📻13.Bölüm📻

5.5K 597 146
                                    

             
13.Bölüm
''Seni buldum ya... Olsak da hem gerçek , hem rüya !''

_____________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Avucunda tuttuğu kağıdın şaşkınlığı dört bir yandan bürümüştü genç adamı. Gece karanlığı gözleri bir noktaya dalmış, zihnindeki binbir düşünce şimşek hızıyla dolaşırken bu olana inanamamıştı. Haftalardır, hatta aylardır Feride'nin nerede olduğunu arayıp durmuştu. Esnaf oluşlarından yararlanmış, tanışıklığı olan solculara üstün körü sormuştu. Hiç kimsenin öyle bir kızdan haberi yoktu. Bu civarda tarife uygun yeni bir yoldaşın olduğu bilmiyorlardı. Ta ki birkaç gece evvel sokak arasında genç kıza rastlayana kadar. O gece Feride'nin ardında belirip onu çekip götüren o genç... İşte kısa bir tarif etmesiyle tanımışlardı onu. Oktay demişlerdi. Solcuların bilindik kimselerindendi. Kolay kolay ortalıkta görünmez, lakin bilhassa da il dışındaki olaylara o giderdi. Büyük ve gizli olaylara... Yanında da son zamanlarda bir kız olduğu doğruydu. Uzun saçlı , güzelce bir kız. Fakat nerede kaldıklarını bilen yoktu. Her ihtimale karşı gizli tutarlardı adreslerini. Lakin işte şimdi o gizli adres ellerindeydi.

Uzun zamanı olmuştu düşünmek için. Aylardır düşünmüyor muydu zaten? O sebeple kararını vermesi çok sürmemişti. Yarın gidecek, Feride'yi binbir dil dökerek alıp Ömür Çıkmazı'na geri getirecekti. Ve bunun için ne lazım gelirse onu yapmaya hazırdı. Dalgın düşünceleri Mehpare Hanım'ın sofraya buyur edişine dek sürmüştü. Mehmed Tahir de babası Cemal Bey ile oturdukları koltuktan aynı anda ayağa kalkıp az ötedeki sofraya yürümüşlerdi. Suskundu genç adam. Tepki göreceğini biliyordu. Lakin ne olursa olsun kararından dönmeyecekti. Annesinin koyduğu çorbadan göstermelik birkaç kaşık almış, ardından kesik bir nefesle sırtını sandalyeye yaslamıştı. Kısa bir bakış bırakmıştı babasının yüzüne. En çok ondan çekiniyordu. Yine de içinde onu anlayacağına dair umutlar taşıyordu. Kaşığını kibarca tabağın kenarına bırakıp bu kez sesli bir nefes almıştı.

-Ben...'demişti bir an nereden başlayacağını bilemez halde kıpırdanarak. Annesi, babası ve kız kardeşleri çorbalarını kaşıklamaya ara verip bakışlarını ona çevirmişlerdi. Çene kemikleri gerginlikle kasılmıştı. 'Ben Feride'yi buldum. Yarın gidip onu çıkmaza geri getireceğim.'

Kısa ama bomba etkisi olan cümlelerdi bunlar. Nitekim Mehpare Hanım'ın kaşığı istemsizce elinden kayıp tabağının içine düşmüş, Cemal Bey'in kaşları hafifçe çatılırken Zehra nötr bir suratla ağabeyine bakmıştı. Bunları öngörmüştü Tahir. Kimin ne tepki vereceğini bittâbi biliyordu. Lakin vereceği cevaplar da hazırdı. İlk tepki elbette Mehpare Hanım'dan gelmiş, oğluna şaşkınlıkla bakakalmıştı.

-Oğlum!'demişti yaşadığı şok ve altında yatan gerginlik sesine yansırken. 'Oğlum niçin sen getireceksin kızı? Ne sıfatla? Söyle ağabeyine , eğer anası babası da kabul ediyorsa gitsin getirsin kız kardeşini.'

Tahir gözlerini annesine çevirmemiş, boğazından küçük bir yutkunma geçerken kararlı bakışlarını masadaki tabaklarda dolaştırmıştı. O da böyle olsun istemezdi. Sevdiği kızı böyle bir çıkmazın içinde kıvranırken görmek, kendisine minnet duyacak oluşunu yüklenmek zor geliyordu. Lakin devreye Mahir girse de Gönül Hanım ve Erhan Bey'in Feride'yi hoş karşılayacaklarını sanmıyordu. Dahası o kızı burada tutmaz, hemen köye gönderirlerdi. Zaten kaçış sebebi de bu girişim değil miydi? Genç adam omuzlarını dikleştirirken başını iki yana sallamıştı.

Ömür Çıkmazı 📻 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin