EMİRDEN
Düğünden sonra eve geldiğimizde yarım saat sonra falan uyumaya gitmiştik. Ben biraz uyumuştum ama saat şuan tahminimce 02:30-03:00 gibiydi. Dışarıda deli gibi şimşek çakıyordu. Hiç aklımdan çıkmayan Zeynep yine aklıma gelmişti. Ben bu kıza fena aşıktım ama nasıl açılmam gerektiğini bilmiyordum. Sürekli aklımda o vardı. Nereye gitsem, ne yapsam acaba o napıyordur diye düşünüyorum hep.Ve şuan yine aynı şeyleri düşünüyordum. Acaba gök gürültüsünden uyanmış mıdır? Korkuyor mudur? Şimşekten deli gibi korkar o. Tanıştıktan sonra youtubedan bazı hayranların yayınladığı canlı yayınları izlemiştim. Şimşekten deli gibi korkuyordu ama yağmura da deli gibi aşıktı. Telefonu elime aldım ve Zeynep'in fotoğraflarına bakmaya başladım. Eğer bir gün galerime sevgili olmadan bakarsa beni sapık sanabilirdi herhalde. Çünkü galerim ful onun resimleriyle doluydu. Bazıları Instagram hesabında da vardı onun ama ben yine de galerime eklemiştim.
Çok güzeldi. Fazla güzeldi. Ona sadece yılbaşında sarılmıştım ve onda da kokusunu alamamıştım, ama düğün günü kokusunu alma fırsatlarım olmuştu ve çok iyi değerlendirmiştim. Papatya olayında başka bir kız olduğunu düşündüğü çok belliydi. Nasıl düşünebilir ki? Ondan daha mükemmel bir kız olamazdı ki. Her anlamda mükemmeldi. Bir canlı yayınında yanına gelen çocuğa davranışlarını, hayvanlara olan sevgisini, kimsenin kalbini kırmamaya çalıştığını düşününce daha da aşık oluyordum ben ona. Herkesle alaşabiliyordu. Çocukla çocuk gibi şakalaşarak konuşurdu. Ciddi bir ortamda fazlasıyla ciddi olurdu ama yine de bazen öyle ortamlarda gülerdi.
Onu daha fazla düşünüp aşkımdan ölmemek için telefondan mesajlar kısmına girdim ve onunla mesajlarımızın üstüne tıkladım.
Yazıyor...
Yazıyor mu!!! Ne ne ne ne ?
Şaşkınlığım bitmeden sürekli üstteki yazı yazıyor-çevrimiçi arasında değişiyordu. Galiba yazıp yazmama konusunda kararsız kalmıştı. En sonunda bildirim sesiyle rüya olmamasını umarak kapattığım gözlerimi açtım.
ZEYNEP: Emir iyi geceler.
ZEYNEP: Çok özür dilerim gece gece yazdım uyandırdım belkide seni ama şuan vazgeçtim. Tekrar özür dilerim uyu sen.
ZEYNEP: İyi geceler...
EMİR: Zeynep hayır, gitme ben de uyuyamadım zaten. Hatta sana yazacaktım da sonradan uyuyorsundur dedim.
ZEYNEP: Niye uyumadın? Sen de mi şimşekten korkuyorsun.
EMİR: Aslında hayır benim uykum kaçmıştı.
ZEYNEP: Yarın okulda uyursun ama uyumaya çalış en azından.
EMİR: Biraz seninle konuşmak istiyorum ama istemiyorsan uyumaya daha çok zorlarım kendimi.
ZEYNEP: Hayır ya saçmalama niye istemeyeyim? Benim de uykum yok zaten, olsa da uyumam zor şuan.
EMİR: Şimşekten neden korkuyorsun sen?
ZEYNEP: Bilmem. Çocukken sesinden korkardım, insanlara zarar veriyor diye korkardım. Büyüyünce de sesten korkuyorum ve kötü hissediyorum kendimi. Küçükken şimşek çakmaya başlayınca uyurdum, uyandığımda şimşek çakmayınca da sevinirdim korkmadığım için.
EMİR: O zaman artık şimşek her çaktığında senin yanına gelmeye çalışacağım, gelmezsem de mesajlar atacağım sana.
ZEYNEP: Neden?
EMİR: Belki konuşurken falan şimşeği unutursun ve korkmazsın.
ZEYNEP: Yine de korkumu engelleyebilir misin emin değilim.
EMİR: Korkma sen, ben elimden geleni yaparım.
ZEYNEP: Teşekkür ederim, herşey için.
EMİR: Rica ederim, herşey için:)
ZEYNEP: Biraz daha konuşmayı çok isterdim ama nasıl yaptığını bilmiyorum şimşeği unuttum ve uykum yeniden gelmeye başladı.
EMİR: O zaman uykun kaçmadan hemen uyu.
ZEYNEP: Umarım rüyamda bizi görürüm (Bu mesaj herkesten silindi...)
ZEYNEP: Yarın okulda görüşürüz. İyi geceler sana.
EMİR Tatlı uykular Zeynep:)Sabah 06:06
İKRA'DAN
Sabah erkenden kalktım ve kalktıktan birkaç dakika sonra telefonuma gelen mesajla telefonuma yöneldim.