eighteen, anxiety and psychologist

764 104 59
                                    

ig: spearcbns

"Chan!" Sesi biraz yüksek çıktığı için uykum çabucak dağıldı. Gözlerimi aralarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Direkt göz göze geldik, ışıl ışıldı gözleri. Gülümseyerek üstten bana baktı, parmağını hafifçe boynuma sürtüyordu.

"Uyanmayacaksın sandım. Saat öğlen oldu bile, gitmeyecek miyiz?" Doğru, birlikte konuştuktan sonra psikolog için randevu almıştım.

"Gideceğiz." Yeni uyandığım için sesim boğuk çıkıyordu. Beni onayladıktan sonra üzerimden çekilecek gibi oldu izin vermeyip iyice kendime çektim, sabah sabah öpüp sevesim gelmişti.

"Çok mu uyumuşum?"

"Hmhm, çok uyudun ama gidecek olmasaydık uyandırmazdım."

"Hep seninle uyusam uyku problemim falan kalmaz. Annen ne zaman dönecek?"

"Mesaj atmış, birkaç gün daha Busan'da kalması lazımmış ve seninle kalmaya devam etmemi söyledi içi rahat etmiyormuş yalnız olursam."

"Süper seninle uyuyup seninle uyanacağım birkaç gün daha!" Gülerek kafasını göğsüme koydu. Saçlarını sevmeye devam ettim, sevgimden bayılacaktım.

"Keşke hep seninle kalsam."

"O günlere çok yok bebeğim, ilk dönem bitmek üzere. Ne olursa olsun sınavdan sonra birlikte yaşamaya başlıyoruz, bundan daha iyi bir şey olamaz."

"Bir an önce her şey bitsin istiyorum." Yanağıma dudağını bastırdı ben de bunu yeterli görmeyerek dudaklarını öptüm. Yanakları al al olmuştu bu duruma baya hoşuma gitti.

"Hazırlanmayacak mıyız?" Kaçmak için yaptığını fark ederek güldüm ve doğruldum.

Onun kıyafetlerinin çoğunluğu annesiyle yaşadığı evdeydi çünkü buradan lisesine gitmek zor oluyordu. Bu yüzden hâlâ evinden okula gidip geliyordu, gerçekten birlikte yaşayacağımız günleri iple çekiyordum.

Kot pantolon ve sweatshirt giyerken bende benzer kombin yaptım. O renkli parçaları tercih ederken ben siyah parçalardan yanaydım.

"Gergin misin?" Evin kapısını kilitledikten sonra birlikte merdivenleri indik.

"Birazcık?" Güven verici bir gülümsemeyle yüzüne baktım.

"Sorun yok. Hemen kapının önünde olacağım."

"Öyle olmasa kimse beni götüremezdi zaten." Güldürdü bu beni, komik değildi ama anlatma şekli komikti işte.

"Emniyet kemerini tak." Taktıktan sonra camı biraz açtı ve cebinden telefonunu çıkardı. "Müzik açabilir miyim?" Yola çıkarken bunu bana sordu. Sormasını bile gerek yoktu oysa. "Ne istersen onu yapabilirsin güzelim." Tek sözümün bile onu mutlu etmesi o kadar iyi hissettiriyordu ki.

Yol boyunca şarkı dinledik, eşlik etti. Gerginliğini attığını düşünüyordum. Tam randevu saatinde geldik, özel klinik olduğu için geç kalsakta sorun olmazdı ama zamanında geldik.

"Chan, çok para verdin mi?"

"Şşt, önemsiz bunlar." Daha sonra bu konuda ısrar edeceğini belli eden bir bakış attıktan sonra binadan içeri girdik.

Kapıyı tıklattıktan sonra onunla birlikte içeri girdim. "Merhaba, Christopher." Gerçek hayatta insanlar daha cok Christopher'ı kullanmayı tercih ediyordu, ben zaten Chris ismiyle büyümüştüm garip gelmiyordu.

your eyes, jeongchan. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin