38. Bölüm

80 22 56
                                    




Güzel başlayan günümüz Nihal ve Ateş'le karşılaşınca daha bir güzel oldu sanki. Onlardan önce bizi ilk karşılayan Ares'ti. Üzerime atlayıp bana kızdı. Yani mırıldanmalarından onu anladım. Tan onu sakinleştirmeye çalıştı.

"Ares gel oğlum. Korkma seni bırakıp gider miyiz hiç? Bir yere gitmedik." Elini ağzına siper edip sanki Ares'e sır verdi. "Azıcık evlendik dostum.  Evet sonunda onu kandırmayı başardım. Ne? Nasıl mı yaptım? Hey adamım şu surata bakar mısın? O benim gamzelerime dayanamaz." Tek kaşımı kaldırdım, kollarımı göğsümde bağladım. "Ya evet Ares'im. Ben zaten kendisiyle değil gamzeleriyle evlendim. Hem bu adam kim oluyor ki değil mi oğlum?" yüzünü yüzüme yaklaştırdı "Ama 'bu adam' dediğin senin kocan ve sabaha karşı sana kim olduğunu net bir şekilde gösterdi değil mi güzellik?" duyan olmuş mudur diye etrafa baktım. "Ya ama sen ne yapıyorsun ya? Şimdi bir duyan olur! Ayıp ya ayıp!"

"Hiç de değil. Sen benim karımsın. Ne ayıbından bahsediyorsun?" elimle ağzını kapattım. Avucumun içini öptü ellerimizi kenetledi. Işık saçan gözleriyle bakıp "Sen benim karımsın. Benim. Sen Gökçe Orhun Sağnak. Benim karımsın."

"Sen de benim kocamsın Tan Sağnak. Lütfen şimdilik kimse bilmesin. Önce şu kargaşa gibi olan olayları bir düzeltelim. Olmaz mı?"

"Olur tabii. Sen zannediyor musun ki seni sadece böyle bir nikahla bırakacağımı? Düğünümüzü yapacağım. Duymayan kalmayacak. Aramıza kimsenin giremeyeceğini tüm dünyaya duyurmak istiyorum. Geri kalan her şey olması gerektiği gibi olacak sevgilim. Kına gecemiz de olacak düğünümüz de."

Biz bu konuşmayı yaparken Nihal ve Ateş yanımıza gelmişti. İkisinin de yüzü gülüyordu. Biz zaten biliyorduk bakışıydı bu. "Hoş geldiniz. Ben birbirinizi öldürmüşsünüzdür diye bekliyordum."

"Öldürdük." Ah! Allah seni kahretmesin adam! Dirseğimle karın boşluğuna vurdum. "Oy... yani aramızdaki küslüğü öldürdük. Neden vurdun kar... şey sevgilim." Etrafa bakıp kendime saklanacak yer aradım. Ares'in kulübesine girsem sığar mıydım acaba? Geceye kadar orada kalsam. Tan'ın ağzı duracak gibi değildi. Kulağına fısıldadım. "Eğer bu geceden itibaren yalnız yatmak istemiyorsan çeneni sıkı tutarsın Tan!"

Gözlerini ayırdı. "Yok canım! Ha bir de koca... kocaman tehdit öyle mi? Hadi sıkıyorsa yap. Yap ve sonuçlarına katlan!" anlaşıldı. Baş edilmez senle Tan Sağnak! Gözlerimi devirip Nihal'e baktım. Onunla konuşmaya başladım. Bahçedeki bir masayı işaret edip oturalım mı? dedi. Ateş de kahvelerimizi almak için mutfağa gitmişti.

"Eh hadi hayırlı olsun o zaman. Allah tamamına erdirsin. Kısmetse düğün ne zaman?"

"Aslında biz dün gece..." dönüp Tan'a yalvarır gibi baktım. Ne olur sus diye. Kulağıma fısıldadı "Az önceki tehdidin hala devam ediyor mu güzellik?" başımı omuzuna yasladım. Kimseye çaktırmadan omuzunu ısırdım. "Restini görüyorum. Pas." O gamzeleri doldurayım da sen gör gününü. Belediyeye bildirip kaçak yapı inşası var diyeyim de yıktırayım. Parmaklarını birbirine geçirip elini ters çevirdi ve gerindi. Nasıl gülüyor ya. Nasıl halinden memnun.

"Şöyle ki Nihal Hanım biz dün gece bu konu hakkında çok konuşamadık. Yani konuştuk ama tarihi belirleyemedik. Epey münakaşa ettik. Bir sonuca bağlayamadık. O yüzden bu konuyu bu gece tekrar tartışmak üzere rafa kaldırdık. Sadece birkaç saatlik. Akşama da çok bir şey kalmadığını düşünürsek." Gözlerini kısıp hesap kitap yapmaya başladı. "Sanırım iki saat sonra aramızda hararetli bir şeyler başlar." O hararet seni bir yakarsa görürsün. Açık açık iki saat sonra sevgilimle sevişmeyi düşünüyorum demesine böylelikle gerek kalmamıştı. O kadar gizli kapaklıydı her şey!

Nihal benimle konuşmak istiyor ama Tan yanımızda olduğu için rahat edemiyor. Neyse ki çok düşünceli kocam olayı anlayıp "Ben biraz Ares'le ilgileneyim. Küsmesin." dedi ve yanımızdan biraz öteye gitti. Çok uzaklaşmadı. Uzaklaşamadı. "Yirmi dört saat bile olmadan siz hayırdır Gökçe ahaha. Yüzünden mutluluk akıyor." Elime uzandı. "Ama çok sevindim senin adına arkadaşım. Umarım bundan sonra çok iyi olur her şey. Anlatmak ister misin? ben duymayı kesinlikle isterim. Mesela dün gece buradan kaçıp gittikten sonra neler olduğuyla ilgili başlayabilirsin." Ellerini yumruk yapıp yüzüne dayadı ve anlatacaklarımı dinlemeye hazır hale geldiğini gösterdi. Bu sırada kahvelerimizi getiren Ateş bize ikram edip kendisinin ve Tan'ın kahvesini alıp onun yanına gitti.

YİNE Mİ HÜSRAN? (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin