Piknik

426 64 21
                                    

"Lan Jisung! Şimdi ben seni ananın rahmine geri sokmuyom mu"

"Koşmayın hooo"

"Gebercen Jeongin, uslu dur!"

"Seungmin hayır Minho'yu ısırmaya çalışma!"

"Ve Minho pişkin pişkin pişkin sırıtma!"

"Hyunjin! En yakışıklı benim diye bağırmayı kes!"

"Ve Changbin! Changbin?"

"Noldu?"

"Sen niye birşey yapmıyorsun? Hayret"

"Hiç halim yok ya"

"İyi öyle olsun bakalım sonra alırım ben senin ifadeni"

Yedi arkadaş eski günlerdeki gibi piknik yapmaya gelmişlerdi. Etrafta sayılı kişiler vardı ama zaten uzaktaydılar. Chan, herkesi uyarıyordu, alışmıştı artık her pikniğe gittiklerinde aynı şeyler olurdu. Bundan hoşlanmıyor da değil, aralarında en büyükleri olup bağırmak kadar güzel birşey yok diye düşünüyordu.

"Aferin Jisung. Şimdi sakince Jeongin'in bacağını bırak. Ve Seung hala ısırmaya devam mı ediyorsun? Seni köpek! Hyunjin sus artık tamam you are the most handsome of the year! "

"Biliyorum evet"

Chan kafasını iki yana sallayarak göz devirdi.

Biraz süre sonra Chan'ın telefonu çaldı. 'Polis Jihyo' yazıyordu. Barda Minho'nun dövdüğü adamı şikayet etmişti ama bundan kimsenin haberi yoktu. Çok bekletmeden telefonu açtı.

"Merhabalar"
"Ne!"
Chan'ın ani tepkisi ve ayağa kalkışı üzerine diğerlerini telaşla yaptıkları işi bırakıp döndüler.

"Gerçekten mi?"
"Tamam uzaklardayım, hızlı gelmeye çalışırım"

"Hyung? Noldu?"

"Ya-" Chan söyleyip söylememek arasında gelip gitmişti ama zaten sonunda öğrenicekler diye anlatmaya başladı.

"Minho'nun barda dövdüğü adamı şikayet etmiştim"

"Ne yaptın, ne yaptın?"

"Dur bi Hyunjin"

"Şimdi telefon geldi" Chan yutkundu. Nasıl söyleyeceğini bilmiyordu.

"Söyle artık"

"O adamı tutmuşlar"

"Nasıl yani"

"Parayla. Seungmin'e bilerek bakmış, herşeyi bilerek yapmış"

Minho telaş ve sinirle sordu.

"Kim peki?"

Chan zar zor yutkundu.
"A-annen"

Hepsi bir ağızdan "ne?" Demişlerdi. Minho anlamazca konuştu.
"Hyung ne diyorsun sen? Kim bilir nerededir o karı"

"Bende bilmiyorum Minho. Telefon geldi işte, çağırıyorlar"

"Siktir, siktir, siktir"

"Amına koycam nasıl olur böyle birşey?"

"Ya bir kere şu günümüzü güzelce bitirsek olmuyor değil mi? Bi bitmedi son bir yıldır yaşadıklarımız" Jisung'un dediği şeyle Minho kafasını aşağı eğdi.

"Hey oruspu üstüne alın diye demedim"

"Evet benim yüzümden herşey. Bunların hepsini başınıza ben sardım. Asla hayatınız-"

"Ne dediğinin farkında mısın?" Seungmin dayanamayıp yüksek sesle konuştu.

"Farkındayım" Minho sertçe Seungmin'e döndü. Yakındılar ve birbirlerine sert ama kırmayacak şekilde bakıyorlardı.

"Saçmaladığının farkında mısın?"

"Ne yalan mı? Hepsini başınıza ben sardım. Daha normal bir hayatınız olabilirdi!" Minho'nunda sesi istemsiz yükselmişti.

"Sakin olun bunları konuşmanın sırası değil ve hiçbir zamanda gelmeyecek. Şimdi toplayın eşyaları gidiyoruz. Hızlı olun!" Chan'ın sert ve kesin söylediği şeyle hepsi hızlıca etrafı toparladılar.

^^^^^
Oy ve yorumları unutmayın! Düşünceleriniz önemli ♡

Emin Miyiz yeni bolum<3

'İlgi (2min)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin