14

315 40 16
                                    

Adar hancıoglundan

Bir haftadır nezarethanedeydim.
Bu bir haftadır aklımda olan tek kişi
Delaldi.
Onu öyle ağlarken bırakmak belkide benim için en zor şeydi.
Geçen bu bir haftada kendimle başbaşaydım.
Düşünecek bolca vaktim vardı.
Ve ben şunu anlamıştımki ben karımı seviyordum.
Bu cümleyi kurmak bile o kadar komiktiki.
Delal çok güzeldi.
Onunla atışmayı seviyordum.
Eve gittiğimde onun evde olduğunu bilmek bana iyi geliyordu.

Ama keşke dediğim noktalar çoktu
Keşke onunla böyle tanışmasaydım.
Keşke mutlu olabilseydi benimle .
Keşke beni sevseydi...
Burdan hemen çıkıp onun yanına çıkmak istiyordum.

Avukat behramın ameliyatının iyi geçtiğini ve aşiretler araya girdiği için şikayetçi olmadığını söyledi.

Bu akşam burdan çıkabilecektim.

Adım sesleri duymam la kafamı kaldırdım.
Avukatım emliyet müdürü ve bir polis memuru geliyorlardi.

Gelip karşımda durdular.

" adar bey şikayet geri çekildiği için çıkabilirsiniz" dedi emliyet müdürü.

Hemen ayağa kalktım.
Memur bey nezaretinin kapısı nı açtı.

" adar bey imzalanması gereken birkaç evrak var onları halletiken sonra çıkabiliriz " dedi.

Kafamı salladım ve yürümeye başladım.
Onlarda Arkamdan geliyorlardı.

imzalanması gereken evrakları imzaladıktan sonra karakoldan çıktım.
Avukat beyle vedalaştıktan sonra
Gelen korna sesleriyle o tarafa döndüm bütün aşiret karakolun kapısındaydı.

Benim arabamı da gördüm.
Süleyman kapısını açmış beni bekliyordu.

Aşiretimi selamlayıp arabama doğru yürüdüm.
Arabamın önünde durduğumda
Süleyman öpmek için elime yapıştı.
İzin vermeyip omzuna vurdum bir iki kere sağol dercesine.

" ağam iyisin bir emrin bir isteğin vardır " dedi.

" sağol Süleyman bir isteğim yok konağa gidelim " dedim ve arabaya bindim.

Süleyman da hemen sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı.

Arkamızda arabalarla büyük bir konvoy vardı.
Kornalar hiç susumuyordu.

" Süleyman evdekiler nasıl " diye sordum.

Süleyman panik olmuş bir şekilde bana baktı " iyiler ağam " dedi.

Bu tavrına anlam vermemiştim.
Araba son sürat ilerlerken sonunda konağın önünde durdum.
Büyük bir nefes alıp indim.
Delali göreceğim için heycanlanlamıştım.

Benimle birlikte aşiretimdekiler de indi.
Konağın kapısında duran Zülfikar ve Adem beni görmeleriyle hemen yanıma gelip elip elimi öpmek istediler ama onlara da izin vermedim.

Hemen Konağın kapısını açtılar.
İçeri girdim.
Herkes burdaydı.

Baran hariç o benim emrimle İstanbul'daki toplantılar için İstanbula gitmek zorunda kalmıştı.

Beni gören annem koşarak gelip sarıldı.
" anan kurban olsun adar geldin " dedi.

" geldim ana geldim " dedim bende ellerini öperken.

" iyisin oğlum bişeyin var açmısın" dedi.

" yok ana iyiyim aç ta değilim de ana delal nerde? " diye sordum.

Annemin yüzündeki gülümseme soldu.
Ne diyecegini bilmez gibi baktı yüzüme.

" ana karım nerde ?" Dedim tekrar

DELALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin