1.6

1.9K 106 10
                                    

Semih Kozlu

Akşam olmuştu ve benim kız kardeşimden hiçbir haber yoktu. Emre ve Emir karşımızda bize anlamaz gözlerle bakıyordu. Onlara açıklayıp gerçeklerle bir daha yüzleşmek çok zor olacaktı. Abim biraz bahsettiğini söylemişti ama yeterli olmadığı kesindi.

"Ne olduğunu söyleyecek misiniz? Ayrıca Hilal saatlerdir evde tek başına. Korkmuştur gidelim hemen." Sabırsızca konuşan Emre işi daha çok zorlaştırmıştı.

Babam, Kıvanç abi geleceği için gergindi. Poyraz abim ve Efe sinirli oldukları için konuşma işi yine bana kalmıştı.

"Hilal, Serhan'ın yanında. Bizim evde olmayışımızı fırsat bilip Hilal'i almış ve bir yere götürmüş. Hiçbir şekilde ulaşamıyoruz." Direkt uzatmadan söylemiştim. Benim içinde çok zor bir şeydi çünkü.

"Siz ciddi misiniz?"

"Yok, taşak geçiyoruz. Gerizekalıyız çünkü biz böyle bir konuda şaka yapalım dedik!" Efe'nin sinirle söylenmesi üzerine elimle omzuna vurmuştum.

"Tek acısı sen olan değilsin, sakin ol biraz." Uyarımı umursayacağını hiç sanmıyordum. Ama umursamak zorundaydı. Hilal onlarında kardeşiydi.

"Burada durmamızın bir anlamı yok. Eve geçelim." Babamın konuşmasıyla ona hak vermiştim. Boş boş burda durmanın bir anlamı yoktu.

"Ne demek eve geçelim baba! Kardeşim kayboldu farkında mısınız? Siz istediğiniz yere gidin. Ben adamlardan birkaçını alıp olabileceği yerlere gideceğim." Hışımla ayağa kalkıp giden Efe'nin arkasından seslensekte durmamıştı.

Çok dik başlıydı. Poyraz abimdem bile daha çok dik başlıydı. Aklına koyduğu şeyden onu vazgeçirmek gerçekten çok zordu. Hiçbirimizi dinlemiyordu. Özellikle Kıvanç abimin geleceğini öğrendikten sonra çok daha sinirli olduğuna emindim. Küçükken çok severdi Kıvanç abimi. Aramızda en iyi anlaşan Efe'ydi. Çünkü gerçekten Poyraz abim ve babamdan çok Kıvanç abime benzerdi o.

Sonrasında ne oldu bilmiyorum daha doğrusu hatırlamıyorum bir anda nefret etmeye başladı Efe. Kıvanç abim evden gittikten sonra onu bir kere bile arayıp sormamıştı. Kıvanç abimin yaşadığı şeyler hiç kolay değildi buna rağmen bir kere nasıl olduğunu bile sormaması hem bizi çok şaşırtmış hemde Kıvanç abimi çok üzmüştü. Hem Hilal'i hem Efe'yi kaybettiğini düşünüyordu. O zamanlar sağlıklı bir psikolojide değildi çünkü. Hoş, şu an başa çıktığı şeyler arasında da psikolojisinin iyi olduğunu düşünmüyordum ama bilemezdim.

"Baba hâlâ daha bir haber yok. Ne yapacağız?" Sıkıntılı sesimle babamda derin bir nefes almıştı.

"Kıvanç gelecek birazdan. Hangi birisine kafamı yoracağımı bilemiyorum."

"Kıvanç abim mi geliyor! Hilal'den haberi var mı?" Emre'nin sorusunun cevabını bende merak ediyordum.

"Hayır, yok. Yani yanımızda olduğundan haberi yok. Tüm sıkıntı o zaten. Ona nasıl açıklayacağım, açıkladığımda ne tepki verecek bilmiyorum." Babamın bu aralar tüm sıkıntıları üst üste geliyordu. Ne kadar güçlü gözükmeye çalışsada zorlanıyordu, anlayabiliyordum bunu.

Babamın Hilal'e karşı çok çekingenliği vardı aslında. Bu çok belli oluyor ama kendisi belli etmediğini düşünüyordu. Ne düşünerek çekiniyordu bilmiyordum. Ama Hilal'in babama karşı tek bir kötü düşüncesi yoktu, bunu gözlerinde görmüştüm ben.

Kıvanç abimin gelmesi bir nebze iyi olurdu. Çünkü bizi en iyi o toparlardı. Babamın yanında olup hepimizi toparlayacağını çok iyi biliyordum. Ailemiz ilk defa tamamen tamamlanmış olacaktı. Hilal'i de o orospu çoçuklarının elinden alırsak her şey düzelecekti. Hilal'in kaybolduğu zamandan beridir hiçbir şekilde yanımızda değildi Kıvanç abim. Nerede yaşıyor, kiminle yaşıyor, evli mi değil mi uzun süre hakkında hiçbir şey bilmiyorduk. Sadece yer altında babamdan daha çok söz sahibi olduğunu biliyorduk.

luna | aile Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin