📻3.Bölüm📻

9.5K 693 310
                                    

3.Bölüm
''Bana yalan söylediler. Bana yalan söylediler. Kaderden bahsetmediler...''

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________


Gökyüzünde parıldayan yaz güneşine tezat zemheriler yaşatan günler vardı memleketin her bir kıyısında. Yalnızca Ömür Çıkmazı'nda değil, yalnızca İstanbul'da değil, Türk'ün kutsal saydığı toprağının her bir karışındaydı yürekleri titreten kara günler. Günden güne artan olaylar ancak seneler sonra satır satır okunduğunda örtülü bir iç savaş yaşandığını anlatacaktı dimağlara. Bozulan ekonomi, her gün gelen zamlar, bitmek bilmeyen kuyruklar ve can güvenliği sağlanması güçleşen sokaklar...

Son günlerine giriliyordu yaz tatilinin. Koskoca üç ay nasıl geçti diye anlamayanlar gelip bir de Feride'ye sormalıydılar. Sahi, nasıl geçmişti üç ay ? Kızgınlık, pişmanlık, hasret ve sükut-u hayal... Taşıdığı yumruk kadar yüreğine tüm bu hisleri sığdırabilmişti o geceden sonra. O geceden... Mehmed Tahir ile ilk , belki de son kez konuşmuşlardı. Ve sabahına eline aldığı küçük çantası ile çıkıp gitmişti Ömür Çıkmazı'ndan. Feride'ye ise perde ardından gidişini izlemek kalmıştı. Ne sanmıştı ki ? Ali'yi kenara çektiğinde ne olacağını sanmıştı? Yahut göz göze geldikleri ilk akşamdan sonra aralarında birşey olabileceği nasıl düşmüştü aklına? Olacak iş miydi hiç ? Mehmed Tahir... Mahir'in en yakın arkadaşıydı o. Doğduklarından beri birbirlerinin evlerine rahatlıkla girip çıkarlardı. Böyle birşeyi düşünmesi bile ahlaka aykırıydı. Ağabeyi gözüyle bakması icap etmez miydi? Nitekim Mehmed Tahir Ali'ye niyetini sorarak ona tam bir ağabeylik yapmıştı. Ah Feride ! Uçarı düşüncelerden sıyrılması lazımdı artık!

Dalgınlıkla taradığı saçlarını güzel bir at kuyruğu yaparak kalkmıştı aynanın karşısından. Uçuşan perdeyi mahsun gözlerle karşı pencereye bakarak düzeltmiş, camı kapatıp masa üzerinden aldığı kumaş torbasıyla çıkmıştı odasından. Okula gitmeyi çok özlemişti. Yazı yazmayı, ders çalışmayı, arkadaşlarını , hatta erken kalkmayı bile ! En çokta kütüphaneden emanet alarak okuduğu kitapları özlemişti. Evdeki kitaplar üç koca ayı çıkaracak kadar değildi ne yazık ki. Hoş, onları da düzenlemek, her gün yeni bir kitap eklenen yasaklı kitaplar listesine göre ayıklamak zorunda kalıyorlardı. Çocuk kitapları dahi yasaklanabilir miydi? Yasaklanmıştı. Annesi kitabın ismini gazetede görünce yalvarmasına bakmadan el mahkum kızım diyerek banyonun sobasında cayır cayır yakmıştı. İçi gitmişti genç kızın saman sarısı sayfalar alevlere teslim olurken. Lakin annesi de kendince haklıydı. Günden güne artan olaylar sebebiyle çocuklarını korumak istiyorlardı. Babası Erhan Bey Mıstık'ın alt mahalleye gitmesini yasaklamış, Mahir'i de ülkücü arkadaşlarıyla arasına mesafe koyması hususunda uyarmıştı. Okullar açıldığında kendisine gelecek kısıtlamalar için şimdiden korkuyordu Feride.

Annesine seslenerek elindeki torbayla çıkmıştı evden. Ömür Çıkmazı'nın genç kızları ara ara Hasene Teyze'nin bahçesinde toplaşır, el işlerini yaparken muhabbetin ve kısırın dibine vururlardı. Okul olmadığından Feride'nin de tek eğlencesi buydu. Yalnızca el işi yapmak, kek karıştırıp poğaça tarifi vermek ona bir müddet sonra bulantıcı gelse de yapacak birşey yoktu. Akranları artık sırayla gelin oluyordu. Nitekim Zehra da sevdiğinin askerden gelmesi için gün sayan bir gelin adayıydı. Hal böyle olunca genç kıza da okul zamanına kadar diş sıkmak kalıyordu. Bir de dantel örmek. Annesi her akşam yatarken Feride'nin ördüğü havlu kenarına çengelli iğne ile işaret koyuyor, ertesi akşama değin ne kadar ördüğünü kontrol ediyordu. Sıkıyorsa yapmasındı! El işi yapıyor diye azad edildiği türlü iş üzerine kalıverirdi!

Ömür Çıkmazı 📻 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin