#4

773 61 18
                                        

Spor salonunda çok çalıştım o yüzden duş almaya gittim. Duştan çıktıktan sonra da su içmek için mutfağa gitmiştim ki su boğazımdan geçmeden olduğu yerde kaldı.

Şaşkınlıkla bakakalmıştım içeriye giren etekli Hyunjin'e. Elindeki telefondan kafasını kaldırmadan buzdolabından süt aldı ve ortadaki tezgaha yüzüstü yaslandı. Öne doğru 'biraz' eğildiğinden dolayı zaten kısa olan eteği daha da yukarı çıkmıştı. İşte o zaman nefes alamadığımı fark ettim ve öksürerek kendime gelmeye çalıştım.

Hyunjin beni fark etmemiş olacak ki öksürdüğümde hızla arkasını döndü. Korksa da önemsemeyip hemen yanıma geldi. İşte o an çocukların dedikleri tekrar aklıma geldi. Etkilenmemek elde değil.

"Hyung, banyodan çıktıktan sonra saçlarını kurutmalısın yoksa hasta olursun."

"Yok hasta değilim ben su-"

"Hasta olursan üzülürüm" Elini ıslak saçlarımda gezdirirken son dediği şey ile dona kalmıştım. Bana fazla yakındı ve fazla güzel.Bir anda arkasını dönüp uzaklaştı. Gerçek dünyaya dönmek zorunda kaldım.

"Pizza senin için uygun mu hyung?"

"Ne için?"

"Başka bir şey de isteyebiliriz.Teşekkür etmek için ben ısmarlıyorum"

"Sen ne istiyorsan uyar bana"

"Tamamdır"

Siparişin gelmesini beklerken gözlerimi Hyunjin'den alamıyordum. Sanırım itiraz etmiyorum artık. Telefondan kafasını kaldırıp, ona baktığımı fark etmiş olacak ki bana baktığında biraz telaşlanmıştım. Aklımdan geçenler, iyi şeyler olmadığı için başka bir şey  söylemem gerek diye düşündüm.

"Şey, bir şey soracağım. Yanlış anlama da merak ettim dışarıda neden böyle giyinmiyorsun? Yani sana çok yakışıyor o yüzden sordum"

"Cidden yakışıyor mu?"

"Evet, sen de evde giydiklerin de çok güzel"

"Oh, teşekkür ederim"

Utandığından biraz kızardı ve ellerini yanaklarına koyarak gülümsedi.

"Şey yani ben ımm nasıl söylesem, çok özgüvenli değilim ve önceden beni dışlıyorlardı, lisede. O yüzden böyle giyiniyorum ama dışarıda giydiklerim de benim tarzım evdekiler de."

"Anladım. Ama bu tarzını dışarıya da yansıtırsan biraz daha özgüvenli olabilirsin istersen. Ben seni her zaman desteklerim"

Kapının çalmasıyla Hyunjin yerinden heyecanla kalktı ancak onu durdurdum. Şaşırsa da geri yerine oturdu ve bende siparişi aldım. Masaya geçtik ve yemeğimizi yemeye koyulduk. Ancak garip bir sessizlik vardı aramızda. Bir süre sonra sessizliği bozan Hyunjin oldu.

"Kapıyı açacağımda neden durdurdun beni?"

"Oh, kırıldıysan özür dilerim ancak bu halini kim görse baştan çıkar. Ben abin olduğum için sorun değil ama dışarıdaki insanlar tehlikeli şeyler düşünüp, yapabilir. Önceden söylediklerimin arkasındayım ama yavaş yavaş tenini göstermeye başlasan daha kolay olur senin için. Evde istediğin gibi olabilirsin fakat dışarıda sana bir şey olursa her zaman yanında olmayabilirim. Eğer böyle bir şey olursa kendimi affetmem"

Noluyo lan bana. İçimde yatan abilik ruhunu bu konuşmayla tükettim. Ben böyle konuşabiliyor muydum ya? Galiba sadece abilik iç güdüsü değil başka bir şey daha devreye girmişti; kıskançlık.

"Anladım abicim ve tekrar teşekkür ederim. İyiki kardeş olmuşuz. Bir de bana böyle kibar davrandığın için saol"

"Tamam artık teşekkür etmene gerek yok. Ayrıyeten önceden olanları anlatmak istersen dinlerim ve yardımcı da olurum. Neyse öncelikle instagram hesabında kıyafetlerini paylaşabilirsin. Sanal ortamda olmak dışarıdan daha rahattır hem"

"Şey benim instagramım yok"

Tam tahmin ettiğim gibi

"O zaman hesap açabiliriz sana istersen"

"Açıkçası ben öyle şeyleri kullanmayı pek bilmem"

"O zaman Felix'den yardım alabilirsin, hem onun hesabını kullanıyorsun zaten"

"Evet, öyle yapabilirim- NE! Sen bunu nereden biliyorsun?"

"Hiiiç. Benim hesabıma bakacağında Felix izin veriyorsa, buna da izin verir belki"

Ben bir dilim daha pizza alırken o telaşla açıklamaya çalışmıştı kendini. Benim bildiğimi anladığında gözleri büyümüştü ve telaşla konuşurken ellerini etrafa sallıyordu. Çok tatlıydı yani.

"Yani evet Lix'in instagramına baktım ama seni merak etmiştim, yani merak etmiştim derken Jeongin fotoğraf göstermişti. Sonra çocuklar da ısrar ettiler. Tabi istemediğimden değil yani çok etkileyici görünüyordun o yüzden yani. Ne diyorum ben ya. Özür dilerim önceden seni tanıdığımı söylemeliydim"

"Önce bir nefes al, özür dilemene gerek yok. Gelip ne diyecektin düğünde, 'şey ben seni tanıyorum ve senden çok hoşlandığım için 2 aydır stalklıyorum ama şimdi üvey abim olacaksın tüh' falan mı?"

Gülmemek için kendimi zor tutuyorum

"Yok ya hoşlandığımı söylemezdim"

Şapşik.

Ne söylediğini fark edince ağzını iki eliyle kapattı ve gözlerini büyüttü. Daha fazla dayanamayıp kahkahamı serbest bıraktım. Gülerken arada 'çok tatlısın' dediğimden daha da utandı. Sonra da bir anda daha yeni doldurduğum viski bardağını kafasına dikti.

"Hey sen daha küçüks-"

"Hayır abi 2 ay önce reşit oldum"

Şaşkınca bakarken yanğıma bir öpücük kondurdu ve odasına giderken "Teşekkürler abi, seninle vakit geçirmek çok eğlenceliydi" dedi.

Ve bir kapı kapanma sesi yankılandı koca evde. Az önce ne yaşanmıştı öyle?

Yarın işe gitmem gerektiğinden bende odama çekildim. Uyumam gerek ama düşünmem gereken konular var; sadece 2 haftadır tanıdığım üvey kardeşimden ne ara bu kadar hoşlanmaya başladım? gibi şeyler. Buna hoşlantı deneceğinden de tam emin değildim.

Hyunjin'in ev kombiniMinho'nun kalbine indiren kombin diye de geçiyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hyunjin'in ev kombini
Minho'nun kalbine indiren kombin diye de geçiyor.


Kore'de 20 yaşında reşit olunuyor, onu baz aldım.

Hyunjin o kadar tatlı ki Hyunjin'i yedim. Bayılacağım.

Yorum yapın bebekler çok mutlu oluyorum❤️‍🔥❤️‍🔥❤️‍🔥❤️‍🔥

Hyung Of The Halfblood  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin