[Hogwarts au]
Felix öfke problemleri olan bir gençti, Gryffindor evinde adı "Kuduz köpek" olarak biliniyordu. Üç büyücü turnuvasının olduğu dönemlerden birisine denk gelen altıncı sınıf öğrencisiydi. İçinde olan çatışmalara son vermeye çalıştığı bir...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
†
İksir asit kokularının havasız kaldığı bu ortama gülümsemeden edemiyordum. En sevdiğim dersin kafamı boşaltmama neden oluyor olması beni mutlu ediyordu. Farklı farklı renklere sahip olan sıvılar birbirine giriyor ve şekil değiştiriyordu.
İlkokulda öğrettikleri renk karışımlarını deneylerle görüyordum. Bazen her şey öyle ilerlemiyor sümük yeşili bir rengi alıyordu. Onlar tamamen başarısız olanlardı; içen zehirlenebilirdi.
"Profesör Slughorn?"
İksir dersi öğretmeni, bana doğru yaklaştı ve kafasını sağa çevirerek konuştu.
"Şu an dans alıştırmalarında olman gerekmiyor mu?"
Elimdeki uzun ince şişeyi profesöre doğru tuttum ve muzip bir şekilde gülümsedim. "Sizin de orada olmanız gerekmez mi, profesör?"
Yaşlı adam dediğim cevapla kahkaha atmaya başladı ve kafasını aşağıya yukarı sallayarak beni onayladı.
"Bir şampiyonun ortalarda olmaması dikkat çekince buraya bakmaya gelmiştim."
Onu anladığıma dair mırıltılar çıkardım ve iksirimi yavaş yavaş şişenin içine koydum.
"İlk buraya geldiğin zamanı hatırlıyorum da.. Çok küçük ve korkuyordun. Başarın her zaman konuşuldu, normal insanlardan daha hırslıydın. Herkesi geçmeliyim diye düşünüyordun." Kafamı aşağıya indirdim ve gülümsedim.
"Slytherin'de olman gerektiğini düşünürdüm hep."
"Bir aralar bende öyle düşünsem de oraya ait değilim ben; dışlansam bile ister istemez gittiğim yerde dikkat çektim. Bu iyi bir dikkat çekme olmasa da benim hakkımda fısıldıyorlardı. İlk zamanlar çok kötü hissetsem de... Bunlarla başa çıkacak güce sahiptim. Cesurdum."
Sözüm bittikten sonra öğretmenime geri döndüm.
"Haklısın."
Profesör kapıya doğru ilerleyip el salladı.
"Diğer öğretmenlere burada olmadığını söylerim. Kafana göre takıl, alan senin."
Profesöre minnetle başımı eğdim. Her ne yapıyorsam işime devam ettim, biraz ejderha özüne ihtiyacım olduğunu fark edince arkama döndüm ve dolaba doğru ilerledim. Özün şişesini parmaklarımla sararken dikkatimi çeken kitapla kaşlarımı kaldırdım ve uzandım.
Dolabın en ütünde bulduğum tek kaşımı kaldırmış bakarken neden bunun burada olduğunu sorgulamıştım. Kenarda duran kahverengi çantamın içine koydum, ona sonra bakacaktım.
"Felix?"
Kafamı adımın geldiği yöne çevirdiğimde siyah saçı uzun boylu çocuk ile karşılaşmıştım. Elini ensesine attı ve etrafa bakarak konuştu.
