Hilâl Kozlu
Arabayı şöfor kullanıyordu. Yeni babamla ben arkada oturuyorduk. O kadın gelmemişti bizimle . Sebebini aşırı merak ediyordum ancak sormaya çekiniyordum. Korkunç bir adamdı ve beni korkutuyordu.
"Hilalciğim, abinle konuştuk bana anlattı. Kendini sakın baskı altında hissetme, işimden dolayı İngilizce, İtalyanca ve Rusça biliyorum." kocaman gülümsemeyle konuşmuştu.
Gözlerimin parıldadığına emindim. Kendimi rahatça ifade edebilecektim, bu harika bi şeydi.
"Murat ben, Murat Kozlu. Kendime ait bir holdingim var. Ticaret ve ekonomi alanında birçok projemiz var. Deden ve iki abinle beraber yönetiyoruz şirketi. Eve gidince tüm abilerinle tanıştırırım seni." Dediğinde şok olmuştum.
İki tane abin demişti ve bu bana çok fazlaydı. Üç erkek ile aynı evde yaşama fikri beni aşırı germişti. Tek bir abiyle yaşamak bile benim için çok korkunçtu. Erkekler aşırı dağınık ve aşırı seslilerdi.
"Ben kızmazsanız bir şey sormak istiyorum. O hastanede yanınızdaki kadın, benim annem miydi?" Bende onun gibi İtalyanca konuşmuştum. Aksanı gayet güzeldi
Kesin kızıcaktı ama meraktan ölücektim. Başta o kadar soğuk yaklaştı ki soruma cevap vermeyeceğini düşündüm.
"Aslında bu konudan çok bahsetmek istemiyorum ama sorduysan cevaplayayım annen olacak kadınla yaklaşık on üç senedir ayrıyız." Bunu söyleyip duraksadığında çok şaşırmıştım ama belli etmedim. Zaten az buçuk anlamıştım. Derin bir iç çekip devam etti.
"Ben çok mutlu olduğumuzu düşünüyorken o beni sadece para için kullanıyormuş ailesinin zoruyla evlenmiş." Bu cümleyi söylerken sesi o kadar kırgın çıkmıştı ki oturup ağlayabilirdim.
Koskoca on üç senedir ayrı olmalarına rağmen bunu hala daha üzülerek söylüyorsa demek ki gerçekten çok sevmiş. Erkeklerin sevebilme olasılıkları bana hiçbir zaman imkani olan bir durum gibi gelmemişti.
"Zaten Irem de olduktan sonra aramız daha da kötü olmaya başlamıştı. Bir kız çocuğunun bize iyi geleceğini inanıyordum ama maalesef öyle olmadı 13 sene önce de boşandık." Cümlesini bitirip bana gülümseyerek bakmıştı.
Onu babam olarak görüp benimsemek benim için çok zor olmayacaktı. Çünkü ben baba sevgisine muhtaç bir kızdım. Babamdan hep ilgi beklerdim ama hiçbir zaman görememiştim. Hem küçükken burda yaşamıyordum hemde nadiren olsa geldiğimizde bizi hiç umursamazdı.
"Sıkıldıysan anlatmayı bitirebilirim?" Diye sorduğunda daldığım yerden bakışlarımı çektim. Yanlış anlamıştı.
"Hayır beni yanlış anladınız. Dalmışım sadece. Lütfen devam edin anlatmaya."
"İrem ile aramızın iyi olmasını hep çok istemişimdir. Hatta birçok kere abilerine haksızlık yapmıştım. Annenin yokluğunu kızımla gidermek hep istediğim bir şeydi üç dört yaşına kadar da gayet iyiydi. Ancak karakterinden kaynaklı mı yoksa tek kız diye şımarttığımız için mi bilemiyorum çok dik biriydi bana ve Poyraz abisine karşı." Anlattıkları bittiğinde üzüntüm daha çok artmıştı.
"Abinlerle bu konudan çok tartışırdık ama o benim kızımdı. Kızmaya kıyamazdım." Bunları söylediğinde bir tık alınmıştım.
Hala daha kızını çok sevip özlüyor olmalıydı. Beni zorunluluktan yanına almıştı. Keşke abimle kalsaydım.
"Ben gerçekten sizin adınıza çok üzgünüm. Ama eğer kızını yanınızda istiyorsanız ben abimle beraber kalabilirim." Diyerek düşüncelerimi dile getirmiştim. Bunun üzerine çatık kaşlarıyla bana bakıp hemen konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
luna | aile
Teen FictionHilal'in 16 senelik bir yalandan sonra daha büyük bir yalanın içinde yaşamaya başlamasının hikayesidir. Hayat ona acımasız bir şekilde kimseye asla güvenmemesi gerektiğini göstermiştir.