Yorgunluk ile arkama yaslanırken gözlerimi yumdum.
Mesai saatimi aşalı çok olmuştu.
Yine de çizimleri en iyi haliyle bitirmek ve Tolga Bey'e göstermek için sabırsızlanıyordum.
Odanın kapısı açıldığında duruşumu dikleştirdim ve gelen Tolga Bey'e baktım.
Yaklaşık bir saattir yoktu.
Bileğindeki saatine baktıktan sonra "Sen neden daha gitmedin?" diye sordu.
"Çizimlerimi bitirmek istedim."
"Bakalım öyleyse çizimlerine." diyerek gelip yanıma oturduğunda çizimlerimi toparlamaya başladım.
Sandalyesini yanıma çektiğinde başımı kaldırarak ona baktım.
Elimdeki çizime bakıyordu.
Elimdeki çizime parfüm kokusunu duyabileceğim yakınlıkta bakıyordu.
"Elindekini kenara koy ve başka göster."
"Peki." diye mırıldandım ve elimdeki çizimi bir kenara koyup yenisini gösterdim.
Yüzünden ne düşündüğünü anlayamıyordum.
"Bunu da aynı yere koy."
Bir şey demeden söylediğini yaptım.
Yeni incelemeye başladığında kaşları çatılmıştı.
Çekinerek "Beğenmediniz mi?" diye sordum.
"Aksine ilgimi çekti."
"Kaşlarınızı çattınız."
Gözlerini çizimden alıp bana yönelttiğinde göz göze gelmiştik.
Utanarak kaçırdığım gözlerimi fark etmişti ama görmezden gelerek konuşmaya başladı.
"Tasarladığın kolye hayal ettiğimin ötesinde olmuş. Bu yüzden iyi incelemek istemiştim. O sıra kaşlarımı çatmam bence normal."
"Sanırım doğru." dediğimde güldü.
"Sanırım?"
"Sanırım." dedim, gülerek.
"Çizimini ver." dediğinde elimdeki kağıdı ona uzattım.
Çizimimi aldıktan sonra masaya koydu ve kendi kalemini alıp eklemeler yapmaya başladı.
Eklediklerinden emindi. Çünkü kendine güveni tamdı.
Daha iyi görebilmek için ayağa kalkıp çekinerek ona yaklaştım.
Yine de elinden kaynaklı çizimi iyi göremiyordum.
İşini bırakmadan "Diğer yanıma geç." dedi.
Bir şey demeden dediğini yapmıştım lakin masaya yine uzaktım.
"Yaklaş."
Bir adım atıp durduğumda kalemini bırakıp bana döndü.
Bakışlarımı ona çevirdiğimde göz göze gelmiştik.
"Seni yemem, yaklaş ve kendi çiziminin gelişimini izle."
"Peki."
Masaya yeterince yaklaştığımda kalemini geri eline aldı.
"Sana ait olduğu için kendim fazla çizmeyeceğim. Sadece nereye ne eklemen gerektiğini gösteriyorum. O yüzden dikkatli izle."
"Peki Tolga Bey."
Çizimime ufak notlar ekleyerek devam ederken "Eve ne ile döneceksin?" diye sordu.
"Otobüsle dönerim."
Cevap vermeden odaklandığı bölgeyi düzeltti ve "Nerede oturuyorsun? Tenha mı yolları?" diye sordu.
Aslında işlek bir caddede oturuyordum ama aksini söylersem ne olurdu?
"Tenha ama otobüsten indikten sonra sadece on beş dakika yürüyorum."
"Ev adresini bana yolla. Seni ben bırakacağım."
Ne olacağını gördün Filiz.
Şimdi ne halt edeceksin?
"Zahmet etmeyin Tolga Bey. Ben kendim giderim."
"Doğru biliyorsam otobüsün gelmesine de çok var. Gece vaktine kadar seni çalıştırdım. Güvenliğini de izin ver sağlayayım."
"Kendi isteğimle çalıştım."
"Ev adresini at."
"Peki Tolga Bey."
Telefonumu açtım ve hızlıca Murat'a mesaj yazmaya başladım.
"Murat!"
"Murat!"
"Acil bak!"
"Ben biraz kaşındım."
"Yardımın lazım."
"Murat!"
"Nöbette misin?"
"Neredesin?"
"Acil baksana."
Çevrimiçi olduktan bir süre sonra "Ne oldu?" diye mesaj attı.
"Hastanedeyim."
"Şirketten çalışıyorum diye çıkmamıştım ve Tolga Bey evimin nerede olduğunu sordu. Ben de ne yapacağını merak ederek evimin tenhada olduğunu söyledim."
"Güzelim biz İstanbul'un en işlek semtlerinden birinde oturuyoruz."
"Biliyorum ama Tolga Bey bunu bilmiyor ve beni eve bırakmakta ısrarcı."
"Aferin salak."
"Laf edeceğine akıl ver."
"Staj yaptığım zamanlar uzaktan bir akrabama gitmiştik, hatırlıyor musun?"
"Staj yerine yakın olan mı?"
"Evet evet. Fatma Teyze. Ben onlara uğrayacağını yazarım."
"Seni çok seviyorum."
"Daha sonra bu iyiliğimin karşılığını isterim bak." dediğinde gülümsedim.
"İstersin. Şimdi adres at."
"Tamamdır." deyip adreslerini attığında kopyalayıp Tolga Bey'e mesaj olarak attım.
"Adresimi attım Tolga Bey."
"Tamamdır, gidelim mi artık?"
"Tabii, bir saniye." dedim ve odadaki eşyalarımı toparladım.
Montumu elime aldıktan sonra "Gidebiliriz." dedim.
Tolga Bey kafasıyla beni onayladıktan sonra ayağa kalktı ve ceketini eline aldı.
Birlikte ofisinden çıkıp asansöre bindiğimizde eksi ikinci kata, garajın düğmesine basacakken "Zemin kata iniyoruz." dedi.
Onu onaylayıp zemin katın düğmesine bastıktan sonra geriye çekildim.
Sakin olmam gerekirdi.
Yanlış bir şey yoktu.
Sadece evime bırakacaktı.
Asansör kapılarını zemin katta açtığında Tolga Bey'den önce asansörden çıkıp derin bir nefes verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü ve Zarif
ChickLit"Sever misiniz manolyaları?" "Fazlasıyla." "Sizinle her karşılaştığımda sizden manolya kokusu alıyorum." dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. Parfüm kokumu fark etmesini beklemezdim. "Manolyanın hikayesini bilir misiniz?" diye konuyu değiştirdiğinde me...