sayesinde gerçekleşmişti.

İkili hazırlanıp okuldan içeri adımlarını artıklarında gözleri yine ilk olarak seokjin'i bulmuştu. Bugün bahçedeki nöbetçi öğretmen oydu.

Herkes bu ikilinin ilişkisini biliyor ve sevgiyle karşılıyordu. Seokjin hariç. Her ne kadar jongin ile barışmış olsalar bile hâlâ karşıydı bu duruma.

"Günaydın bay Jeon ve bay Park" jungkook'a gayet neşeli bir tavırla yaklaşırken jimin'e geçince her zamanki ketum yüzü çıkmıştı ortaya. Jungkook bu adamın Jimin'den hoşlanmama sebebini, kendisi gibi torpille atandığına bağlıyordu. Gerçek sebebini asla bilemeyecekti belki de.

"Sizede günaydın bay Kim. Bugün nasılsınız bakalım" jungkook'ta aynı neşe ile ona karşılık vermek istesede sesinde bariz mesafe kendini belli ediyordu.

Jimin jungkook'un yanağına bir öpücük kondurup konuşma gereği duymadan öğretmenler odasına doğru adımladı. (Şuan farkettim galiba Sekiz ay sonrasına okul denk gelmiyor ama biz yeni Eylül ayı olmuş gibi varsayalım)

Jungkook'ta cevap beklemeden hademe odasına gidip görevinin başına geçmişti. Bugün tüm günleri arada birbirlerine göz geçirerek flörtleşerek geçmişti.

Akşam çıkış saatlerinde hep beraber yine yuvalarına dönmüşlerdi. Hayat bazen koptuğu yerden başlıyordu ve onlar sekiz ay kadar önce bu evde yeniden doğmuşlardı.

Tekrar.

"Gezmeye gidelim mi bebeğim ister misin?" Jungkook dışarı çıkmak, jiminle vakitler geçirmek isterdi hep. Jimin'de tam tersi evinde oturup jungkook ile beraber filmler izleyip, oyunlar oynayıp deliler gibi öpüşüp sevişmeyi severdi. İkisi cidden çok zıt karakterlerdi.

"Tamam evde film izlemek istiyorsun anladım ben seni ama izleyecek film kalmadı sevgilim." Jimin gülerek yerinden kalkıp Netflix'te uzun zamandır izlemeyi düşündükleri bir diziyi açtı.

Alchemy of souls.

Jimin'e ikisini hatırlatıyordu. Hayat ve babası yüzünden hayattan soyutlanmış ama kendini kazanmaya çalışan bir adama yardımcı olan bir kadın. Ordaki kadının bir çıkarı vardı fakat aşkı yüzünden herşeyi unutmuştu. Jimin'inde birçok çıkarı vardı. Yazı yazmayı, okumayı öğrettiği herkes onun için bir çıkar gibiydi. Fakat sonlarının onlar gibi olmayacağını biliyordu.

Onlar fantastik bir kurguda değillerdi ve Jimin delirip birden jungkook'u öldürmeyecekti. Aşkından delirip sevgiden öldürmeyeceğine söz veremiyordu tabii ki.

"Bunu izleyeceğiz bu sefer bir dizi izleyelim" jungkook sevdiğini ikiletmemiş ve kolları arasına alıp diziyi açmasını beklemişti.

Geceye kadar 4. Bölüme kadar gelmişlerdi ve ikiside bu diziyi bitirmek istiyordu. Bundan sonra da tekrar bir film izlerlerdi. Korku filmi olurdu Jimin jungkook'a sarılır ve öyle uyuya kalırlardı. Sonra Jimin jungkook'un omuzları ağrıdığı için ona kızar, ama kıyamayıp yumuşak elleri ile masajlar yapardı.

Onlar muhteşem bir ilişki yaşıyorlardı ve bu böyle sürmeye devam edecekti.

Seokjin kaoslu olacaktı ama kıyamadım bir kere de mutlu olsunlar dedim

Jimin'in jungkook'a seokjin'i söylememesi benide üzüyor ama söylemek istemiyor ne yapalım yani

SWYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin