Sabah doğruca okula gittim ve sergi erkene alındığı için ağlayan Jeongin'e yardım etmeye başladım. Hatta bu sergiyi bir runway showuna dönüştürmeyi düşünüyorlardı. Felix ve seungmin diger derslerini önceden verdiklerinden dolayı yanımızda takılıyorlardı.
Felix de aslında oldukça meşguldü, benim instagram hesabıma tasarımları yüklemek ile. Hatta dün gece birkaç tane yüklemiş ve 200 takipçi kazanmıştı bile. Nereden biliyordu bu işleri, usta olmuş resmen.
"Hyunjin yemin ederim çok ünlü olacaksın şimdiden 1034 takipçin var bile"
"Ne diyosuun ver bakayım"
Cidden dediği kadar vardı. Benim olan ama daha önce bakmadığım hesabımda gezinirken Minho ile açtığımız diğer hesap geldi aklıma. Daha öncesinden çekindiğimiz birkaç fotoğrafı Felix'in yardımı ile paylaştım. Hatta Minho'yu da etiketledim. Hepsini öğretmişti artık bana.
Çıkışta Minho beni almayı teklif etti. Hala içimde bir şeyleri netleştirememişken ona belli etmemek için normal davranmam gerekiyordu.
"Bugün ne yaptınız çocuklarla?"
"Aslında ben bitirmiştim sergiye sunulacakları, bi kaç son dokunuş yapıp fotoğraflarını çektim ve dosyaları hazırladım. Hatta sergiye kadar okula gitmesem de olur"
"Senin için güzel olmuş bebeğim, şimdi nereye gidelim istersin?"
"Fark etmez sadece biraz açım"
"Tamamdır hem senin seveceğin hemde karnını doyuracağımız bir yere gideceğiz ama oraya benim sevgilim olarak katılacaksın yani ilk önce eve uğrayalım da üstünü değiştir"
"Ya neresi neresi söyle bak çok merak ettim"
"Sürpriz ama orada kendin olabilirsin yani kombinini ona göre ayarla"
"Tamamdır"
Yanağına küçük bir öpücük kondurup hemen hazırlanmaya başladım. Anında caheryoung a mesaj atıp bir kombin oluşturduk ve olabildiğince hızlı aşşağı indim.
Tahmin edilebilecegi gibi bastan assagi siyah giyinen minho ile biraz olsun uyumu olduğumu düşündüm altımdaki siyah şort ve ceketimle. Bacaklarımdan baslayarak beni süzdüğünde gitmeye hazirdik sanırım. Ağzından beğendiğine dair bir nida döküldüğünde renklendirdiğim dudaklarıma kısa bir öpücük kondurup kapıya yöneldi.
Gidecek olmasak o öpücükten sonra gelen pişmanlık duygusu ben yine ne yapıyorum sorusunu beraberinde getirir bu soruya cevap bulanankadar olduğum yerde dikilmemi sağlardı. Artık o bana her iyi davrandığında aklımdan çıkmayan geçmişim tekrar ve tekrar aklımı karıştırıyordu.
Minho'nun oldukça tanındığı bir mekana giriş yaptık, bunu gördüğü herkesi selamlamasından anlamıştım. Ortam hem elit hem de samimiydi nasıl oluyorsa. İlk başlarda çok kalabalık olmasa da sonradan gittikçe dolmaya başlamıştı.
Güzel bir masaya oturup gayet normal şeylerden bahsederek bir yemek yemiş sonrasında tekrar hiç kimseyi tanımadığım bu yerde Minho'nun peşinden insanlarla tanışmaya gitmiştim.
Birkaçı oldukça tanıdık kişilerdi internetten bildiğim kadarıyla, bazıları da Minho'nun benimle özellikle tanışmasını istediği kişilerdi. Moda tasarımı okuduğumu söyleyip beni sohbetin içine sürüklemişti. Kpop sektöründe önemli markaların tasarımcıları ile bile tanımış hatta telefonlarını almıştım.
Bir süre sonra Chan da geldi ve kalabalıktan dolayı onunda burada olduğunu bilmediğim Lisa'nın yanına bıraktı beni Minho.
Neyseki onunla daha önceden tanışmış hatta oldukça anlaşmıştık. Bu ortamadaki Minho dışında tanıdığım tek kişi olmasından dolayı da uzunca sohbet ettik.
Minnie ve kızı, benim okulum, onun işi, ortamdaki zengin iş adamlarının ilişkileri, kpop sektörü dedikoduları ve markalar hakkında konuşup neredeyse herkesin görünüşünü yargıladıktan sonra oldukça eğlendiğimi fark ettim.
Lisa'nın geçen sefer almadığım numarasını kaydederken Beomgyudan gelen "Nerdesin?" Mesajına da görüldü atmış, umursamamıştım.
Minho işlerini bitirip yanıma geldiğinde geceye doğru mekanın değişen müziğinde yeni tanıştığım çiftler ile dans etmiş biraz da içmiştik.
Saat 2'e doğru gelmeye başladığında gitme vaktimiz de gelmiş gibi gözüküyordu tam toparlanıp giderken gözüme takım elbiseli biri takıldı.
Onu tanıyordum, O da beni tanıyordu hemde çok yakından. Karşısında Beomgyu'nun babası duruyordu. Kan bağım olmasından nefret ettiğim kişi ile bizim bulunduğumuz alandan oldukça uzak ama çıkışa yakın bir yerde saatlerce durmuştum Belki o beni görmüştü ama ben onu şimdi fark ediyordum. Bedenimi kaplayan titremeye engel olamadım ve beni belimden hafifçe tutup sürükleyen Minho'nun durmasına neden oldum.
Kısaca sarhoşmuş gibi davranıp çok sorgulamamasını sağlarken kapıdan çıkarken tekrar gözlerimiz buluştu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Altında short varmış gibi düşünün, kombin böyle
Dünyanın en geç gelen ybsi ve en az kelimeli bölüme hoş geldiniz. Hyunjin'in duygularını elimden geldiğince yazmaya çalıştım çünkü bu sıralar baya karamsar anladığınız üzere (benim gibi)