†
Birbirlerine kilitli ellerime bakarak iç çektim, bir gözüm kapalıyken diğer gözümle herkesi kıskandıran çocuğa baktım. Zeytin siyahı saçlarını arkadan bağlamıştı, ama perçemleri rüzgarın etkisiyle sağa sola sallanıyordu. Hyunjin arkasındaki ikizi ile bana doğru nefret dolu bakıyordu. Gözlerim Hyunjin ile kesiştiğinde adeta soğukluk yaydığını hissetmiştim, tıpkı rol yaptığı zamanlardaki gibi.
"Beni fazla hafife aldın Lee Felix."
Hyunjin konuşmasından sonra Yeji bana doğru yaklaştı ve çenemden tutarak muzipçe gülümsedi. "Vay canına, son turuncu aurasına sahip olan kişiyi böyle görmek tuhaf geldi." Yeji'nin eline üstten baktım ve sırıttım. Bir şey demedim, onun yerine Hyunjin'e, sonra da onun arkasındaki safkan kalabalığına baktım. Babası, annesi, Minho, Jeongin ve daha nice kişiler orada duruyordu.
"Hyunjin onca zamandır seni kandırıyordu Felix." Yeji dudağını büzerek bana yandan yandan bakmıştı, onun bu bakışlarına sadece dümdüz bakıyordum. Kafamı tekrar Hyunjin'e çevirdiğinde ifadesiz bir şekilde bakıyordu.
Pekala, başlayalım o zaman.
"Sana güvenmiştim, beni sevdiğini söylemiştin."
"Her şey rol icabıydı Felix."
Ona hayal kırıklığı içeren gözlerimle baktım ve yarım ağız sırıttım.
"Sen gerçekten bir Hwang'sın, asla özel bir insan olamayacaksın. kimsenin özel bir insanı olamayacaksın, soyadınla beraber öleceksin. Yalnız."
Her yer yeşil bir sisin altında kalmıştı, ağaçlar ve çalılar yeşil sisin etkisiyle görünmüyordu, ama şundan emindim bir tepede duruyordum, hatta burası mağaranın arka tarafı olmalıydı. Yüksekte olduğumuz için rüzgar normalden daha çok sert esiyordu. Safkanların cüppeleri her an yükselip uçmaya başlayacak gibi duruyordu.
"Gücüm olmadan bir şey yapamayacak olmanız bana komik geliyor."
Bunları derken kalabalığın önündeki Bay Hwang'ın gözlerinin içine bakıyordum. O ise dimdik omuzlarıyla yukarıdan bakıyordu. "En başından beri olması gereken buydu, Zümrüdüanka auraları yanlış kişide yaşam buldu. Bu güç sadece safkanların elinde olmalıydı, kanı bozukların değil." diye cevapladı.
Yapma ya.
"Benim kim olduğumu bilmiyorsunuz." dedim, bunu dememdeki amaç kim olduğumu anlatmasını istememdi. Gücümün peşindelerse benim kim olduğumu pek ala biliyor olmalılar. Safkanların taşıdığı kibir ve büyüklük düşüncesinden dolayı şu an benden üstün olmasını göstermek isteyeceğini düşünüyordum.
"Tabii ki, biliyorum Lee Dumbledore Felix."
Duyduğum soyadıyla kısa çaplı bir şok geçirmiştim. Boğazıma oturan yumru yüzünden konuşamamıştım, fakat bunu onlara belli etmeden muzip bir şeklide gülümsedim. "Demek biliyordunuz, o zaman ailemin bir muggle soyundan gelmediğini anlamışsınızdır." dedim en ufak bir fikrim olmadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lentigini » Hyunlix | Hogwarts✓
Fanfiction[Hogwarts au] Felix öfke problemleri olan bir gençti, Gryffindor evinde adı "Kuduz köpek" olarak biliniyordu. Üç büyücü turnuvasının olduğu dönemlerden birisine denk gelen altıncı sınıf öğrencisiydi. İçinde olan çatışmalara son vermeye çalıştığı bir...