#24

323 18 13
                                        

Artık kalbime ağırlık veriyordu Minho'dan geçmişimi saklamk. Ona bu kadar çok bağlanacağımı düşünmemiştim. Annem de düşünmemişti sanırsam. Dün tahmin edileceği üzere annemin arkadaşının yanında değildik. Hem Beomgyu çağırmıştı hem de annem ile konuşmamam gereken konular vardı.

Ha bir de beklenmedik misafir Beomgyu'nun babası bay Choi vardı. O alaycı konuşmalarından hiç bir şey eksilmemişti. Hatta utanmazca para bile teklif etmişti bize. Önceden olanları yüzümüze vurarak. Beomgyu çok şükür babasını göndermişti ve onun adına özür dilemişti. Amerika'da olgunlaşmış bu çocuk. Annem ben ve Beomgyu yanlız kaldığımızda geçen sefer Minho'nun yanında kaba davrandığı için de özür dilemişti.

Kabul aramızda hiç hoş şeyler yaşammamıştı ama Beomgyu hatalarından ders çıkarmıştı hatta telafi etmişti. Biz de arkadaş kalmaya karar vermiştik. Ona Minho'yu bile anlatmıştım, hiç hoş karşılamasa da sesini çıkarmıyordu. Beni oldukça iyi tanıdığından laf etmemeyi de tercih ediyor olabilir.

Üçümüz uzunca konuştuk ve eski konuları masaya yatırdık. Bu son seferimiz olacaktı, bir daha o konuları açmayacaktık.

Beomgyu, konuya tamamiyle hakim olunca son olarak çokca düşunmemi sağlayan bir şey söyledi.

"Bence, önceden olanları Minho ve annesine anlatmalısınız"

Cidden anlatmalı mıydık? Joobin anne zaten az çok biliyordu o yetmez miydi? Peki ya Minho, onun hiçbir şeyden haberi yoktu. Ya ikimizi de terk ederlerse, o zaman ne olacaktı. Annemin en başından beri planladığı gibi 1 sene sonunda kaçmak zorunda mı kalacaktık? Tam da annemi bu fikrinden vaz geçirmişken. O da mutluydu bende kaçmaya ne gerek vardı? Onları sadece saklanmak için kullanmaya ne gerek vardı? Biliyordum annem de Joobin anneye bağlanmaya başlamıştı. Durum bu kadar iyi giderken bozmaya ne gerek vardı?

Ama belki de anlatırsak bizi bırakmazlardı. Çünkü onlarında geçmişte yaşadıkları vardı. Asıl sıkıntı biz anlatmadan önce onların kendileri öğrenmesiydi. İşte bu olursa çok kötü olurdu.

"Heyy, Hyunjin daldın gittin"

"Biraz karnım ağrıyordu da, ne diyordunuz?"

"Sana instagram hesabı açalım diyorduk, hem bu festivali de paylaşırız."

"Yine mi bu konu?"

"Ah, hadi amaa. Kendini paylaşmasan bile tasarımlarını paylasmalısın. İnsanları bundan mahrum bırakma."

"Tamam"

"Hem bak kızları da ikna ettim, onlar da destek veriyorlar. Ünlü olacağına eminiz"

"Tamam dedim ya Lix"

"Ne cidden mi hadi o zaman hemen açalım"

"Sen hallet ben bi atölyeye gideyim"

"Tamam, sen nasıl istersen"

Sinirlerim bozuktu ve hiçbir şeye odaklanamıyordum. Önceden hazırladığım birkaç tasarım dışında elimde festival için hazır olan kıyafet bulunmuyordu.

Genellikle o an ki ruh halime göre tasarım yaptığımdan dolayı şuan temayı değiştirmeyi düşünüyordum. Kafa dağıtmak için çalışmaya başladım, kızlar da beni bu kadar gayretli görünce gaza geldiler ve gün sonuna kadar neredeyse bitirdik.

"Alın bakalım size muzlu süt getirdim, Jinnie bu da sana"

"Ryu, Hyunjin süt içemiyor ya artık"

"Neden ki, Hyunjin sütü çok sever?"

"Süt alerjisi var ya"

"Bir de düşük seviye laktoz intoleransı"

"Bundan niye benim haberim yok?"

Hyung Of The Halfblood  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin