AYAZ |Yeni Ailem| (ARA VERİLDİ)

23

İyi okumalarr:))

Yazardan

Poyraz balodan çıktığında Demir bey direktmen adamlarına emir vermiş ve oğulları onurla ayazı aramaya başlamışlardı.

Deniz hanım korkudan bayılmıştı.
Kızını daha yeni bulmuştu yeniden kaybederse kaldıramazdı.

Poyraz odasına hala adamlardan haber bekliyordu. Adamlardan biri nefes nefese içeri daldı.

"Efendim bulduk!"

Poyraz bunu duyduğu anda çok sevinmişti ama kardeşinin ne halde olduğunu bilmiyordu.

"Kim kaçırmış güzelimi?"

"Ahmet denen adam kaçırmış poyraz bey. Şehirden uzak bir ormanda terkedilmiş kulübe bulduk ve Ahmet Çakır'ın orada olduğu öğrendik"

Poyraz o şerefsizin adını duyduğu anda içindeki öfke körüklenmişti.
Hala akıllanmıyor muydu bu pislik?

Hemen adreside öğrendikten sonra ilk iş babasını aramak oldu.

Demir beye adresi verdikten sonra direkt kulübeye doğru ilerledi.

Kulübe baloya biraz uzaktı ve bunun için endişeleniyordu içinden güzeline bir şey olmaması için dua ediyordu.

-

Demir bey adresi öğrendikten sonra direktmen oğullarına haber verdi onurda onlarla beraber gitti.

Onur Ahmet itinin ne kadar psikopat olduğunu biliyordu. Ayaza yaşattıklarınıda o pisliğin bu sefer yanına bırakmayacaktı.

-

Kulübenin olduğu araziye yaklaştıklarında ormanı birsürü çığlık sesi doldurdu. Hepsinin duyduğu sesle kanı donmuştu adeta. Onur duyduğu sesle saçlarını çekiştirdi bu onun sesiydi papatyasının sesiydi.
Dua ediyordu dayanması için güçlü kalması için.

Demir bey gaza kökleyip kulübenin önüne geldi. Artık çığlık sesleri gitmişti ve bu onları dahada endişelendirmişti.

Korumaları halledip içeri daldıklarında hiç biri bu manzarayı beklemiyordu.

Ayaz'ın her yeri kan, morarık ve kesik içindeydi. Onur koşup Ahmet'i ittirip Ayaz'ın yanına gitti.

Poyraz adamlarına Ahmet'i işaret etti adamlar Ahmet'in kolundan tuttuğunda Ahmet durmadan bağırmaya başladı.

"SİZİN BANA YAPTIKLARINIZIN ON MİSLİNİ BU SÜRTÜĞE YAPTIM!"

"KAPA ÇENENİ O ÖLMEYECEK!"

Onur titreyen elleriyle sayıklıyordu.
Kalkamıyordu, şuan tüm gücü çekilmiş gibiydi.

demir bey oğullarına onuru işaret ettiğinde Akay ve emir onurun yanına gidip ayazın yanından aldılar.
Demir bey hemen kızını kucağına alıp arabaya koştu.

Arabaya bindiklerinde ayazı arka koltuğa yatırmışlardı. Onur yanından ayrılmıyordu.

Demir bey dikiz aynadan onura baktı ve acılı bir şekilde iç çekti kızının yanında olmadan önce bu çocuk vardı ve şuan ikiside gözlerinin önünde acı çekiyordu.

"Nabzı nasıl?" Diye sordu demir bey.

Onur titreyen elleri ile nabzına baktığında boğazından bir hıçkırık kaçtı.

"Nabzı az atıyor lütfen daha hızlı sürün demir bey!"

Demir bey endişe ile daha hızlı ilerledi.

Onur normalde asla sulu gözlü bir çocuk değildi hatta bir nevi grubun sessiz çocuğu denilen tiplerdendi.

Ama söz konusu papatyası olunca o sert kişiliği tuzla buz oluyordu.

Demir bey hastanenin önünde durduğunda ayazı hemen çıkarttılar ve acile doğru götürdüler.

"BİRİSİ BURAYA BAKSIN!"

Demir beyin sesi ile hemşire hemen koşup ayazı sedyeye aldı.

