18.

4.6K 113 2
                                    

Gözlerim doldu. "Ağlama maviş ölsem bile ölürken görmek isteyeceğim gözler yine sana ait olsun isterdim. Her sevda bir ölüm değil midir beni öldüren sensiz geçirdiğim yıllar olur. Oğlumun bir kere bana baba dediğini duyamamak olur.." dedim gözlerim kapanıyordu.

Sesi buğukta olsa kulağımdaydı. "Seni Seviyorum Miran bizi bırakma..."dedi.

Gülümsedim...

*************************************

Ambulansın siren sesleri kulağıma uğultu şeklinde dolarken hissizdim. Hayatımda var olmamasını mı yada herşeyin bambaşka olup hep yanımda olmasını mı dilediğime karar veremediğim o adam şimdi hayatımdan belki de sonsuza dek gidecekti.

Gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle silip buz gibi olmuş ellerinin üzerinde gezdirdim ellerimi. Yüzü solmuştu. Çok kan kaybetmişti. Benim bile kıyafetlerime kan bulaşacak kadar çok kan kaybetmişti.

Hastaneye vardığımızda ameliyathaneye alırlarken ellerimi miranın ellerinden bir an olsun bırakmadım. Ameliyathenin kapısı açılıp kapının gerisinde kaldığımda lavaboya doğru ilerledim. Uzun süredir tuttuğum hıçkırıklarım dudaklarımın arasından kaçıp lavaboda yankılanmaya başlamıştı.Hüngür hüngür ağlıyordum. Belki de herşeyin başından beri tek suçlusu bendim. Ben ona iyi gelmemiştim ki. Ben onun hayatına girdikten sonra onun hayatı değişmişti ve hiçbir zaman da eski
haline dönemedi. Oysa hep onun benim hayatımı değiştirdiğini düşünürdüm.Ona karşı hep bencil davranan bendim belki de.

Yüreğimde hissettiğim acıyla lavabodan çıkıp ameliyathane kapısına doğru ilerlerken ailesi ve şilan da oradaydı. Beni görünce öfkeli yüz ifadesiyle bana doğru yürüyordu.

"Senin yüzünden oldu dimi fahişe hem abimin hayatını hem kocamın hayatını maffettin." şilan bana lafları sıralarken benim sesim bile çıkmıyordu.İçimden yaşaması için dua ediyordum. Aradan ne kadar saat geçmişti. Biz ne kadar beklemiştik bilmiyordum ama kapıdan bir an olsun ayrılmadan,ağzıma tek bir lokma sokmadan bekliyordum.
Doktorun dışarı çıkmasıyla herkes ayağa kalktı. Kalbim hızla çarparken dediklerini dinliyordum.

"Miran bey çok riskli bir ameliyat geçirdi. Ameliyat esnasında bir kere kalbi durdu. Şuan hayati değerleri ilaçlar sayesinde normal ilk 48 saat bizim için çok önemli 3 kurşunu da çıkarmayı başardık malesef bir tanesi ciğerlerinde ciddi hasarlar bıraktı. Şuan için yoğun bakımda takip edilecek." dedi.

Gözlerimden akan yaşlar kurumuştu artık. Akmıyordu. "Onu istiyordum.." her ne kadar kendimden bile saklasam bu gerçeği ben ona aittim.

Uyandığında herşeyin farklı olmasını diliyordum.Polisleri ne kadar ertelesem de artık konuşmalıydım bulmalılardı.

İfademi verip o anı tekrar yaşamak canımı acıtıyordu.Belki bende vurulacaktım ama o benim vurulmama izin vermeden kendini bana siper etmişti. Hep benim için hayatını ortaya koydu.

3 Hafta Sonra

Aradan geçen 3 hafta da miran uyanmıştı.İlk haftalar burundan mideye bir tüp aracılığıyla ulaşım sağlanarak beslendi. Fizyoterapist egzersizleriyle ancak yatak içinde hareket ettirdi. Ağrıları olduğu için yüksek dozda ağrı kesicilerle beraber uyuşturulup uyutuldu. Her anında yanında olmayı istesem de o evliydi ve bir karısı vardı. Ben uzaktan ama hep orada olup bilgi aldım. Yanına yaklaşmamı ailesi ve çok sevdiği karısı izin vermedi. Sanki tüm olanları suçlusu benmişim gibi. Hiçbir zaman beni gelin yerine koymadılar zaten. Miranın iyileşmeye başladığını duymak bana yetiyordu ben fazlasını istemiyordum ki.
Muratla arkadaşca yaşamaya devam etmemin tek sebebi şuan herşeyin eski düzenine girmesini beklememdi.Malesef ki Mirana ateş eden kimdi neden vurdular ne istediler belli değildi. Henüz bunu yapanlar bulunmadığı içinde oğlumu bile pek fazla dışarıya çıkarmıyorduk. Bende ilk haftalar pek yalnız kalmıyordum. Sinan da zaten uzaktan uzağa beni takip etsinler diye adamlarını peşimde dolandırıyordu. Başka zaman olsa kabul etmezdim ama bir oğlum vardı. Yaşamak zorundaydım.
Miranın  gerçeği nasıl öğrendiğini de öğrenememiştim.

KUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin