Hyung Of The Halfblood

#13

"Alo"

"Alo, Minho sen misin?"

"Benim de, ne oldu Minnie sen beni hiç aramazsın?"

"Şeyyy biz koreye geldik de şimdi uçaktan indik. Sana sorun olmazsa bizi alabilir misin?"

"Kiminle indin?"

"Misha ile geldik, dışarısı soğuk olduğundan çıkamıyoruz da"

"Anladım oradan ayrılmayın hemen geliyorum"

"Tamamdır teşekkürler Minho"

Alelacele evden çıktım ve olabildiğince dikkatli ve hızlı arabayı havaalanına doğru sürdüm. Oraya ulaştığımda Minnie'nin kucağında küçük bir bebek olduğunu gördüm ve şaşkınlıktan 1-2 dakika konuşamadım.

"Ne diyeceğimi bilemiyorum"

"Bir şey demene gerek yok Minho zaten bize çok yardımcı oldun"

"Hayır o mana da değil bu, yani bebek çok tatlı"

"Ahaha ay öyle desene"

"Neyse hadi ben valizleri alırım sen küçük Misha'yı taşı yeter."

Birlikte arabaya bindik ve aklıma Minnie'nin kalabileceği en iyi yer olan Lisa'nın evi geldi bende arabayı onun evine doğru sürdüm. İkisi de Taylandlıydı eminim iyi anlaşırlar.

"Şimdi Lisa'nın evine gidiyoruz, o da senin gibi Taylandlı. Merak etme evi büyüktür ve evde yanlız olmasından oldukça yakınıyor. Ona kalsa hiç para almaz ama ben yine de senin yerine bir süre kiranı öderim sen işlerini yoluna koyana kadar. Aslında hepsini de verebilirim de senin için rahat etmez"

"Tabikide sonradan ödiyeceğim öyle olur mu? Asla kabul etmem ama umarım Lisa için sorun olmaz"

"Olmaz olmaz bak gidince de anlayacaksın ben ona haber verdim bile havalara uçtu. Benim evim müsait olsaydı emin ol bizde de kalabilirdin de işte"

"Tamam tamam ya sorun değil sen elinden geldiğince yardımcı oldun bize. Çok teşekkürler"

Kapıyı çaldığımızda yüzünde kocaman gülümsemesiyle Lisa karşıladı bizi. Zaten evde başka kimse olmadığından Lisa dışında biri açamazdı kapıyı.

"Aaayyy hoşgeldiniz evime, artık evimiz olacak. Nerde küçük bebişimiz?"

"Şşt Lisa sessiz ol biraz bebek uyuyor"

"Hii, ay ben özür dilerim. Şuradaki odaya yatırabilirsin bebeği"

Lisa'nın en sevdiği şeylerin en başında bebekler geliyordu zaten, bu heyecanı anlaşılabilirdi.

Minnie bebeği yatırıp yanımıza geldi. Şimdiden anlamışlardı ve benim önümde benim hakkımda konuşuyorlardı.

"Ya evet Joobin Teyze evlenmiş bak bu da evlendiği kişi."

"Ya ben Tayland'da iken neler olmuş. Oha kadın çok iyi"

"Dimi çok yakıkışıyorlar ben en büyük fanlarıyım"

"Aynen ya. Hem Minho'ya da yeni kardeş gelmiş oldu"

"Bak bu da kardeşi"

"Ne bu baya büyükmüş ben küçük bir şey bekliyordum kaç yaşında?"

"20 yaşında sanırım ama çok tatlı çocuk, sevgilisi var mı acaba?"

"Bence yoktur çok saf gibi, adı ne?"

"Hyunjin, adı bile sevimli"

"Hwang mı soyadı?"

"Evet sen nereden biliyorsun?"