Hilâl Kozlu
"Merhaba." Diye çekingen bir sesle içeriye girdiğimde Efe abi hemen bana döndü.
"Hilal? Bir şey mi oldu?" Hem telaşlı hemde anlamaz bakışlarını gözlerime dikmişti.
"Hayır. Ben odadan ses duydu. Bakmak istedim." Söylediğimle gözleri parlamıştı. Bu kadar sevineceğini bilsem daha erken gelirdim odasına.
"Bir şey var?" Kendini sıkmasından yanlış konuştuğumu anlamıştım. Yapacak bir şeyim yoktu. Yavaş yavaş öğrenecektim inş.
"Bir şey yok. Sadece babama biraz sinirlendim o kadar. Merak etmeme gerek yok."
"Ben özür dilerim. Aşağıda boş konuştum . Aslında sana karşı bir nefretim yok sadece gıcık oluyorum. O da abime verdiğim değerden. Zaten sen gittikten sonra Poyraz'dan azar yedim." Sonlara doğru sesim kısılmıştı. Çünkü Poyraz beni gerçekten üzmüştü.
"Ne dedi?"
"Şımarık olduğumu, abimi çok seviyorsam onun yanına gitmemi ve böyle yaparak onlardan insan muamelesi beklememe gerektiğini falan." Her söylediğimle kaşları daha çok çatılıyordu. Daha beş dakika önce gıcık olduğum abimle bir anda yakın olasım tutmuştu.
"Orospu çocuğu!"
"Bu küfür biliyorum!" Dediğimde siniri devam etmesine rağmen gülmüştü.
"Balkona sigara içmeye çıkacağım, rahatsız olur musun?"
"Bir dal bana verirsen hayır." Al işte yine kaşları çatılmıştı.
"Sen sigara mı kullanıyorsun?" Ses tonu gerçekten korkunçtu. Keşke söylemseydim.
"Evet."
"Dalga mı geçiyorsun sen Hilal? Yaşın kaç senin ne sigarası daha?" Hiddetle konuşunca biraz şaşırmıştım. Can abim normal karşılamıştı. Ki zaten bence artık normalleşmişti. Herkes bu yaşlarda başladığı için normal geliyordu.
"Hayır, abim bana bir şey demiyordu. Ondan görüp alışmıştım."
"Hilal, saçmalıyorsun. Nasıl bir şey demedi?"
"Ya ben napabilirim, alıştım bile çoktan. Sen kızınca içmeyeceğimi falan mı düşünüyorsun. En azından haberin olsun." Umarım açıklama yaptıkça kendimi batırmıyorumdur.
" Al iç, ama sakın abime veya babama içtiğini söyleme. Söyleyeceksen bile benim bildiğimi asla söyleme."
Dediğinin üzerine mutlulukla uzattığı dalı aldım. Sigara içmeyi gerçekten çok seviyordum. Bağımlı denilenecek bir seviyedeydim galiba.
"Biraz bana eski kızla olan iletişiminizi anlatır mısın? Gerçekten çok merak ediyorum." Sorduğum soruyu beklemediği çok belliydi. Bunu hafif çatılan kaşlarından anlamıştım.
"Senin abinle aranda olan iletişimin üçte biri bile yoktu bizde. Kötülüğü yoktu ancak bir iyiliği olduğuda söylenemezdi. Annesine düşkün olduğu için birkaç sene önce gitti. Maddi destek dışında nir iletişime geçmiyorduk. Emre ve Emir'e hep çok ters davranırdı. Birde Poyraz'a." Bu kadar kısa konuşmasını beklemiyordum.
Heralde çok bahsetmek istememişti. Ama sıkıntı yoktu benim için. Onunla biraz sohbet etmek için açmıştım zatem konuyu.
"Senin nasıldı abiciğinle?" Alay ederek söylediği şeyle hafif sinirlenmiştim. Ama normaldi daha birkaç dakika önce atışmıştık.
"Başka zaman anlatsam olur mu? Şu an sadece sigara içmek istiyorum." Dediğimde başını anlayışla sallamıştı.
••••••••••••••••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
luna | aile
Teen FictionHilal'in 16 senelik bir yalandan sonra daha büyük bir yalanın içinde yaşamaya başlamasının hikayesidir. Hayat ona acımasız bir şekilde kimseye asla güvenmemesi gerektiğini göstermiştir.