Hilâl Kozlu
Abim şükürler olsun ameliyattan sağlam bir şekilde çıkmıştı. Öğrendiğim gibi gitmek için çok ısrar etmiştim. Çok götürmek istememişlerdi çünkü gece yarısına geliyordu saat. Poyraz abi babamı arayarak beni götürebileceğini söylemişti.
Poyraz abi beni baya korkutuyordu. Çünkü çok sert bir adamdı ve bizimle çok az kalıyordu. Sanki başka hayatı var gibiydi. Haftayı yarı yarıya bölmüş bir başka hayatına birde bize zaman ayırıyor gibiydi.
Hava bayağı yağmurluydu ve gece yarısı olduğu için yollarda kimse yoktu. Poyraz abi çok hızlı gidiyordu. Annemide böyle bir havada trafik kazasında kaybetmiştim. O yüzden korkuyordum.
"Şey, biraz arabayı yavaş kullanır mısın? Ben biraz korkuyorumda." Çekingen sesimi duyunca bana bir bir bakış attı. Diğer şeride geçip arabayı yavaşlatmıştı.
"Teşekkürler." Dediğimde sadece başını salladı. Bu kadar duygusuz olmak zorunda mıydı sanki? Abimle iş için bize geldiği zaman kesinlikle böyle değildi.
Normalde içimden de olsa onlara abi diye seslenmiyordum ancak gerçek yaşlarını öğrenince mal olmuştum. Poyraz abi 29, Efe abi 27, Semih abi 26, Emir abi 24, Emre abi 21 yaşındaydı. Çok büyüklerdi.
"Can abine neden bu kadar bağlısın? Yani kaza geçirmesine üzülmen normal eski söylediklerine dayanarak konuşuyorum."
"İtalyanca anlatabilir miyim?"
"Tabii ki, istediğin gibi konuş." Rahatlamıştım.
"Annem vefat etmeden bir sene önce biz yakınlaşmaya başlamıştık. Öncesinde aramızda normal bir abi-kardeş ilişkisi vardı. Sonra bir şey oldu, abim birkaç hafta hiç eve gelmedi ve geldiği zaman bana aşırı ilgili davranmaya başlamıştı. Çok garipsememiştim çünkü bizden ayrı kaldığı zaman beni gerçekten çok özlediğini söylemişti." Beni hala dinliyor mu diye Poyraz abiye bakmıştım. Konuşmadan ve kafasını bana çevirmeden eliyle devam et işareti yaptı.
"O zamandan sonra birbirimize karşı daha yakın davranmaya başlamıştık. Babamın hastalığı yüzünden Türkiye'ye dönmüştük. Birkaç gün sonra da annem trafik kazası geçirerek hayatını kaybetmişti. Abim annemi ne kadar özlediğimi ve babamın bana ne kadar soğuk olduğunu fark ediyordu. Bilmediğim bir ülkede olduğum için yabancılık çekmemem adına bana çok ılımlı davranıyordu. İşte böyle böyle o sürekli yanımda durdukça bir şekilde ona bağlandım."
"Anlıyorum, peki neden okulu bıraktığını sorabilir miyim?" Poyraz abi bunu deyince içim bir kötü olmuştu.. O zamanları gerçekten hatırlamak istemiyordum. Elimde olsa şu an anlatmazdım ama bana karşı bir adım attığı için anlatmak zorunda gibi hissediyordum.
"Çok kısa süreliğine okula gitmiştim. Okuduğum semtten kaynaklı mı bilmiyorum ama gerçekten Türkçe bilmediğim için beni çok zorbalamışlardı. Zaten çok iyi bir piskolojide olduğum da söylenemez de abim evden eğitim görebileceğimi söylediği gibi direkt kabul etmiştim." Bu konuyu hızlıca kapatmak istemiştim çünkü o zamanlar benim için gerçekten hoş zamanlar değildi.
"Teşekkürler anlattığın için. "Poyraz abinin dediğine şaşırmıştım. Teşekkür edilecek bir şey yoktu ki ortada. Hem o bu kadar kibar mıydı?
"Aslında ben senden özür dilemek istiyorum. İlk karşılaştığımız gün saçma bir tavır sergiledim sana karşı. Hem senin için zor olduğu gibi bizim için de zor bir durum. Özür dilerim sert tepkim için." Şokla ona bakıyordum. Hiç özür dileyebilecek biri gibi durmuyordu.
"Çok kırıldım ama haklıydın. Sorun olmaz." Yüzünde oluşan gülümsemeyle bana hafif bakıp önüne dönmüştü.
Yol sessizce ilerlerken abimi daha çok merak etmeye başlamıştım. O kadar korkmuştum ki abimi kaybedeceğim diye. Korkunçtu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
luna | aile
Fiksi RemajaHilal'in 16 senelik bir yalandan sonra daha büyük bir yalanın içinde yaşamaya başlamasının hikayesidir. Hayat ona acımasız bir şekilde kimseye asla güvenmemesi gerektiğini göstermiştir.