32. Bölüm

81 23 39
                                    


Benden günah gitti. Bu bölümü Kitapkolik_panda  ve cnkzyk 'e ithaf ediyorum. Gazanız mübarek olsun kızlar. 🥺🥺🥺 Hazırsak başlayalım. 😘😘😘😘
Eğrisiyle doğrusuyla kabul edin lütfen kontrol edemeden bir anda atıyorum. Tamam sustum 😅😅😅 buyurun bölüm sizi bekler.

Görüşmelerimi yaptıktan sonra Tan ve ailesinin numaralarını engelledim. Babamı beklerken bana ulaşabilmesi lazımdı. O yüzden telefonu kapatamazdım. Haliyle arayan ekranında Gamzelim yazısıyla onun fotoğrafını görmeye de dayanamazdım. Mesajları görmemeye çalıştım. Müdüriyette olan deri koltuğa oturup yorganı üzerime çektim. Üşüyordum. Bedenen değil kalbim üşüyordu. Yorganın bir faydası olmayacağını bile bile üzerime örttüm.

Yaklaşık bir, bir buçuk saattir donuk bir vaziyette oturuyordum. Telefonum tekrar çalmaya başladı arayan Işıl'dı. Açmakla açmamak arasında kaldım. Büyük ihtimalle haberi olmuştu. Daha fazla bekletmeden çağrıyı cevapladım. "Minik kuşum."

"Minik kuşun seni çok seviyor abla." Ağlıyordu.

"Ablan. Ablan da. Seni. Çok. Seviyor. Bir tanem."

"Ben eve geldim. Seni bekliyorum abla. Tamam mı? Buradayım ben. Yanındayım. Sen gelene kadar uyumayı düşünmüyorum." Boğuk sesimle sadece "Tamam." diyebildim.

"Ben şimdi canım ablama kekler yaparım. Börek. Börekler yaparım. Çayını da demleri..." Moralimi düzeltmeye çabalıyordu. Daha fazla ağlamamı istemediğini biliyordum. Ben de aynı onun yaptığı gibi hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya çalıştım.

"Yanık olanları... sen yersin." O an zihnime Tan'la markette yaptığımız konuşma üşüştü. 'Yapmaz mıyım Gamzelim? Elbette ki yaparım. İstersen yufka da alalım börek de yapayım. İster misin? Senin en sevdiğin peynirden koyarım içine.' Konuşmaya devam ettim. "Ben. Bu akşam. Ben. Tan'a börek. Peynrl..." konuşamadım bu dakikadan sonra. Telefon kucağıma düştü. Ağlayıp haykırmaya başladım. "Böyle olmamalıydı. Olmamalıydı... Kalbimdeki sızıya dur diyemiyorum Işıl. Durmuyor. Benim endişelerim pranga gibi yapışmış ayak bileğime nereye gitsem benimle geliyor. Korktum. Ya terk edilirsem dedim. Deja vu. Gözünü kırpmadan arkasını dönüp gitmeye kalktı Işıl." Dermanım kalmadığı için koltuğa kapandım. Cenin halini aldım. İçimde ne varsa açık duran telefona derdimi döktüm. Biliyordum Işıl beni dinliyordu.

Cümlelerim tükenmişti. Sustum. Ancak o zaman Işıl'ın "Abla." Diye bağıran sesini işittim. Uzandığım yerden doğrulup telefonu elime aldım. "Korkma ablacığım. Buradayım. İyiyim."

"Allah'ım şükürler olsun sana. Beni delirtmek mi istiyorsun Kadın? Aklım çıktı abla aklım! Telefonu meşgul etmeyelim. Babam yaklaşmış. Annemi aradı şimdi. Seni arıyormuş telefonu sürekli meşgul dedi. Bak annem de ben de seni bekliyoruz Gökçe. Tamam mı? Canım ablam. Biz senin her zaman yanındayız." Tamam deyip telefonu kapattım.

Işıl'la görüşmem biter bitmez babam aradı. "Yavrum. Biz attığın konuma geldik. Hadi eşyalarını al gel. Kapıdayız kızım." Yanımda hiçbir şeyim yoktu ki. Çantam ve telefonumu aldım. Masaya dönüp baktım. Ozan ve Hazine'ye özel bir not bırakmak istedim.

"Hayatımda olduğunuz için, beni kanatlarınızın altına aldığınız için ve kötü günümde yanımda olduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Şimdi gidiyorum. Sizi çok sevdiğimi unutmayın. Kim bilir belki bir gün yine kesişir yollarımız." Aslında bunu yazarken aklımdakini de doğrulamış oluyordum. Birkaç yıl önce memleketimden kaçmıştım. Şimdi de yaşadığım şehirden kaçıyordum. Aşkımı da kalbimi de bırakıp...

YİNE Mİ HÜSRAN? (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin