Telefonun ekranında yazan isim tam karşımda duruyordu, onun burada ne işi var?
"Oh Minho hyung bende tam seni arıyordum"
"Senin burada ne işin var?"
"Çocuklarla kafa dağıtmaya gelmiştik"
"Diğerleri nerede, sizin geldiğinizi fark etmemişim ya Jisung mi çağırdı?"
"He onlar pistin en önünde dans ediyorlar ama Lix bu mekanı daha yeni buldu yani Jisung çağırmadı"
"Masaya geçelim mi?"
"Olur"
"Mekan çok güzelmiş hyung, siz de mi instagram dan buldunuz?"
"Yok burası Jisung'un barı ama böyle etkinlikler için pisti de açıyoruz"
"Yaaa bilmiyordum"
"Sizin gelmeniz de iyi tesadüf oldu"
"Evet çok sevindim seni gördüğüme, bende tam sana haber verecektim"
Neden yalan söylüyorum, neden onun buraya geleceğini bilmiyormuş gibi davranıyorum? Hyunjin, arkadaşlarıyla içeriye girdiği andan itibaren onu izliyorum ama neden izliyorum? Arkada bir sürü işim varken neden burada onunla oturuyorum?
Benim de kafa dağıtmam gerekti sanırım o yüzden çalışanlardan birinden bana özel likörden getirmesini istedim. Sürekli gözlerim onu buluyordu. O da sahnedeki arkadaşlarımı izliyordu. Kıskanıyorum sanki ama neyi, beni değil de sahnede gitar solo yapan Jisung'u mu? Sırf bana değilde ona bakıyor diye mi?
Saçmalıyorum ve sarhoş oluyorum. Hayır alkolden değil Hyunjin'den sarhoş oluyorum. Tamamiyle görünüşü beni sarhoş ediyor. Bugün sadece siyah. Her şeyiyle siyah; saçları, tenini gösteren file üstü, tavırları, oturuşu, bakışları, her şeyi siyah. Sanki onun derin siyah karanlığında kaybolmamı istercesine siyah. İkimizde siyahız bugün. Belkide uyumlu olalım diye böyle giyindi.
Kafamı salladım ve düşüncelerden kurtulmaya çalıştım. Ciddi ciddi kafayı yedim herhalde. Kendine gel Minho.
Sıcak bastığından üstümdeki bluzun fermuarını biraz daha aşşağı indirdim. Zaten bugün çalışırken de rahat olması için fermuarı göğsüme kadar indirmiştim, şimdi de karnıma kadar kaslarımı açıkta bırakacak şekilde indirmiştim. Tabi ben bu işlemi gerçekleştirirken Hyunjin sonuna kadar beni izlemişti.
Kafamı kaldırdığımda anında gözlerini kaçırdı ve önündeki bardağı bitirdi. Bu sanırım 8. bardağı falandı. Bu kadar içmesi ne kadar iyi bilmiyorum ama tam onu durduracakken garsonun elindeki tepsiden bir bardak daha kaptı ve fondipledi. İçinde ne olduğunu önemsemeden içiyordu. Ama her nasılsa kafası gayet yerindeydi çünkü az önce dans pistinde dans ettiği adam geldiğinde gayet iyi bir şekilde onu gönderdi.
Sanırım boşuna endişelenmişim kendini gayet iyi koruyabiliyor. Bana gerek duymadan istediğini yapabilir. Acaba geçen dediklerime kırıldı mı? Ağır mı konuştum? Yoksa çok mu burnumu soktum?
Ben hiçbir zaman düşünerek hareket etmedim ama Hyunjin ile iken düşüncelerimde boğulmadan hamle yapamıyordum. Tam da bunu düşünürken Hyunjin'in sorduğu soruya hiç düşünmeden cevap vermiştim. Bir dediğin bir dediğini tutsun be Minho
"Hyung sen burada çalışıyorsun değil mi?"
"Evet"
"O zaman bir odan da vardır"
"Evet"
"Öyleyse beni odana götürür müsün?"
"Evet"
Cidden gerektiği yerde düşünmeden gerekmediği yerde de düşünerek hareket ediyorum herhalde malım. Bu sonuca ulaştım en son. En fazla ona odamı göstericeğim bunda düşünecek ne var de mi?
De mi?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hyunjin'in kombin Şu üstündeki crobu giydiğini görmek için neler vermezdim
Minho yeter başımız şişti ne boş yaptın? Ama sanki hyunjin odasını görmek değilde minho ile yanlız kalmak istiyor de mi?