Hyung Of The Halfblood

#10

Evde çok sıkılmıştım cidden. Bütün işlerimi halletmiştim ve Minho'yu bekliyordum. Hava oldukça kararmıştı bende korkmamak için bütün ışıkları açmıştım. Minho ve annesi zengin o yüzden sıkıntı yok. Aslından bir yandan benimde annem artık.

Ya ne zaman gelecek benim canım hyungum, şimdiden 1 saat gecikti bile. Günümü onunla geçirmek istiyordum ama işi olduğu için şikayet de edemiyordum. Hayal ettimde çalışırken ne kadar seksi gözüküyordur. Düşünme, düşünme.

Zaman geçsin diye tüm kumaşlarımı ve dikiş malzemlerimi düzenlemeye karar verdim. Giyinme odam savaş alanı gibiydi. Bir yandan da film izliyordum. Filmde kedi cosplayi yapan bir çocuk gördüm ve kıyafeti aşırı hoşuma gitti. Elimde tuttuğum pembe ve siyah renkli peluş kumaşlar tam kulak ve kuyruk yapmaya uygundu. Uzun süredir bu parçaları kullanacak bir yer arıyordum. Kıyafetin tamamını yapmasam bile kulaklarını ve kuyruğunu yapabilirdim.

Sevdiğiniz bölümü okuyunca boş zamanlarınızda hobilerinizle ilgilenirken bir yandan da ders çalışmış oluyordunuz. Benim yaptığım gibi.

Film izlerken başka işlerle uğraşmayı severdim ama odamı toplamak isterken iyice dağılmıştı. Bir dahakine müzik dinlerken düzenleyeceğim.

Film bitmeden kulaklı tacı bitirmiştim. Filmi durdurup saate daha sonra da aynaya baktım. Minho beni görseydi kesin kendini kaybederdi.

Dur bir dakika, mesai saati çoktan bitti eve gelmesi gerek artık. Aklıma gelen fikirle hazır taç takılıyken hemen fotoğrafımı çektim ve Minho'ya attım. Yüzümdeki küçük tebessüm ile zıplayarak mutfaktan süt almaya gittim.

Süt içmeyi cidden seviyordum, sütlü olan her şeyi seviyordum. Aslında uyumayı da oldukça seviyordum. Bunlar hep kedilerin yapacağı şeyler. Belki de kediyimdir? Kulakların bu kadar yakıştığına bakılırsa kedi olmam çokta garip kaçmaz.

Neyse Minho o mesajdan sonra olabildiğince hızlı buraya gekecekti,eminim. İşi varsa da bırakması gerekecekti. Kim öyle bir fotoğraftan sonra hala çalışmaya devam edebilir ki? Ben cidden insanları büyülemeyi iyi biliyordum. Bu benim için bir alışkanlık olmuş ya da doğuştan gelmişti sanırsam. Bunu fark ettiğim ve zorla kullanmak durumunda kaldığım zamanlar kendimden iğrenirdim ama şimdi sevdiğim adam için uğraşıyorum.

Minho gelene kadar filmi bitirmek istiyordum. Yukarı çıkmaya üşendiğimden direkt televizyondan açtım. Burada da netflix vardı. Zengin olmak ne kadar güzeldi. Film bitmek üzereyken bende sütümün sonlarına gelmiştim. Benim özel süt içme kavanozum vardı ve büyük boy bir biberona benziyordu. O şişeye sarılırken cidden bir kedi gibi görünüyor olmalıydım.

Tam kedi cosplayli çocuk ve partneri sevişme sahnesindeyken Minho kapıdan içeri girdi. Soğuktan kulakları kızarmış büyük ihtimalle koştuğundan nefes nefese kalmıştı. Ve bu haliyle hala karizmatikti. İşe giderken giydiği gömlek kıvrışmış, özenle şekillendirdiğim saçları dağılmıştı. Ne yalan söyleyim, dışarıdaki soğuğa rağmen anlından düşen bir damla ter ve soluk soluğa kalmış görüntüsü altımda bir şeylerin sızlamasına sebebiyet veriyordu. Oturduğum yerden demir kapı gözüküyordu ve beni görünce gözünün seğirdiğine yemin edebilirim. Hatta bir saniyeliğine gözlerini kapatıp derin nefes alıp verdi.

Hızlıca ayakkabılarını çıkardı, ceketini ve çantasını bir kenara atıp şaşkınlıkla ekrana baktı. Utandığımdan, yastık boyutundaki şişeye  daha da sarıldım. Ikimizde konuşmuyorduk, oyuncular da konuşmuyordu içlerinden biri miyavlıyordu. Bu konuşmak sayılmıyordu değil mi?

Odanın içinde daha fazla kedi sesinin yankılanmasına dayanamadım ve filmin bitip bitmediğini önemsemeden televizyonu kapattım. Minho anlamadığım bir bakışla beni süzüyordu. Hızlıca yerimden kalkıp elimdeki kavanoz şişeyi mutfağa götürdüm. Normalde olsa kenardaki köpükleri yalar, dibinde bir damla dahi bırakmazdım ama yeterince utanmıştım zaten.