"Üniversite arkadaşlarımızın da olacağı bir tatil kulağa nasıl geliyor? Zaten Işıl hepsini tanıyor." Şaşkınlık yaşıyordum demek yanlış olmazdı herhalde şu anki durumuma. Üniversite arkadaşlarımla tekrar buluşma fikri evet çok cazipti ama nasıl bir tatil planı vardı çözememiştim."Peki nasıl bir plan olacak bu? Ciddiyim çok merak ettim." Gözler kısıldı. Hemen anlatmaya başladı. "Şöyle ki. Bir tekne turu olsa nasıl olurdu. Mavi tur. Adalara uğrarız. İstediğimiz yerde durur gezeriz. Canımız nereye isterse dümeni oraya çeviririz." Cevabımı beklemeye koyuldu. Nasıl bir cevap vermeliydim bilmiyordum. Benim planımda kız kardeşimle baş başa yapacağımız bir tatil olacaktı. Diğer tarafta ise güzel bir teklif ve cümbüş olacak bir ortam. Kararsız kalmaktan nefret ediyorum. "Tan gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. Teklifin için teşekkür ederim. Ben bu konuyu Işıl'a açsam o nasıl isterse öyle yapsak sana ayıp olmaz değil mi?" Gamzesi hiç kaybolmadan anlayışla gülümsedi. "Tabii ki güzellik. Nasıl istersen. O zaman sen bana haber verirsin. Ben de ona göre rotamızı çizerim. Eğer bizimle beraber olmak isterseniz." Anlayışı için teşekkür edip makarnamı yemeye devam ettim.
Ah çatlamak üzereydim. Makarna fazlaydı ama yedik. Öyle güzeldi ki yememek imkansızdı. Şefe teşekkür ettim. Hayatımda hiç böyle bir şey yemediğimi söyledim. Babacan bir tavırla omuzuma pat pat vurup "Afiyet olsun küçük Hanım. Ama içimden bir ses buraya daha sık geleceğini söylüyor. Her zaman beklerim. Sohbet edecek kimseyi bulamazsan bana gel. Benim konuşacak vaktim olmasa bile makarnalarım seninle sohbet eder." Benimle göz temasını kesip Tan'a döndü. "Tan arkadaşını hiç bırakma oğlum." diye onu tembihledi.
"Birkaç yıl sonra kavuşmuşum bırakır mıyım hiç? Ellerine sağlık Vehbi abi. Her şey çok güzeldi teşekkür ederim. Yine geliriz. Geliriz değil mi güzellik?"
"Tabii geliriz. Sen gelmesen de ben yolu öğrendim tek başıma da olsa gelirim artık. Teşekkür ederim Vehbi abi." Adamın babacan tavrından ötürü ben de ona adıyla hitap etmeyi uygun gördüm. Işıl da teşekkür edip koluma girdi. Sessiz sedasız yürümeye başladı. "Abla annem duymasın ama bu makarnaysa evde yediklerimiz ne?" bir kahkaha attım durduramadım kendimi. Işıl'a dönüp "Haklısın ablacığım. Vallahi doğru söylüyorsun. Annem kesinlikle duymasın."
"Hayırdır neye bu kadar güldünüz kızlar?" Tan'a Işıl'ın söylediği şeyi söyledim. O da şen bir kahkaha attı. "Aramızda kalsın ama ben de sizinle aynı hissiyattayım. İlk yediğim andan itibaren ben de aynı şeyi düşündüm." Arabaya yürümeye başladık ve bunca gündür yediğimiz makarnanın ne olduğunu çözmeye çalıştık.
Sohbet eşliğinde evime geldik. Tan kahve için şaka yaptığını söyleyip bizi geri çevirmeye çalıştı. Kabul etmedik. Araba sitenin otoparkına yerleştiğinde Işıl evin anahtarını alıp anında fırladı. Çok sıkışmış. Kapıyı açık bırak bari diye arkasından bağırmama rağmen sesimi duyuramadım. Kız uçtu gitti. Binadan içeriye girip asansörü beklemeye başladık. Belki bu süre zarfında Işıl işini hallederdi değil mi? Asansöre binip kat numaramızı tuşladım. "Gökçe."
"Hım." Ne güzel bir cevap verdim beni tebrik edin. Zihnimde kendimi tokat manyağı yapmaya başlamıştım. Boğazımı temizleyip cevabımı düzgün vermeyi başarabildim. "Efendim Tan." Gözümün önüne düşen bir tutam saçı çekti. "İstersen kahve içerken Işıl'a bu konuyu aç. Ben de benim teklifimi sunayım ne dersin?" gözlerimi kıstım. "Sanki bir çakallık kokusu alıyorum Beyefendi. Haklı mıyım?" Sinsi. Nasıl gülüyor ya. Tam tahmin ettiğim gibi. Konuyu Işıl'a açınca ballandırarak anlatacak. "Çok sinsi gördüm seni Tan. Kızın kanına gireceksin değil mi? Fenasın başa belasın."
"Bahse girelim mi? Ne dersin?"
"Bahsin kazananı ne elde edecek?"
Tam cevabımı alacakken benim evimin katına gelmiştik. kabinden çıktık ve tahmin edin ne oldu? Kapı kapalıydı. Kapıyı çalıyorum ama kızın umurunda değil. Tuvaletle resmen aşk yaşıyordu şu anda. Hem zile basıp hem de kapıya vuruyorum. Benim bu halime Tan çok güldü. Ben kaptırdım kendimi kapıyı çalmaya devam ediyorum. Adama bak ya kapıda kalmak hoşuna gidiyor demek ki. La havle çektim. Kapıya hala vuruyorum. Tan'a öfkeyle bakmaya devam ederken kapıya son bir yumruk atmaya kalkıştım. Tabii yumruk kapıya değil Işıl'ın kafasına denk geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİNE Mİ HÜSRAN? (Tamamlandı)
RomanceGökçe'nin hikayesidir bu. Lise sıralarında başlayıp 8 yıl süren bir aşk. Üniversiteye gitmeden verilen bir söz. Aileler arasında takılan bir nişan. Düğüne yakın terk ediliş... Gökçe ve Ceyhun liseden itibaren birliktedirler. Üniversiteyi bitirip...