twenty one, somewhere only we know.

604 102 36
                                    

medyaya bakmayı unutmayin cok guzel olcem allahim kurban oldugum jeongin'im

ai cover oldugu icin biraz titrek ama hala cok guzel ya dinleyin yeri gelince ozellikle

ig: spearcbns

"Hey Lucas, şu koliyi de iyice kapattığından emin ol. Arabada dökülmesin o kadar düzenli düzenli yerleştirdik."

Jeongin'in eşyalarının büyük bir çoğunluğunu evimize taşıyorduk. Tam da istediğimiz gibi ilerliyordu her şey, benim üniversitem tatile girmişti ve o da sınavı atlatmıştı.

"Seni özlemiyordum ama şimdi Jeongin'i çok özleyeceğim." Hannah son koliyi de bitirdiğinde bana olan sevgisini yeniden göstermişti.

"O kadar uzak değil ki." Jeongin gülerek Hannah'a cevap verdi.

"Aynen baya yakın, bir saatlik mesafede oturuyorsunuz." Üniversiteye en yakın evi olmak biraz dağın başına taşınmak gibi olmuştu. Ancak oldukça sakindi, sessizdi.

"Biz gidiyoruz o zaman. Bundan sonrasını kendimiz halledebiliriz diye düşünüyorum." Arabaya yerleştirdiğimiz kolilerden sonra bagajı kapatarak nefes verdim. Aslında çok koli yoktu, gerekli eşyalarını almıştık sadece. Evin her şeyi vardı zaten bu yüzden fazladan bir şeyler gerekli değildi, sadece sevgilimin eşyaları.

"Görüşünüz dikkat edin." Anneme sarıldıktan sonra sanki Jeongin'e örnek olmak istermiş gibi Bayan Yang'a da sarıldım. Peşimden de Jeongin herkese sarıldı.

Artık gerçekten yetişkin olmuştuk anlaşılan, garip hissettiriyordu. Bir yıl öncesinden, hatta neredeyse iki, ben jeongin'i tanımaya çalışıyordum.

Zaman çabuk geçmişti. Sorunları tek tek çözmüştük bu yüzden mutluydum.

Jeongin'e belli etmesem de sınavda panik olmasından ben de korkmuştum. On ikinci sınıfın ilk yarısında gerçekten kötüydü, psikolog ile zar zor çözmüştük.

Şimdi gerçekten iyi olduğunu düşünüyordum.

"Şarkı açayım mı?" Kafa salladığımda sevdiği şarkılardan birisini açtı. Minik minik mırıldanmaları ile başladığı şarkıya nakarattan itibaren eşlik etmeye başladığında büyülenmiş gibiydim. Onu dinlerken tebessüm ediyordum.

"I'm gettin' old
and I need something to rely on
so, tell me when you're gonna let me in
I'm gettin' tired
and I need somewhere to begin
and if you have a minute, why don't we go
talk about it somewhere only we know?
this could be the end of everything
so, why don't we go
somewhere only we know?"

Sesi o kadar güzeldi ki eşlik etmeye bile kıyamıyordum. Sadece onu duymak, sonsuza kadar onu dinlemek istiyordum. Sonsuza kadar Jeongin'i sevmek istiyordum. Biz yaşlanırken de bana yaslanmasını, sonsuza kadar kendisini güvende hissetmesini istiyordum.

"Neden eşlik etmiyorsun?" diye huysuzlandığında yolda olmamızı umursaman ona baktım.

"Eşlik etmeye layık görmediğim kendimi, sesin o kadar güzeldi ki..."

"Sesi güzel olan sesin." Ben arada şarkı söylerdim ama o söylemezdi. Keşke daha önce onu zorlasaydım diye düşünüyordum şu an.

"Eğer benim yerimden kendini dinleseydin bunu söylemeye utanırdın bebeğim." Dudaklarını yalayarak tebessüm etti.

"Bir daha dinleyelim ama bu sefer eşlik edeceksin." Bu güzel teklifi kabul ettim.

Onun sesinin yanında sesimi baskın kullanmadan onu dinlemeye devam ettim. Çok güzeldi, çok çok çok...

your eyes, jeongchan. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin