twenty, university exam day.

645 98 25
                                    

ig: spearcbns bu bölüm dün gelecekti ama oylamada taste daha cok cikinca erteledim yani bilmiyorsaniz eger ordan spoi ve oylamalar falan paylasiyorum. iyi okumalar!!

Jeongin sınava gireli bir saat olmuştu, stresten ağlayacak gibi olduğundan onu sakinleştirmek için biraz uğraşmıştım.

Annesi ve benim dışımda kimse gelmemişti. Daha doğrusu Jeongin istememişti, insanları hayal kırıklığına uğraşacağını düşünmüştü. Ben iyi yapacağını biliyordum ama o kendisine güvenememişti bir türlü.

Benim aileme kalsa hep birlikte geleceklerdi. Jeongin'in daha çok stres olacağını söyleyerek ikna etmiştim.

Sınavın olduğu okulun önünde annesiyle bekliyorduk. İkimiz de gergindik ama yapacak bir şeyimiz yoktu.

"Jeongin'i bugün evime götürebilir miyim?"

"O isterse neden olmasın."

"İster sanırım, bir yıldır bunun planını yapıyorduk. Sonuç ne olursa olsun benimle yaşayacak yani siz de izin verirseniz eğer."

"Onun mutlu olmasını istiyorum, nasıl iyi hissedecekse öyle olsun. Sana duygularını iyi bir şekilde ifade edebiliyor mu bilmiyorum ama seni çok seviyor. Doğruyu söylemek gerekir ise aranızdaki ilişkiyi ilk başta pek istemedim çünkü normal gelmemişti ancak biraz üzerine düşününce saçmaladığımı fark ettim. Neyse ki size yansıtmadan içimde hallettim.

Babasının ona nasıl davrandığının farkında değildim. Ne olursa olsun buna izin vermezdim, eve düzenli olarak gelseydim belki fark edebilirdim. Bazı günler ofisimde uyuyordum, o kadar iş kolik olmuştum. Sen olmasaydın belki de hiçbir şeyin farkında olmazdım, bu beni dehşete düşürüyor.

Çok fazla şey istiyor olabilirim ama onun yanında olmaya devam etmeni en çok ben istiyorum.

Senin yanında mutlu olduğu kadar benim yanımda mutlu değil. Çoğu şeyi yanlış yaptığımın farkındayım. İlgisiz bir anneydim bunun için çok pişmanım, bundan sonra nasıl bir şeyleri değiştirebilirim bilmiyorum.

Eski eşimin evlenecek olması hâlâ garip geliyor. Bize iyi olmadığı kadar yeni ailesine iyi davranıyor.

Sanırım bu durumdan benden daha çok etkilenen kişi Jeongin. Ben kendimi o kadar eksik hissetmiyorum ama ne olursa olsun onun babasıydı.

Daha önce boşansaydım eğer, Jeongin ile aram daha iyi olur muydu? O herifin eve para getirdiği bile yoktu oysa ona ihtiyacım yoktu. Düşündükçe neden ayrılmadığımı bilmiyorum. Beni kullandı, oğlumun defalarca ağlamasına sebep oldu. Ben de belki onu ağlattım ama onun kadar kötü müydüm?

Neyse... sanırım ben de kötüydüm.

Seninle olmak ona iyi gelecek. Yine de beni arada görmeye gelir mi? Şu an birlikte yaşasak bile bir şeyler yanlış, olmuyor bir türlü. Ben daha ilgili olsaydım her şeyi kendisi yapmak zorunda kalmazdı.

Abisi de yurtdışına gittiğinde tamamen yalnız kaldı. Her şeyi kendisi yapmayı öğrendi bu yüzden bana ihtiyacı yok değil mi?"

Kırklı yaşların ortasında olan kadın hâlâ genç görünse de gözlerindeki yorgunluğu görüyordum. Ağlamıyordu ama sanki içten içten ağlıyor gibiydi. Sesi bir kere bile titrememişti sanırım mesleki deformasyondu bu.

Onu tamamen haksız görmüyordum onun aksine. Alkolik ilgisiz bir kocası varken mitlu mutlu eve gelmemek istemesi fazla şaşırtıcı değildi. Adam çalışmıyordu bir de üstüne sorun çıkarıyordu.

Bence Jeongin annesini seviyordu bunu biliyordum. Aralarını nasıl düzelteceklerini ikisi de bilmedikleri için bu haldeydiler.

"Siz nasıl Jeongin'in beni sevdiğini biliyorsanız ben de onun sizi sevdiğini biliyorum. Yıllardır uzak kaldığınız için bence o da nasıl adım atacağını bilmiyor. Ne olursa olsun siz onun annesisiniz ve her zaman size ihtiyacı olacaktır. Sizi görmeyi istemeyeceğini sanmıyorum, o da nasıl aranızı düzeleceğini bilmiyor bence. Korkmanıza da gerek yok sizi görmeye geleceğiz, benim ailem de siz de oradasınız yani bundan endişelenmeyin.

Yardımcı olmaya çalışacağım, elimden geldiğince yaparım ve endişelenmeyin onu ben de çok seviyorum. Yanında olacağım bir gelecek çizdim ikimize, ne olursa olsun. Sınavı kötü geçse de buradayım iyi geçse de. İçiniz rahat olsun.

Çoktan iki yıl oldu... Vay canına sanırım bunu da kutlamamız lazım.

Onu tatile götürmeyi düşünüyorum, sınavın yorgunluğu atması için. Her şeyi ayarladım eğer isterseniz siz de gelin."

"Teşekkür ederim ama birlikte gitseniz daha eğlenceli olur, söz veriyorum bir sonraki tatilinizi ben ayarlayacağım. Jessica da kabul ederse iki aile olarak gideriz."

"Anladım, annem sever böyle şeyleri." Kendimi ona yakın hissediyordum, iyi birisiydi aslında.

"Teşekkürler her şey için Bang Chan." Gülümseyerek kafa salladım. Sınav neredeyse bitecekti, heyecanlanıyorduk artık.

"Oh, bazıları çıkıyor şimdiden. İstersiniz ileride bekleyelim ki çıktığında bizi daha kolay görsün."

"Olur ve bana siz diye hitap etme artık, ben seni oğlum gibi görüyorum..."

"Oh, peki. Sen demek garip olur sanmıştım."

"Genç hissediyorum ben." Kıkırdayarak okulun önünde dikilmeye başladık. Ayakkabımla yerdeki taşlari hareket ettirerek bekliyordum. Sonunda sıkılarak taşa tekme attım.

"Chris!" Kafamı kaldırdığımda hızlı hızlı bize gelen sevgilimi gördüm.

"Bebeğim." Nasıldı diye sormadım, önemli değildi.

Kollarımı ona sandığımdan kendi kendine gülüyordu. Bu beni de güldürdü. "Ne oldu?" diye sordum gülerek.

"Bitti sonunda! Çok iyi miydi bilmiyorum ama sanırım kötü değildi." Onun yanağına öpücük kondurarak gülümsedim. "Tebrik ederim, sonuç ne olursa olsun biz yanındayız." Biz kelimesini duyunca yavaşça annesine baktı. Kadın bize gülümsüyordu ancak oğlu aniden ona dönünce afalladı.

Hafifçe Jeongin'i annesine ittirdim. Minik adımlarla annesine doğru gidip sarıldı. Daha doğrusu annesi ona ilk adımı atmıştı.

"Seninle gurur duyuyorum." Annesinin konusmasına karşılık burnunu çektiğinde gülümsedim. Çok ağlak bir sevgilim vardı anlaşılan.

"Hadi partileyelim!"

"Ne partisi ya, uyuruz sanmıştım." Üçümüz okuldan uzaklaşırken elimi tutarak söylendi.

"Ne demek uyuruz, gece birlike uyuyacağız zaten malum artık birlikte yaşıyoruz. Reşit olmana rağmen hiç yetişkin aktivitesi yapmadık."

"Annem burada." diye söylendiğinde kadın kahkaha attı.

"Ee anneni de götürürüz ne var canım. İlk defa içki içerken sarhoş olursan ne yapar bilmiyorum ama..."

"Almayayım gençler Jessica'ya sözüm var maalesef." Annem de kankasıyla baya iyi anlaşıyordu anlaşılan.

"Süper ikimiz takılırız o zaman!" Jeongin gülerek elini yumruk yaparak havaya kaldırdı.

"Kurtuldum!" Bu kadar neşeli olmasını iyi geçmesine bağlıyordum.

"Önce eşyalarını evimize taşıyalım mı?" Soruma karşılık kafasını salladı. Akşam da takılmaya giderdik, eğlenceli olacaktı.

Sonunda daha mutlu olacağımız günler ufuktaydı...

×××

arkadaslar fic bitiyo cok kalmadi diye dusunuyorum eger yazmami istediginiz bir seyler varsa soyleyebilirsiniz

oylarimizi da verelim babay

Jae.

your eyes, jeongchan. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin