Geçmiş sık sık boğazıma yapışan bir el gibi beni sıkıyordu.
Gece kabuslarım keje hanım ve babamdan yedigim dayaklarla geçiyordu.
Ama uyandığımda o günlerin geçtiğini bilmek ve güzel günler yaşadığımı bilmek içimde bambaşka duygulara yol açıyordu.Keşke bu günlerimi annem de görebilseydi.
Annemin mezarına bir kere bile olsa gitmek isterdim yada bir fotoğrafını görmek.
İçimdeki en büyük yaraydı annemi hiç bilmemek küçükken babama yada keje hanıma sorduğum da aldığım tek cevap dayak yemek azarlanmak olurdu.Teyzeme sorduğumda ise annemin çok güzel olduğunu ama bahtsız olduğunu söylerdi.
Teyzemde de annemin hiç fotoğrafı yoktu mezarı ise teyzemlerin mardin deki eski köyündeymiş kimse ziyaret edip mezar taşı bile yaptırmadıgı için teyzem mezarın çok zor bulunacağını söylüyor.Mardine gitmeye henüz hazır değilim ama Birgün mutlaka annemin mezarı için gideceğim.
Sabah okula gitmiş okuldan sonra çalıştığım kafede de mesaimi tamamlamıştım .
Yolda Özgür aramış akşam bizim çocuklarla tepede kemençe çalıcaklarını söylemiş beni de davet etmişti şimdi yanlarına gitmek için hazırlanıyordum.
Üzerime siyah bir kazak altıma da kot pantolonumu giydim saçlarım sabahtan beri biraz dagılmıştı sıkı bir at kuyruğu yapıp makyajımı da düzelttim ayağıma siyah botlarımı giyip montumu da aldıktan sonra evden çıktım.
15 dakikalık yolu yürüyüp tepeye varmıştım.
Kemençe çalıp şarkı söylüyorlardı.
Özgürün sesini duyuyordum o söylüyordu şarkıyı sesi çok güzeldir zaten onun sayesinde bütün Karadeniz şarkılarını ezberlemiştim.Beni gördüğü an koşarak yanıma geldi.
" efulim hoşgeldin hayde horon tepmeye" diye çekiştiriyordu beni de arkasından .Gülerek peşinden giderken " dur yeni geldim bir nefes aliyim delii" dedim.
" deli sana kurban olsun nefeslen hemen horona başlayalım" dedi.
Bütün arkadaş grubumuza öğretmişti horonu bu deli çocuk.
Bizim çocuklara selam verip montumu çıkardım hem ateş yakmışlardı hemde benim deli sevgilim kıçımızdan ter atana kadar bize horon teptirirdi.Kemençe nin sesini duymamla özgüre döndüm volkan konaktan efulim çalışıyordu bir yandan da söyleyerek bana doğru geliyordu.
Hey kız onyedili kız
Gözleri yıldız yıldız
Gel otur çakılara seninle konuşacağız
Eğer baban vermese dağlara kaçacagız
Yedi renk martı gibi göklere çıkacagız
EfulimSöyleyerek yanıma kadar geldi kemençeyi kemale verip koluma girdi bizimkiler çoktan horon için yerlerini almışlardı.
Bizide sıraya soktu beraber horon oynarken bir yandanda şarkıyı bana bakarak söylemeye devam ediyordu.Yel uçurir ağlari oy farozdan farozda
Kaçamayan kizlari kuruturlar çırozda
Sevdali uşak olsam beline kuşak olsam
Okşarken yanaguni gülden yumuşak olsam efulimOmuzlarımızı beraber salayıp ayaklarımızı beraber atıyorduk.
Rüzgardan uçuşan saçlarım onun yüzüne çarpıyordu ikimizde çok mutluyduk gülümsüyorduk.
Özgür gözlerime bakarak şarkıya devam ediyordu.Atmaca doğan olsam kapilarina konsam
Gece uyurken yarum döşeğinde bulunsam
Gece geldim duydunmi
Guzelum uyudinmi
Bağurdum kapilarda
Sesimi tanudunmi
Efulimmm ( tek sevgili demek)Bir süre daha eğlenip evlere dagılmıştık Özgür beni eve bıraktıktan sonra gitmişti.
------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELAL
General FictionDelal önüne çıkan her zorluğu atlatırdı yada atlatıgına kendini inandırırdı peki yeni hayatında ki zorlukları atlatabilecekmiydi.