Hemşire ayazı gördüğünde kızın haline dona kaldı çok kötü görünüyordu ama hemen toparlanıp içeri doğru sedyeyi sürdü.
Doktor hızla gelip ayaza baktığında

"Ameliyathaneyi hazırlayın! Nabzı düşmek üzere çok kan kaybediyor!"

Hemşirelerden ikisi Ayaz'ın kanayan yerlerine bezle baskı uygulayıp kanamayı engellemeye çalışıyordu.
Ameliyat hane hazır olduğunda direktmen harekete geçtiler.

Demir bey karısını arayıp hastaneye gelmesini istemişti.

Deniz hanım ve kuzenlerde yarım saat olmadan hastaneye geldiler.

Deniz hanım ağlamaktan helak olmuş bir şekilde ameliyathanenin kapısına doğru koştu.

Demir bey karısını kolları altına almış sakinleşmesi için saçlarını tek tek öpüyordu.

Deniz hanıma sakinleştirici verdiklerinde demir bey oğullarının yanına geri geldi.

Herkes berbat haldeydi. Poyraz sinirden dört dönüyor Akay ,emir ve Berk sessizce ağlıyordu.
Akay ondan özür dileyecekti bugün eğerki ayaza bir şey olursa kendini asla affetmezdi.

Onur..

Onur berbat haldeydi sevdiği kızı kaybedecek diye çok korkuyordu.

Ayazı bir çok kez intahar etmeye çalışırken yakalamıştı ve bir kez ölümden döndüğü ana şahit olmuştu.Bu hem onun için hem ayaz için çok ağır bir şeydi.

Onur ameliyathane kapısının önünde çökmüş sessizce ağlıyordu diğerlerinde ondan farkı yoktu.

Herkes onların hayatına giren meleği kaybetmek istemiyordu.

-

4 saat geçmişti ve hala ameliyat devam ediyordu.

Herkes ölü gibiydi. Hastanedeki gerici sessizlik dahada kötü hissettiriyordu.

Onur en son dayanamayarak ameliyathanenin kapısını yumruklamaya başladı.

"NİYE UYANMIYOR LAN NİYE UYANMIYOR!"

Demir bey onuru sakinleştirmek istedi fakat onunda ondan pek farkı yoktu.

"Oğlum lütfen sakin ol kurtaracaklar benim kızımı"

Onur kızarık gözleri ile Demir beye döndü.

"Ben onu kaç kez kaybediyordum bir daha bu duyguyu yaşayamam" dedi yalvarır gözlerle.

Ölü gibi duran çocuğa baktı dikkatlice demir bey. onurun bu haline dayanamayarak sıkıca sarıldı çocuğa.

"Güçlüdür benim kızım merak etme ben kızıma güveniyorum" dedi titreyen sesi ile.

Onurun ağlaması daha şiddetlendi adama sarılırken, onun papatyası güçlüydü o hayata tutunacaktı biliyordu pes etmezdi.

Doktor kapıya geldiğinde herkes yanına toplandı.

"Doktor kızımın durumu nasıl?" Dedi Demir bey endişe ile

Doktor üzgün bir şekilde aileye göz gezdirdi.

"Durumu çok kritik maalesef şuan yoğun bakımda uyanması belki bir gün bulur belki bir ay hastaya bağlı. Kaburga kemiğinde ve vücudunda ciddi kırıklar var kesiklerden dolayı baya kan kaybı oldu. Ve vücudundaki izler kötü durumda"

Herkes duydukları ile daha derine batmış gibiydi.

Deniz hanım kızının halini duyduğu anda fenalaşmıştı. Hemşireler onu odaya aldı.

Doktor üzüntü ile"Her şeye hazırlıklı olun"dedi ve gitti.

Ölüm sessizliği oldu.

Onur acıyla sayıklıyordu
'Ölemez, kaybedemem' diye

Demir bey umudunu yitirmek istemedi 'benim kızım güçlü' diye düşündü.

Herkes bir umutla Ayaz'ın uyanmasını bekledi.

-

Arkadaşlar bu bölümde sadece sad var:(

Yen bölümü nasıl buldunuz?!?!

Lütfen okurken yorum ve oy atmayı unutmayın:)))

Sizi onurun ayazı sevdiği kadar seviyorummʕ⁠ ⁠ꈍ⁠ᴥ⁠ꈍ⁠ʔ