Bir ay geçmişti Jeongin'in o intihar denemesi üzerinden. O olayı unutamasam da o bunu konuşmayı istemiyordu. Bu yüzden elimden geldiğince açmamaya çalışıyordum.
Bugün Jeongin okula gelmemişti, bu yüzden salına salına eve tek başıma yürüyordum. Jeongin'in sınıfında olan öğrencilerin konuşması dikkatimi çekince adımlarım yavaşladı. Keyifle sigaralarını içerken rahatsızca yüzümü buruşturdum.
"Abi sizin sınıfta da çok tuhaf insanlar var."
"Kim mesela? Bizim sınıftaki insanlar eğlenceli ya."
"İsmini unuttum çocuğun var ya depresip takılan. Şu ben yalnızım, havalıyım gibi takılan. Yok mu bide kendime zarar veriyorum havaları! Çok komik."
"Jeongin'den bahsediyorsun sanırım. O çocuk gerizekalının teki, tamam kanka en asosyal sensin. Derslerde uyuyor, yaz kış kapşonlu kapalı, kimseyle konuşmuyor falan... Ailevi problemleri vardır kesin daddy issues falan!" Arkadaşları kahkaha atarken sinirlerim bozuldu. Neydi bu gençlerin herkesi eleştirme hevesi, komik miydi bu?
"Hey!" Onlara doğru bağırdığımda hepsi bana dönüp tuhaf bakışlar attı.
"Jeongin'i eleştirirken eğlendiniz mi bari?"
"Ne diyorsun birader?" Basit ergendi işte artislik yapacak beni korkutacaktı.
"Ne oldu sigara içip havalı mı oldunuz? Gerçi içemiyorsunuz bile havalı olmak için yakıp elinizde dolaştırmanız da baya komik."
"Orospu çocuğu!" Çocuk sigarayı fırlatıp üzerime yürüdüğünde sinirle kaşlarımı çattım.
"Kavga etmek istemiyorum, uzaklaş."
"Oğlum sen bize laf attın! sıkıyorsa gel paşa paşa ye dayağını. Korkuyorum demiyorsun da!"
"Aynen amına koyayım korkuyorum!" Sinirime hakim olamayıp çocuğun yakasından tuttuğum gibi burnuna kafayı koydum.
Pek umrumda değillerdi o an kaç kişi oldukları ama beş kişi olduklarını hesaba katmalıydım sanırım. Çocuk acıyla geriye çekilirken yüzüme sertçe gelen yumrukla kafam geriye gitti, yüz kemiklerimin hepsi sızlarken kafamı iki yana salladım.
"Piç!" Aynı anda üzerime geldiklerinde sersemlemiş bir şekilde olduğum yerde kalakaldım.
"Lan!" Changbin o an gözüktü, beni gördüğü gibi geldi ve cidden hiçbir şeyi sorgulamadan kafasını birisine geçirdi. Çabuk gaza geldiğini biliyordum ama olayı bilmeden kavgaya dalması takdir edilesiydi.
Bende birkaç yumruk savurdum, ardından çocuklar küfür edip geri çekildi. Changbin, manyak kasların bir işe yarıyor sonunda!
Nefes nefese yere oturdum, o da yanıma çöktü. Nefesini toplayıp bana döndü.
"Bak yemin ederim senin hakkında hiçbir şeyi sorgulamam ama birisiyle fiziksel kavgaya girecek kadar gözün nasıl döndü merak ediyorum sayın okul başkanı Chris."
"Boşver birisinin hakkında kötü şeyler söylüyorlardı."
"Vay amına koyayım kim bu şahıs? Baya birisi için kavgaya girdin sen sözlerin ile her sorunu çözeceğine inanırsın."
"Bak," dedim elimi yüzüne doğru uzatırken. "Kimseye söylemeyeceksin seni de döverim."
"Tamam tamam, iş ciddi diyorsun."
"Alt sınıflardan Jeongin var ya, tanıyorsundur belki."
"He şu sessiz çocuk. Ee?"
"Onu tanımaya çalışıyordum, sessizdi yardımcı olurum falan belki bir sıkıntısı vardır diye düşündüm."
"Enayi sonra çocuğa aşık oldun değil mi?"
"Aşk değil! Sadece onu herkesten korumak istiyorum. Sende az önce beni korudun işte? Öyle bir şeyler."
"Valla ben kavga gördüm mü sorgulamam Chris iş ciddi sen aşık olmuşsun!"
"Ya."
"Tamam tamam ciddi olacağım, hoslanıyorsundur kabul et."
"Ya oğlum senin erkek diye yargılaman falan lazım nasıl korelisin sen?"
"Kanka şimdi açıklayabilirim."
"Ee?"
"Açıklayamadım, gay gayi gözünden tanır sus."
"Off ne yapacağım?"
"Bilmiyorum Jeongin'i pek tanımam ama konuşmaya, yakınlaşmaya devam et."
"Gerginim, homofobik ülkede onun gay olma ihtimali kaçtır?"
"Bizim okulun yarısı gay ne diyorsun abi?"
"Ne demek okulun yarısı gay?"
"Kanka sen başkan olmuşsun da en önemli konulardan geri kalmışsın. Bir sürü gay çift var."
"Umarım Jeongin de... Öyledir." Ben kendimi biliyordum, ailem de biliyordu. Çok şanslıydım belki de. Jeongin ise... varsayalım erkeklerden hoşlanıyordu, ailesinin ne yapacağını düşünemezdim bile.
"Bir şey olursa haber verirsin, eve geç kaldım." Changbin'in ayağa kalkmasıyla bende kalktım. Eve gidene kadar düşüncelerim aklımı kurcaladı.
Eve girer girmez her şeyi boş verip kendimi yatağa attım. Acaba Jeongin ne yapıyordu şimdi, onu görseydim keşke. Tanrım çok hızlı alışmıştım Jeongin'i sevme düşüncesine... O benden hoşlanmazdı ki? Moralim bozulurken üzerimdeki pikeyi yüzüme kadar çektim.
×××
uf chan asik mi olmus
bu kitabin sonu ixin bir şeyler düşünüyorum ağlar miyiz acaba
—Jae
ŞİMDİ OKUDUĞUN
your eyes, jeongchan. ✓
Fanfiction"Jeongin... gözlerin çok güzel ama neden bu kadar üzgün bakıyorlar?" [düz yazı, psikolojik] 25092022 16062023