#22

235 17 10
                                    

M

"Sanırım yarın annene teşekkür etmem gerekecek."

"O senin de annen"

Gram utanmıyordum ama işte bende malımı tanıyorum, annem gibi. Minho ben böyle yapınca daha çok baştan çıkıyor daha da etkileniyordu. Bi nevi bağlanıyordu da ama olsun.

Başından beri anlamıştı belki de annemin yaptığı imalardan dolayı. Bu işe kalkışmak istememiştim ama annemlerin sesini duymak istemiyordum, yani gece oyalanacak bir şey arıyordum. Tabi sıkıldığımdan aklıma gelen tek şey üvey abimin odasına gitmekdi.

Bir de annemin taktiğini bende denemek istedim. O, işten geldiğinde hem yorgunluğunu gidermek için iyi bir yöntem olur hem de onun için özel bir şeyler yaptığımı görür. Zaten bir ara yaptığım kıyafetleri denerim demiştim. Bu da deneme gibi bir şey. Uygulamalı deneme.

Minho beni yatağa yatırdığından beri yavaş yavaş yaklaşıyordu. Tam gözlerini kapattığında ve aramızda bir milimlik mesafe kaldığında onu durdurdum.

"Annemler var oppa" bebek gözlerim de devreye girmişti. Hadi durdur bakalım minik Minho'yu durdurabilirsen.

"Aisshhh"

"Omo, küfür etme. Ağzına yakışmıyor."

"Ağzıma daha güzel bir şey yakışıyor ama sen izin vermiyorsun"

"Ben izin vermiyorum değil ama annemler duyarsa"

Bir süre aramızda sessizlik olsa da yukarıdan gelen patırtı ile çok da sessiz kalamamıştık sanırsam. Benim odam annemlerin odasının altındaydı bir de, şimdiye asla uyuyamazdım. Doğru kararı verdin Hyunjin ama biraz daha oyalanmaktan zarar gelmez.

"Annemlerin duyacağını sanmıyorum, sen de izin verdiğine göre"

"Bir dakika, bir dakika"

Derin bir nefes verdi. Sınırları zorlamaya başlamıştık, bu benim ve arkam için iyi bir haber sayılmazdı değil mi. Neyse zorlayalım bakalım ne kadar zorlayabileceğiz.

"Yarın okul var da, ya sabah kalkamazsam?"

"Sen her seferinde gayet iyi uyanıyordun"

"Ama bu sefer bakışların çok farklı"

"Çünkü bu baştan çıkarıcı şeyi giymişsin"

"Ben bunu hep giyerim ki, gecelik yani"

"Daha önce hiç görmemiştim"

"Görebilir miydin ki? Nereden bileceksin kadın geceliklerini?"

Utangaç halimin yerini sahte sinirim almıştı. Ne yalan söyleyeyim Minho'nun tepkileri aşırı eğlenceliydi.

"Hani benim de annem varya belki ondan. Demek istediğim şeyi anladın sen işte"

Ondan biraz daha uzaklaşıp kollarımı kavuşturdum. Gülmemek için zor duruyordum.

"Ben buraya sıkıldığım için gelmiştim, seninle normal vakit getiremeyecek miyim Minho?"

Sonunda adını bastırarak söylediğimde şaşırdığını belli eden bir nida döküldü. Daha çok inlemeye benzese de şaşırmış sayalım.

"Minho mu? Şimdi de minho mu olduk? Ben senden büyüğüm"

"Sadece benden büyüksün o kadar, neredeyse sevgili sayılırız. Önemsiz"

"Neredeyse mi? Sayılırız mı? Sen benim için sadece kardeşten fazlası olduğunu anlamamışsın herhalde"

"Yani pek anlamadım, sonuçta adını koymadık"

Hyung Of The Halfblood  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin