1.2

2.8K 119 26
                                    

Arkadaşlar bölüme geçmeden önce birkaç şey söylemek istiyorum. Hikayede eklemek istediğim ve eksik bulduğum birçok yer vardı bende düzenlemeye aldım. Kurguda büyük değişiklikler yok ama baştan okumanız daha iyi olabilir.

Ayrıca okunma sayıları ile oylar hiç orantılı değil bu konuda daha hassas olursanız çok sevinicem. Gerçekten bölüm atamadığım için çok mahçup hissediyordum ama oy sayılarını görünce hevesim baya bir kırıldı. Umarım anlayışla karşılarsınız. İyi okumalar..

Efe Kozlu

"Efe, Hilal'e karşı çok mu ters davranıyorum sence?" İşte abimden beklediğim konuşma tam olarak buydu.

"Kesinlikle evet Poyraz abi. O senin karakterinin böyle olduğunu nereden bilsin? Hem kendini alıştırmaya çalışıyorsun ama bir yandan uzaklaştırıyorsun daha ılımlı davransan çok daha iyi olabilir." Dediklerimde haklıydım Hilal'in hepimizle iyi anlaşmak istediğini gözlerinde görebiliyordum.

"Nasıl yapmam gerektiğini bilmiyorum. Yüzüne bakınca kendimi çok mahçup hissediyorum. Bana yakınlaşsa gerçek bir abi-kardeş ilişkisi kursak ona söylediğim yalanların ağırlığı var." Abimin bir sıkıntısı vardı. Bunu sözlerinden ve yorgun bakışlarından anlayabiliyordum. Ve bu sıkıntının Hilal ile alakalı olduğu çok belliydi ancak ne olduğunu ona soramıyorum. Belki de alacağım cevaptan korktuğum için içimden bir ses sormamam gerektiğini söylüyordu.

"Yapacak bir şey yok abi. Bu da bizim sınavımız. Hilal'e bazı şeyleri anlatması gereken biz değiliz, babam." Kardeşime yalan söylemek benide çok yıpratıyordu. Ona söylememiz gerekiyordu her şeyi ama olmuyordu işte. Yapamıyorduk. Zaten bir anda doğru bildiği her şey yalan olmuştu. Birde üstüne bunların hepsinin bir intikam uğruna başına geldiğini söyleseydik, ne tepki verirdi?

Aslında Hilal gerçekten merhametli biriydi. Fevri davranıyordu ama biliyordum gerçekten çok büyük bir kalbi vardı onun. Ne olursa olsun bir şekilde vicdanını dinleyerek hareket ederdi.

"Benim kendimi Hilal'e alıştırmam lazım. 12 sene sonra ona kavuştum ve bu kadar uzak olmak çok koyuyor. Onun bizden gittiği gün dün gibi aklımda." Konuşurken sesi kısılmıştı abimin.

Artık aklımdaki soruyu sormam gerekiyordu. Poyraz abimin eve ilk geldiği gün hilalin onu da önceden tanımış olması hepimizi şaşırtmıştı. Aklımı karıştıran da buydu zaten. Emindim, alacağım cevaptan gerçekten çok korkuyordum. Ama yapacak hiçbir şey yoktu o soruyu sormak zorundaydım.

"Hilal'i ne zamandır biliyordun." Direkt konuya girmiştim.

"Bir arkadaşım sayesinde-

"Abi, rica ediyorum bana şu an yalan söyleme. Sadece şu an değil, Hilal ile alakalı hiçbir konuda yalan söyleme. O senin gibi benim de kardeşim her şeyi bilmek benim de hakkım!" Aslında söylemek istediğim daha çok şey vardı ama abime karşı saygımı bozamıyordum.

"Uzun bir süredir."

"Ya çok sağol abi. Baya bir açıklayıcı oldu." Ters konuşmamla kafama vurup güldü.

"İrem'in olay çıkartıp annemi eve getirdiği gün o kadının söyledikleri aklımı karıştımıştı. Ben de gidip babama sormak istedim ve hayatımda ilk defa baba-oğul dertleştik. Olayları en başından anlattıkça ikimizin de aklında bir şeyler oturmaya başlamıştı zaten ikimizde bir şeylerden şüphelenmiştik. Kardeşimizin yaşadığını emin olmak için onları bir şekilde buraya getirmemiz gerekiyordu. Babamın bu işe karışmamasını çok istedim çünkü o bu işe karışırsa bir ölü çıkacağı kesindi, çıktı da zaten. Hilaller, Türkiye'ye geldikleri zaman babamın kimseyi umursamadan o kadını öldürmesi beni korkuttu. Biliyordum, aynısını Hilal'e asla yapmazdı ama Can'ı dinlediğin için çok pişmanım, kafamı yıkadı. Ne olursa olsun o şerefsizin çocuğu olduğunu unutmuşum." Sıkıntıyla söylediği şeyler benimde içime oturmuştu.

luna | aile Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin