4.BÖLÜM|RENKSİZ HAYALLER

212 26 13
                                    

Not-Bölümü medyada ki şarkıyla birlikte okumanızı öneririm.Eğer şarkı biterse şarkıyı başa sararak bölümü okumaya devam ederseniz sevinirim.

Keyifli okumalar!

ÖNCEKİ BÖLÜM:

Saatlerdir çizdiğim resme dönüp baktığımda bir yüz çizdiğimi yeni fark ediyordum.İlk başta öylesine bir yüz çizdiğimi düşünsem de sonradan o yüzün hafızamda yeri olduğunu ve çizdiğim yüzü daha önceden gördüğüme emin olmuştum.

Birkaç dakika daha çizdiğim yüzün sahibini düşündüğümde kim olduğunu bulmuştum.

Farkında olmadan çizdiğim yüzün sahibi Çağrıydı...

&


Emre Aydın-Duymak istiyorum

Renksiz hayaller dolu dökülen gözyaşlarım

Ezikliği kalbimde yaşanmış tüm aşkların

Tüm acı anıları bana bırakıp gitme

Beni bana ver artık peşinden sürükleme

&

Zaman bazen insanı öldürecek bir zehir gibi ilerliyordu ama yine zaman,insanı yaşatacak bir ilaç olup ciğerlere doluyor,nefes oluyordu.Bu bir iksirdi.

Çağrı'yı çizmek,o iksir şişesini kafaya dikmek ve zehirlenip ölmek gibiydi.

Fark etmeden olsa bile onu çizdiğime hala inanamıyordum.Ona sadece bir veya iki kez dikkatli bir şekilde bakmıştım.Aslında ona her saat,her dakika,her saniye ve her salise bakmak istiyordum.Çünkü yüzü fazlasıyla güzeldi.Kemikli yüzü,elaya yakın kahve tonlarında gözleri,orta kalınlıkta dudakları kısacası yüz hatları fazlasıyla çekici ve güzeldi.

Zilin çaldığını duyduğumda Çağrı'nın yüzünü üstünde çizdiğim kağıdı hızla çekmeceye atıp kapıya ilerledim.Muhtemelen Çağrı gelmişti.Bu yüzden annemi Derya Teyzelere göndermiştim.Çünkü boş boş konuşup beni rezil edeceğini biliyordum.

Kapının  kulpunu çevirip yavaşça kapıyı açtığımda karşımda Çağrı'yı bulmuştum.Gözleriyle baştan aşağı beni süzüp,

"Selam."dedi.Bana neden bu kadar dikkatli baktığına anlam verememiştim.Her zaman ki gibi altımda gri eşofman üstümde crop vardı.Kendimi geriye çekip ona içeriye geçmesi için alan yaratıp,"Selam."diye mırıldandım.

Yanımdan geçtiğinde kokusunu ister istemez soluduğumda kokusunun incire benzediğini fark ettim.Bir insanın tekrar tekrar solumak istediği türden kokuyordu.

Elinde ki telefonu bana doğru sallayarak,"Hemen çekimlere başlayalım istersen."dedi.Başımı olumlu anlamda sallayıp,"Olur vakit kaybetmeden başlayalım."dedim.Ardından kayıt tuşuna basıp etrafı çekmeye başladığında bir yere dikkatli bir şekilde ve sırıtarak baktığını fark ettiğimde bende onun baktığı yöne kafamı çevirdim ve küçüklük fotoğraflarıma baktığını gördüm.

"Ne gülüyon be?!"dedim fakat bende gülümsüyordum.Gözlerini bana çevirerek,

"Küçükken de çok tatlıymışsın."dedi.Ben ise cümlede ki "de" bağlacına bir plağın pikaba takılı kaldığı gibi takılı kalmıştım.

KARANLIKLA DANS EDEN IŞIK||ZEYÇAĞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin